Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Tekoğlu; “15 Temmuz yeniden Umuttur”

Saadet Partisi Karabük Merkez

Saadet Partisi Karabük Merkez İlçe Başkanı Abdullah Tekoğlu, İl Teşkilatında yazılı bir açıklama yaparak 15 Temmuz hain darbe girişiminin son dönemlerde karşı karşıya kaldığımız ihanetlerin en büyüğü ve acımasızca olduğunu söyledi.

 

 

 

 

İşte Tekoğlu’nun açıklamaları;  

“Bu gibi darbelere maruz kalmamak için, topraklarımız üzerindeki yabancı üsleri kaldırmamız, yerli üretime dayalı güçlü bir ekonomiye sahip olmamız ve inanç değerlerimiz etrafında kenetlenerek birlik ve beraberliğimizi sağlamış olmalıyız. 15 Temmuz darbesinde yaşananlar göstermiştir ki, darbelerin ana üssü, ABD elçilikleri ve İncirlik Hava üssüdür. Dolaysıyla, İslam Birliğini oluşturulması ve ABD elçilik ve üslerinin ciddi olarak takip edilmesi gerekir.Darbelerin bir daha yaşanmaması için Saadet Partisinin öngördüğü 10 MADDELİK ÖNERİ PAKETİ sunuyoruz.

15 Temmuz’un 1. yılında, bu alçak girişime karşı tarihte emsali görülmemiş bir kararlılıkla karşı koyan aziz milletimize şükranlarımızı sunuyor, tüm şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz.

15 Temmuz darbe girişimi, son dönemde karşı karşıya kaldığımız ihanetlerin en büyüğü ve en acımasızıdır. Bu yüzden, 15 Temmuz gecesi milletimiz sadece bir darbe girişimini önlememiş, kendisine vurulmak istenen prangaları kırıp parçalamıştır. Bağımsızlığına ve iradesine konulmak istenen ipoteği engelleyip tarihin çöplüğüne atmıştır.

15 Temmuz’un birinci yılında, bu alçak girişime karşı tarihte emsali görülmemiş bir kararlılıkla karşı koyan aziz milletimize şükranlarımızı sunuyor, binlerce yaralı ve hayatını kayıp eden 249 vatandaşımızı rahmet ve minnetle anıyoruz.

Saadet Partisi teşkilatları olarak tüm Türkiye’de hayatını kayıb etmiş olan vatandaşlarımıza Hatim indirip hediye edilecektir

15 TEMMUZ “YENİDEN BÜYÜK TÜRKİYE” İÇİN BİR UMUTTUR

15 Temmuz, iç ve dış ihanet şebekelerine rağmen, bu milletin sahip olduğu iman ateşinin hiçbir zaman söndürülemeyeceğini göstermiştir. Ancak bu umudu zinde ve sürekli tutmak, şarkılarla, marşlarla, sloganlarla, kutlamalarla değil, 15 Temmuz’dan ders çıkarmakla mümkün olacaktır.  Hiç şüphesiz ki, darbeye teşebbüs eden, kanlı fetö cunta hareketinin içinde yer alan, Milletine kurşun sıkan, Meclisine bomba atan canilerden hesap sorulacak ve en ağır şekilde cezalandırılacaktır. Ancak bu süreçte asıl önemli olan; Türkiye’de, bir daha bırakın darbe yapmayı, hiç kimsenin darbeyi aklından bile geçiremeyeceği köklü hukuki, siyasi, ekonomik ve kurumsal dönüşümleri gerçekleştirmek olmalıdır.
Darbelere sebep olan iç ve dış mihraklara karşı gerekli tedbirleri almaktır.

DARBELER ABD VE SİYONİZMİN İŞİDİR

Darbeler, genelde gelişmekte olan ülkelerde olmaktadır. Başta Abd olmak üzere, Batılı ülkeler ve Siyonizim, gelişmekte olan ülkeleri tamamıyla kontrolleri altına almak, her yönüyle sömürmek, yeraltı ve yerüstü zenginlik kaynaklarını uluslararası şirketlerine peşkeş çekecek zemini oluşturmak ve kanunları çıkartmak için, kukla olarak kullanacağı hain kişi ve ihanet şebekelerine darbe yaptırmaktadırlar. ABD , ilgili olduğu ülkelerdeki gelişmelerin kontrolden çıkmasını istemiyor. ABD’nin politik ideolojisinin belirlemesinde söz sahibi ve Latin Amerikan Uzmanı olan Robert Pastor’un ortaya koyduğu çerçeve tüm darbelerin arkasında ABD’nin olduğunu gösteriyor. “Bu ülkelerin istediklerini yapmaları ve bağımsız olmaları ABD’nin çıkarlarına zarar vermeyecek orarında olmalıdır. Bu ülkelerin bağımsızlıkları ve tercihlerine bizim çıkarlarımızla uyuştuğu sürece müsaade etmeliyiz. Bu tercihlerini doğru bulmadığımız bir yönde kullanacak olurlarsa o zaman doğal olarak bizim meşru müdafaya geçme hakkımız doğar” demektedir. Yani hangi ülkede olursa olsun Abd çıkarları tehlikeye girerse, orada güç kullanarak “darbe yapmak veya işgal etmek” Abd’nin doğal meşru müdafaa hakkı olarak görüyor. Bu görüş, ABD’nin dış politikadaki ana çerçevesini oluşturuyor. Bizim gibi, darbelerle meşhur olan Lübnanda gazeteci olan İbrahim Musevi de “Abd’de neden hiç bir zaman darbe olmaz? Sorusuna “Çünkü orada darbeleri planlayacak bir Amerikan elçiliği yoktur.

.
KONUŞMAKLA DEĞİL TEDBİR ALMAKLA DARBELER ÖNLENİR

Ülkemizde bugüne kadar, engellenenleri saymasak 6 tane darbe yapılmıştır. Bu gibi darbelere maruz kalmamak için, topraklarımız üzerindeki yabancı üsleri kaldırmamız, yerli üretime dayalı güçlü bir ekonomiye sahip olmamız ve inanç değerlerimiz etrafında kenetlenerek birlik ve beraberliğimizi sağlamış olmalıyız. Bunu sağlamadığımız, topraklarımızda İncirlik ve diğer Abd üsleri var olduğu sürece darbelerden kurtulmamız mümkün olmayacaktır. 15 Temmuz darbesinde yaşananlar göstermiştir ki, darbelerin ana üssü, ABD elçilikleri ve İncirlik Hava üssüdür.  Fetö terör örgütü liderini besleyip korumakla desteği açıkça görüldüğü gibi, darbelerin arkasında olan Abd, Siyonizm ve diğer Batılı haçlı itifakı ülklerle dostluk ve stratejik ortaklıklar kurarak, darbelere engel olmamız mümkün değildir. Dolaysıyla, İslam Birliğini oluşturulması ve Abd elçilik ve üslerinin ciddi olaraka takip edilmesi gerekir.

10 MADDELİK ÖNERİ

Bir daha 12 Eylül’ler, 28 Şubatlar ve 15 Temmuz’ların yaşanmaması için,
1- 15 Temmuz gecesi milletimizin ortaya koyduğu Milli İrade, toplumun bütün kesimlerinin temsil edildiği bir milli istişare sürecine dönüştürülmelidir.
2- Devlet yapılanmasında yandaşlık değil, ehliyet ve liyakat esas alınmalıdır.
3- Türkiye geçmişte, üzerinde yeterince düşünülmeden çıkarılan kanuni düzenlemelerden çok çekmiştir. Uyum yasalarında parti kaygısıyla değil, ülke kaygısıyla hareket edilmeli tek ölçüt; Milli İradenin güçlendirilmesi olmalıdır.
4- OHAL kararnamelerin çıkarılması ve uygulanmasında azami titizlik gösterilmeli OHAL, olağan hale dönüştürülmemelidir.
5- Bu süreçte suçsuz ve masum insanların zarar görmesi engellenmelidir. FETÖ ile mücadele özünden saptırılmamalı, hele hele muhalefeti susturma çabasına dönüştürülmemelidir.
6- Kukla ile uğraşırken, kuklacı unutulmamalıdır. Bu hain kalkışmanın ardındaki karanlık mihraklara karşı gerekli tedbirler alınmalıdır.
7- Türkiye batılı ülkeler tarafından siyasi ve psikolojik kuşatma altına alınmaya çalışılmaktadır. Terör örgütlerine kucak açan ülkelerin, Bakanlarımıza hatta Cumhurbaşkanımıza ambargo koyması bunun bir parçasıdır. Bu kuşatmayı kutuplaşarak değil birlik ve beraberliğimizi güçlendirerek aşabileceğimiz unutulmamalıdır.
8- Dış politika, topyekûn yepyeni bir anlayış ile ele alınmalıdır. İslam ülkeleri ve komşu ülkelerle ilişkiler güvenlik başta olmak üzere dostluk ve işbirliği zemininde yeniden dizayn edilmelidir.
9- Yaşadığımız coğrafya güçlü bir orduyu zorunlu kılmaktadır. Bu süreçte fetöcü cunta zihniyeti ile mücadele ederken, ordunun kurumsal kimliği yıpratılmamalıdır. Vatan hainleri ile vatanseverlerin ayrımı iyi yapılmalıdır.
10- Yapılan araştırmalar göstermektedir ki, darbe geleneği ile milli gelir arasında doğrudan bir bağlantı vardır: Milli gelirin düşük, adil paylaşımın bozuk olduğu ülkeler, darbe girişimlerine daha çok muhatap olmaktadır. Bu yüzden acilen tüketim ekonomisinden-üretim ekonomisine geçilmeli, adil gelir dağılımı sağlanmalıdır. Türkiye’nin 81 ilinde üretim ve kalkınma seferberliği başlatılmalıdır.
Darbelerin yaşanmadığı, kutuplaşma yerine birlik ve beraberliğin hakim olduğu, iç ve dış mihraklara fırsat verilmediği bir gelecek temenisiyle…

 

Saadet Partisi Karabük İl Başkanı Muhsin ÇEBİ’de ,

15 Temmuz hain darbe girişiminin yıldönümü

nedeniyle bir mesaj yayınladı.

Saadet Partisi İl Başkanı Muhsin Çebi mesajında, “Bir yıl önce 15 Temmuz gecesi alçak bir darbe girişimiyle karşı karşıya kaldık. 15 Temmuz gecesi milletimizin ortaya koyduğu milli irade sayesinde bu alçak darbe girişimi püskürtülmüştür. 15 Temmuz, bütün ihanet şebekelerine rağmen, bu milletin sahip olduğu iman ateşinin hiçbir zaman söndürülemeyeceğini göstermiştir. Ancak bu umudu zinde ve sürekli tutmak marşlarla, sloganlarla kutlamalarla değil, 15 Temmuz’dan ders çıkarmakla mümkün olacaktır.Hiç şüphesiz ki darbeye teşebbüs eden, kanlı cunta hareketinin içinde yer alan, milletine kurşun sıkan, meclisine bomba atan canilerden hesap sorulmalı ve en ağır şekilde yargılanmalıdır. Ancak bu süreçte asıl önemli olan; Türkiye’de bir daha bırakın darbe yapmayı, hiç kimsenin darbeyi aklından bile geçiremeyeceği köklü hukuki, siyasi ve kurumsal dönüşümleri gerçekleştirmek olmalıdır.

15 Temmuz darbe girişimi, son dönemde karşı karşıya kaldığımız ihanetlerin en büyüğü ve en acımasızıdır. Bu yüzden, 15 Temmuz gecesi milletimiz sadece bir darbe girişimini önlememiş, kendisine vurulmak istenen prangaları kırıp parçalamıştır. Bağımsızlığına ve iradesine konulmak istenen ipoteği yırtıp tarihin çöplüğüne atmıştır.
15 Temmuz’un 1. yılında, bu alçak girişime karşı tarihte emsali görülmemiş bir kararlılıkla karşı koyan aziz milletimize şükranlarımızı sunuyor, tüm şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz. 15 Temmuz Cumartesi günü yapılacak olan kutlamalara tüm halkımızı bayraklarıyla birlikte katılmaya davet ediyoruz” denildi.15 Temmuz gecesi bütün vehametine rağmen, ülkemiz adına, milletimiz adına, geleceğimiz adına bir umut ortaya koymuştur.
15 Temmuz, bütün ihanet şebekelerine rağmen, bu milletin sahip olduğu iman ateşinin hiçbir zaman söndürülemeyeceğini göstermiştir.Bu umudu zinde ve sürekli tutmak sloganlarla, kutlamalarla değil, 15 Temmuz’dan ders çıkarmakla mümkün olacaktır.Hiç şüphesiz ki, darbeye teşebbüs eden, kanlı cunta hareketinin içinde yer alan, Milletine kurşun sıkan, Meclisine bomba atan canilerden hesap sorulacak ve en ağır şekilde cezalandırılacaktır.Bu süreçte asıl önemli olan; Türkiye’de, bir daha bırakın darbe yapmayı, hiç kimsenin darbeyi aklından bile geçiremeyeceği köklü hukuki, siyasi ve kurumsal dönüşümleri bir an evvel gerçekleştirmek olmalıdır.” dedi

Web Tasarım & SEO: Best4SEO