Acele etsek işe yarar mıydı ? Yarar mıydı,yaramaz mıydı, az koşar gibi yapıp yok yok işe yaramıyor hissine kapılıyor , biraz bırakıyor ,sonra belki yetişiriz deyip yine yürüme yarışındakiler gibi (postacılar arasında yapılırdı ) az daha topukluyor, saate bakıp yine boşluyorduk.
Abidinpaşa dolmuşundan indik, Siteler dolmuşuna bineceğiz olay bu. Yer Ankara. Yıl 1985.
O yıllarda saat 24’den sonra yolcu tarifesi %50 zamlanırdı. Saat 24’e yaklaşmıştı ,acelemiz bundandı . Acelemizin işe yaramayacağı neredeyse kesinleşti . Avucumuzda zamlı ödeyeceğimiz kuruşlar , Ankara’nın en kalabalık dolmuş filosunu oluşturan efsanevi Siteler Magırusuna adım attık.
Magırus dolmuşlar , dizel motorunun hırlayışından tanırım.
Yaz mevsimi okullar tatil ben de lisedeyim. Dolmuş durağı mekanı Ankara Ulus Bentderesi caddesi.
Hava kararınca nasıl bir kalabalık akardı burada, araçların farları, kaset satan işportacılardan yükselen sesler, klaksonlar. Bazen bizim 100.yılda o ana caddede dolaşırken aklıma Bentderesi gelir.
Bentderesi pek tekin bir yer olarak anımsanmaz ama sonraki yıllarda yüzlerce defa oralarda bulunmama rağmen tek bir kavgaya bile denk gelmedim.
Bıyık altı gülenlere not : Ankara’nın en büyük dolmuş durağı Ulus-Bentderesi caddesindedir (Resim 1).
Resim 1: Bentderesi caddesi Dolmuş durağı (Eskilerden)
Dolmuştayız, geceye doğruyuz , orta kapıya yakınım,muavinle dizlerim teğet.
Bu arada iki kişiyiz biz,yanımdaki yurttaş enişte olur, tüccardır, dükkanı kapattık, eve gidiyoruz. Siteler dolmuşları öyle bizim 200 evler dolmuşu gibi iki saat dolsun diye beklemezsin, hemen dolar 1 dakika sürer sürmez.
Hemen de doldu zaten, şöför geldi, gırrr çalıştırdı yola çıktık. Zamlı tarifeye göre eleman parayı hazırladı, verecez. Muavin ayakta ,kıçını kapıya dayadı. Sahne bu.
Dolmuş dizel bir Magırus.Ankara dolmuşları böyledir hep. Bizim Safranbolu dolmuşları gibi. Zaten bi duyduğuma göre Ankara’nın eskiyen dolmuşlarını alanlar oluyor buralardan. Modeli eskiyen Ankara dolmuşu, bizim yeni modelimiz oluyo .
Magırus şöförü marşa basar.Az bir hareket eder, tekerlek en fazla 2 defa etrafında döner, 1 saniyede 3.vitese geçer. Bu farzdır. Şak,şak, şak.
alışa çalışa boynu eğrilmiş, yorulmuş, uyku basmış dolmuş ekibi muavine zamlı zamlı ücretlerini teslim etti, yalnız birinden eksik gelmiş olmalı ki muavin , o yolcudan “ bu eksik “ diyerek zamlı geri kalanı da talep etti.
Adam türkücü Ramazan Çelik’e benzeyen biri.
Arka dörtlüde soldan 3. sıra. “ Saat 24 olmadı kardeşim “ dedi.
Kolundaki saati göstererek “saat” dedi “24’e 3 dakika var”. Bu sırada elinin işaret ve orta parmağıyla saatin camına hafifçe vuruyordu.
İddiasının ne kadar güçlü olduğunun bir kanıtıdır bu. Siz de bir gün konu zaman olduğunda ve kanıt göstermek isterseniz bir yardımcı eylem olarak saatin camına hafifçe vurun. Ardışık vuruşlar. Saniyede 3-4 defa. 10 olunca bırakırsınız.
Muavin “ isteseydik 3 dakika daha bekleyip”çıkardık “ diyerek yanıtladı ama arka dörtlü soldan 3.sıradaki uzunca boylu bıyıklı yurttaş son derece kendinden emin itirazını sürdürdü.
Saat 24 olmamıştı ve dolmuşçuya zamlı tarife ödemeyecekti.
Tartışma uzadı haliyle, bir sonraki tartışıcı da mecburen şoför oldu. Topa girdi.Seslerin şiddeti arttı, dolmuş içinden cılız müdahaleler tartışmanın sonlanmasını başaramadı.
Şoför tabi aracın en başında olduğu için sık sık kafayı geriye çevirip söylendiğinden sağlamcı yolcular rahatsız oldular, “kaza yapacaksın” diye anonim sözler işitildi içeriden,şoför de aracı bir benzin istasyonuna çekti.
Silahlar çekilmişti. Artık biz de indik. Arka dörtlü soldan 3.sıra da indi.
Şoför U çizip ön taraftan dönerek orta kapı civarında buluştular. Birkaç cümle itişme sonrası nihayet devreye enişte girdi, enişte boksördü, bir sağa bir sola birkaç çift sert laf etti.
Bir sağa bir sola yazınca vurdu sandınız ama öyle değil, bir sağa bir sola konuştu sadece.
Rakipler hızla diye sakinleşti. Canlarına minnetmiş, özellikle şoförün.
Bir video dolanır sosyal medyada : Sürgülü bir kapının iki yanında 2şerden 4 köpek birbirlerine öyle havlıyorlar ki sanarsın birbirlerini boğacaklar.Sonra biri kapıyı az az açtı , köpekler geriye dönüp gitti. Döğüşmediler. Böyle. Bağrıştı bizimkiler,sonra geri döndüler.
Tekrar içeri girdik. Saat gecikiyordu. Herkes bir an önce uykuya başlamanın hayalindeydi. Zamlı tarife tartışması bir miktar daha devam ettiyse de artık sonlandı.
Ancak şöför rakibine müthiş bir yumruk attı.Yumruk dediysem ,hani şu 1 kuruşluk dava açmaya benzeyen, ya da Avrupa’da düellolarda boş eldivenle rakibe tokat atmak gibi.
Şöför arka sıra soldan 3.sıradaki muterizden ® hiç para alma dedi muavine… Normal tarifeden almayı da reddetti. Şöför nakavt etmiş gibiydi. Gecenin o saatinde arka dörtlü soldan 3.sıraya beklenmedik ağır bir darbe.
Adam şaşırmıştı, utanmıştı. O yıllarda insanlar utanırdı. Allah utandırmasın diye bir dua pek yapılmazdı.
Arka sıra soldan 3.sıradaki adam bizden önce indi.
“İnecek var”dedi.
Ankara da dolmuşlarda o zamanlar öyle söylenirdi çoğunlukla.
Kısa ve etkili.
Zamsız normal ücretini almayan şoföre utanan adam inerayak mükemmel bir karşılık verdi.
Ücretini, dolmuşun tavan döşemesinde yırtık bir aralık görmüş, oraya sokuşturdu.
Kim bilir ilk bindiğinde görmüş o yırtığı ve senaryoyu ta o zaman yazmıştı.
Kim bilir.
Resim2 : Dolmuş tavanı (Yırtılabilir)
O gece müsabaka 1-1 bitti. Golcüleri alkışladık, içimizden.
yazarın tüm hakları saklıdır. Lütfen kaynak göstermeden alıntı /yayın yapmayınız @karabukgundem