Yılmaz”Bakınca İçim Sızladı”

Karabük’ün tanınmış simalarından, STK larında halen görevleri bulunan ve önemli siyasetçilerinden olan Rota Mühendislik sahibi, İnş.Mühendisi Nedim Yılmaz kendi sosyal paylaşım sitesinden bir gözlemini değerlendirmiş… Uyuyan KARABÜK’E güzel bir örnek olan yazıyı sizler için yayımlıyoruz.. Bakın YILMAZ bir değer için neler diyor..Ne yorumlar yapıyor..!!     Nedim YILMAZ/ Yazı-yorumu.. Geçtiğimiz günlerde Karabük’ün simgelerinden biri sayılacak yapılardan […]

Karabük’ün tanınmış simalarından, STK larında halen görevleri bulunan ve önemli siyasetçilerinden olan Rota Mühendislik sahibi, İnş.Mühendisi Nedim Yılmaz kendi sosyal paylaşım sitesinden bir gözlemini değerlendirmiş…

Uyuyan KARABÜK’E güzel bir örnek olan yazıyı sizler için yayımlıyoruz.. Bakın YILMAZ bir değer için neler diyor..Ne yorumlar yapıyor..!!

 

NEDIM

 

Nedim YILMAZ/ Yazı-yorumu..

Geçtiğimiz günlerde Karabük’ün simgelerinden biri sayılacak yapılardan biri daha sessiz sedasız tarihin sarı sayfalarındaki yerini aldı. Ne acıdır ki; Kimse duymadı, görmedi, konuşmadı.

Tarihi yapı deyince siz sadece surları, kaleleri yada belki şehrimiz için özel yeri olan Safranbolu evlerini anlıyorsunuz. Oysa tarihi yapı: bir dönemin yaşamından kesitleri bize aktaran yapıdır. Bu kimi zaman bir ev, bir mağara, bir spor alanı, bir idari saray, kimi zaman da bir endüstri tesisidir.

Geçen gün evimin penceresinde baktığımda teknoloji canavarı vinçlerin şehrimizin simgesi sayılabilecek yapılardan biri olan “Yenişehir Bacası”nı yutmaya, devirmeye çalıştığını gördüm.

Bakınca içim sızladı.

Kırmızı beyaz şeritli baca yerinde sökülürken adeta Karabük’ten bir dönem sökülüyor gibi geldi bana.

Bu yapı güzelliği ile, çirkinliği ile, şekli ne olursa olsun Karabük’te simge, tarif noktası olmuş bir yapı değil midir?

Hepimizin çocukluğundan beri hayretle seyrettiğimiz bir yapı değil midir?

Şehre gelenlerin merakla sorduğunda; “Şehirde merkezi ısıtmanın bacası” diye biraz da övünerek anlattığımız bir sistemin simgesi değil midir?

Dünyanın neredeyse çok az yerinde rastlanacak belki de bir örneği olmayan şehir modelinin endüstriyel bir eklentisi değil midir?

Cumhuriyet Kenti Karabük’te, Genç Cumhuriyete yakışır nasıl bir yapılaşma yapıldığının yıldız örneklerinden biri, bir Cumhuriyet Dönemi yapısı değil midir?

Şimdi bunun kaldırılmasının gerekçesini kim bana izah edebilir ki?

Toplam kapladığı alan ne kadar ki?

Duyduğuma göre o bölgede işlevselliğinin çok tartışılacağını düşündüğüm bir köprü yapılacakmış. Umuyorum kaldırılma nedeni bu değildir. Eğer öyleyse beni bir kez daha yaralar.

Şimdi bakıyorum o yapı yerinde yok.

Birileri sanki benim çocukluğumun üzerine sünger çekti.

Daha da acısı bir kaç gündür basını, kamuoyunu takip ediyorum bununla ilgili bir tek yorum, yazı, haber, bir kötü fotoğraf karesi bile geçmiyor.

Yoksa bacamızı seçim havasına kurban mı verdik?

Bu yapıyla ilgili istenirse bir sürü proje üretilebilirdi pekala…

Hani asansörleri seviyoruz ya, yanına bir asansör üstüne bir platformla basbayağı bir seyir terası yapılabilirdi örneğin.

Yada ne bileyim, biz yükseklere bayrağımızı dikmeyi severiz; bir bayrak kulesi, yada ışık oyunları kulesi vs..

Anlaşılan onu ortadan kaldırmak en kolay ve garanti yol olarak tercih edilmiş. Sonunda hep ayak bağı olacaktı sanırım. Ama üzülüyor insan. Üzülüyor işte.. Geçmişe ait izlerimizi bu kadar kolay kaybetmemeliyiz diye düşünüyorum.

Şimdi birçok insan (hele bir tarafgirlik düşüncesi içinde olanlar) “ya bir baca için amma ağıt yakmış” diyecekler.

Aslında hiç statükocu biri değilimdir.

Hep değişimden yana olmuşumdur.

Ama geçmişle gelecek arasına “köprü” kurarken bu tür bağların koparılmaması gerektiğini, şehirlerin hafızalarını muhafaza etmek gerektiğini ifade etmek isterim.

Karabük’te gözünü açmış biri olarak o bacanın benim yaşam kesitimde yeri var elbet.

Eğer kimse rahatsız olmadıysa ben rahatsızlığın kendimde olduğunu peşinen kabul ediyor herkesten özür diliyorum.

Biraz daha duyarlı olmamız gerektiğini düşünüyor, gözümü o tepeye çevirdiğimde gördüğüm boşluk ve bacayı görememenin eksikliği belki burkuyor yüreğimi…

Exit mobile version