Sırt Ağrıları Omurilik Tümörü Belirtisi Olabilir
Özel Medikar Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Gültekin Erdoğan omurilik tümörü hakkında bilgi verdi.
Beyin ile organlar arasındaki bilgi alışverişini sağlayan omurilik de zaman zaman tümörlerle karşı karşıya kalabiliyor.” diyen Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Gültekin Erdoğan ” İnsanları adeta “sırtından” vuran omurilik tümörlerinin erken davranıldığında bir tehdit olmaktan çıkıyor.” şeklinde uyarıyor.
İşte Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Gültekin Erdoğan’ın uyarıları;
Beyin ve organlar arasındaki elektriksel bağlantıyı sağlayan bir “sinir demeti” olarak adlandırılan omurilik, aynen beyinde olduğu gibi kalın bir zarla korunuyor. Omurların ortasındaki korunaklı kanal ile (omurilik kanalı) beyinden bele kadar uzanan omurilikte, elektriksel bağlantı karşılıklı olarak yürütülüyor. Beyinden gelen emirler iç organlara veya kol- bacaklara gönderildiği gibi, vücuttan gelen bilgiler de omurilik vasıtasıyla beyne taşınıyor. Bu kadar hayati bir fonksiyonu olan omurilikte meydana gelebilecek sorunlar, en hafif şekliyle bu bilgi ve emir alışverişini kısmi ya da tam olarak engelleyebilecek klinik tablolara yol açabiliyor.
Omurilik tümörlerinin çoğu iyi huylu
Bunlar tabii başka organlardan omuriliğe sıçrayan tümörler değil; direkt olarak sinir dokusundan, omurilik zarları ya da sinir kılıflarından kaynaklanan primer (kendi) tümörler. Sinir sistemi tümörlerinin yaklaşık yüzde 10-15’ini oluşturuyorlar ve bir kısmı kalıtsal olabiliyor. Kalıtsal nedenler dışında diğer tüm tümörlerde olduğu gibi mutasyonel ajanlara maruz kalmak önemli risk faktörleri. Örneğin; sigara, radyasyon, katkılı gıdalar. Fakat omurilik tümörlerinin büyük bir kısmı iyi huylu ve mikrocerrahi olarak ameliyatla çıkarılabiliyor ya da küçültülebiliyor” şeklinde konuştu.
Hiçbir belirti hafife alınmamalı
Hastaların genellikle ağrı şikayetleri, yürüme güçlüğü, dengesizlik,kol ve bacaklar da kasılma, uyuşma ile ellerini kullanma güçlüğü gibi hafif bulgulardan, kısmi ya da tam felç tablosuna kadar uzanabiliyor. Bu bulgulardan bazıları, tedavi öncesinde hastanın sağ kalım süresini de etkileyebiliyor. Örneğin hastada güç kaybı olup olmaması, hastalığın ilerleme hızı, idrar kaçırma ve tümörün ameliyat sonrası patolojik inceleme ile konulan tanısı bu noktada en önemli faktörler olarak öne çıkıyor. Muayene bulgularından şüphe duyulursa ilk tercih olarak istenen görüntüleme yöntemi MR olur. Bazen omurga kemiklerini etkileyen tümörler için BT (bilgisayarlı tomografi) de kullanılabiliyor. Tabii teşhis konduktan sonra öngörülen tümör tipine bağlı olarak ek bazı testlere de ihtiyaç duyulabiliyor”