İş çıkışı kent merkezine inmem gerekti. Alışveriş sitelerinden değil, kent esnafından bir şeyler alacam. Aldım da.
Hava güzel mi güzel, ellerim ceplerimde…
Kış akşamı 15 derece nasıl olur ayrıntısıyla moral bozmazsan her şey güzel. .
Yanımda küçük oğlum var ve laf onun üniversitesinde hazırlık sınıfına uğradı ve bir quiz sesi işittim.
Ben de gittim 33 yıl öncesine ,benim İngilizce hazırlık sınıfına.
2 tane İngilizce öğretmenimiz vardı ,biri Esen Pulak , şirin mi şirin 50’lerinde, bana çok güzel “Habibullah” derdi.
Akşamları Kıbrıs Bayrak radyosundan müzik dinlerdim.
Bir gün derste akşam napıyonuz ( what are you doing in the evenings ? ) diye sormuş,ben de “Kıbrıs radyosu dinliyorum” demiştim.
Kıbrıslı mısın? diye devam etmiş, ben de ne sorduğunu anlayamadan “evet (yes) demişim.
Aylarca sınıf arkadaşlarım ve öğretmenim beni Kıbrıslı sanmış.
Bir de 30’larında bir kadın öğretmenimiz adını anımsayamadım.
Çok güzel giyindiği aklımda kalmış.
Sınıflarımız 25 kişilik falan.1-2miz hariç herkes deli gibi çalışkan.
Arada ders sırasında ellerinde sınav kağıtları,pat içeri diğer sınıfların ingilizce öğretmenlerinden biri girer,bu ne : Pop-Quiz.
Bazılarımız dersten kaytarırdı, pop-quize denk geldiyse buyrun “0”SIFIR… Habersiz sınav bunlar. Ama 100 üzerinden 5-10 puan arası. Toplanıp 100 edince bir sınav puanı eder.
Benim ilk pop-quizler toplamım 96 filandı. Bir İlker vardı.Ankara Fen liseli.”Senin paplar ( pop-quizler yani) hayvan gibi ” dedi. Çok manasına ” hayvan ” kullanıldığını ilk defa İlker’den öğrendim.
Aynı İlker , bir gün Altındağ-Yenidoğan’a gitmem ( meşhur Çinçin Bağları ) gerekti. Bana “orada dikkat et kestaneyi çizdirme “dedi.Bu deyimi de öğrenmiş oldum.Evet, ben Ankara’da çok şey öğrendim. Tıp ne ki.
Ben esas bu akşam quiz,pop-quiz gevelerken, o günkü öğretmenlerimizin bize İngilizceyi öğretmek için nasıl çabaladıklarını anımsadım.
Dersi anlatırken ne kadar yorulduklarını, bize nasıl şefkatle davrandıklarını, dersten içeri dalan diğer ingilizcecilerin disiplinli ama merhametli bakışlarını…
Gayretlerini bugünlerle karşılaştırmam olanaksız. Yıl 1988 idi. Umudumuz sonsuzdu.