Spor hayata tutunmanın bir dalıdır. Sözcüğüne en çok inananlardanım…
Spora eğitimli bir devlet asla yorulmaz ve yine bilirim ki spor bir insanın her durumda farklı olmasını sağlar.
Şurası kesindir ki,” Sporu sadece sporcular yapmamalıdır, spor bir toplumun yaşam biçimi olmalıdır”
Ancak spor dendiğinde bizim ülkemizde akla hemen FUTBOL gelir…
Futbol spor kelimesi ile özleşmiş adeta…
Spor yapıyor musun sorusuna ‘Daha dün halı sahada müthiş bir maç çıkartım’ cevabı alırsınız..
Dün 100 metre yüzdüm, 5000 metre yürüdüm, salonda basketbol oynadık, güzel bir voleybol maçıyla sporu mu da yaptım! Gibi cevapları da nadiren alsak ta spor dendiğinde bu ülkede Futbol akla gelir..
Futbol?
21. yüzyıl itibarıyla 200’ün üzerinde ülkede 250 milyonu aşkın oyuncu tarafından oynanmakta yine milyonları spor tesislerine (tribünlere) çeken en popüler spor Futboldur..
Oda ayrı bir gerçektir..
Kısa bir anekdot “MÖ 300-200 yıllarında Çin’de ortaya çıkan ve günümüzdeki futbolla benzerlikler taşıyan cuju, oynanış bakımından futbola benzeyen ilk oyun olarak kabul edilmekte.
Yıllar boyunca dünyanın farklı yerlerinde futbola benzeyen oyunlar oynansa da modern futbol kuralları ilk olarak 1863 yılında Futbol Birliği tarafından sistemleştirilmiş olup günümüze kadar birçok değişikliğe uğrayarak gelmiştir..
Yani İngilizlerin ata sporu falan değildir..
Biz, dönelim bugün 17 ana kurala dayılı futbolun Ülkemizde ki durumuna..
İlk olarak 1877’de İzmir’de futbol, azınlıkların oynadığı, Müslümanların da seyrettiği bir oyun olarak dikkati çekmişti.Ardından, İzmir’de futbolun öncülüğünü yapanlardan James La Fontaine, 1889’da İstanbul’a yerleşti ve 1901 yılında Kadıköy’de Reşat Danyal, Fuat Hüsnü Kayacan ve arkadaşları ilk Türk takımı Black Stockings Futbol Kulübü’nü kurdular, ancak kulüp aynı yıl faaliyetine son verdi.
1904’te başlayan Pazar Ligi şampiyonluğunu ise Imogene FC, 1905’te ise Cadi-keuy FC kazanarak Anadolu topraklarında şampiyonluk ilan etmişlerdi..
İşte o yıllarda ilk olarak ve özellikle gayri Müslümlere karşı örgütlenme amacıyla da, 1905 yılında Galatasaray, 1907’de Fenerbahçe Pazar liginde yer aldı. Bu arada 1903’te kurulan ancak futbol branşında 1910′ da faaliyetlere başlayan Beşiktaş’ta katılım sağlayınca Pazar Ligi’nde Türk futbolcular çoğunluğu sağlamış oldular..
1923’te Cumhuriyet’in ilanından önce kurulan Türkiye Futbol Federasyonu, aynı yıl 21 Mayıs’ta FIFA üyeliğine kabul edildi. 26 Ekim 1923’te Türkiye millî futbol takımı ilk millî maçını Romanya ile İstanbul’da oynadı.
1924 yılında Türkiye Futbol Şampiyonası adı altında ilk kez ülke çapında bir futbol şampiyonası yapıldı. 1954 yılında kurulan UEFA (Avrupa Futbol Birliği), 1962 yılında Türkiye’yi bir Avrupa ülkesi olarak üyeliğe kabul edilmişti..
Türk futbolu tarihi daha çok derin onu tarihçilerden araştırıp yazmaya kalksak sayfalar yetmez
Ancak, bugün Türk futbolunun içinde bulunduğu kaosa da yer vermek istiyoruz..
MANAJERLERİN & CİO’LARIN KATLETTİĞİ FUTBOL…
Son Örneklerinden biri KARABÜKSPOR
Bir diğeri de AKHİSAR SPOR…
Türkiye nin tek İşçi takımı ve tarihinde hep başarıları ile örnek olmuş bir Karabükspor bugün 2.Ligden göz göre göre düşüyor ve milyonlarca lira borcu ne olacak bilinmiyor..
Yine, Thyateira antik kentinde bulunan antik sikkelerden anlaşılıyor ki yaklaşık 2000 yıldır ve özellikle Roma imparatorluğu döneminde spor müsabakaları ile öne çıkan Akhisar’ın da son dönemlerde ki süper lig macerası milyonlarca lira borçlar yanı sıra küme düşüşleri ve yok oluşu ile sonlanacak…
Bu iki kentin spor takımlarının başlarına gelenler neredeyse aynı..
Türk Futbol Federasyonu, FUTBOL Otoriteleri, Spor yazarları bu iki kentte yaşananları mercek altına alsınlar Kulüplerin yaşayabileceği keşmekeşliği önleyeceklerdir.
Karabükspor dünde yaşadıkları yüzünden koca bir tarihi sayfayı kapatıyor..
Bugün aynı senaryoları AKHİSAR SPOR’da görebiliyoruz..
Bir takım menajerlik firmaları bir takım farklı karanlık İnsanlar, kulüplerin transfer gelirlerinde al gülüm ver gülüm yapmak adına uyguladı uyguladıkları stratejik taktikleri aynı
Ekonomik zorluklar çeken kulübe FİNANS sağlarız diye önce çökmek..
Çöküş öncesi tüm yetkileri (transfer-alım satım vs) almak ve bu çöküşü transfer dönemlerine getirmek önemli..
Sonra, bir bir futbolcu satmak, bir bir almak…
Her satışta ve alışta nemalanmak..
Bu kadar basit bir döngü ama Milyarlık döngüler..
Bu arada her dönem bir alt lige düşmek ve ağır ağır şehirden kulübü kopartmak, taraftarsız bırakmak, alt yapıları kurutmak senaryoları var ki bunlarda o stratejinin ana parçaları..
Bakınız Karabükspor …. Bakınız Akhisarspor…Futbol takımları…
Sonuç; Türk Futbolu tam 25 yıldır Kulüplerin Dernekler yasasından çıkışı ve yeni yasa yapımını konuşuyor.
Her spor bakanı geldiğinde yeni bir Spor Kulübü Yasası hazırlandığını söylüyor, gidiyor yenisi geliyor o bakan da üzerinde çalışıyoruz diyor…
27 Yıldır aynı laflar konuşuluyor ancak, yapılan onca güzel spor sahalarına karşın bir KULÜPLER yasası çıkartılamıyor..
27 Yıldır hazırlanıyor…