Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

‘Beyaz önlük ‘

Beyaz önlük  giyme töreninin 

Beyaz önlük  giyme töreninin  ne zaman  moda olduğunu bilmiyorum.Tıp Fakültesine başlayan 1.sınıf öğrencilerine yapılan töreni kasdediyorum.

Paralı tıp fakültelerinin  bir gösterisi olarak başlamış olmalı. Büyük ihtimal.Sonra  her yere yayıldı. Aileler  geliyo falan. Yapmayanı dövüyorlar.

Malum  gösteri  dünyasında yaşıyoruz. Reklamın önemi büyük. Benim bir arkadaşım özel ofis açacakken bu işten hatırı sayılır  para kazanan meslektaşı bir öğüt olarak ” alet alma  o paraya reklam  yap” demiş. Alet dediği de tıbbi aletler .Dışarıdan bize  çok  lazımmış  gibi gelir oysa.

Ben  tıp fakültesinde okurken  önlük giyme töreni  filan  olmadı. En son mezun  olurken kep atmalı  cübbe  giymeli mezuniyet törenine  de katılmadım. Buna üzgünüm.Katılmadığıma yani. Neden  katılmadım ? Annem babam katılacak gibi değildi,rahatsızlık vesaire.

 Kimse  gelmeyecek ben de katılıp boşuna 210 bin lira  cübbe  kirası  vermeyeyim dediydim. Cübbeyi kiralıyordun 150 bin idi  herhalde. 60 bin lira da organizasyon ücreti.Geçmiş gün katılıp anılarımızda  yer tutacak  resimlerimiz olmalıydı arkadaşlarımızla ..

 3.sınıftan , hastanede stajlara başladığımız 4.sınıfa geçtiğim yaz ,bana evde  dikilen beyaz önlük  de heyecan verdi. Tören mören olmasa da.

 İlk genel cerrahi stajından başladık. C grubunda. 4 grup vardı .A,B,C,D. D grubunun  başında  meşhur Mehmet Haberal var.B grubunun  başasistanı tanıdık bir isim: Dr.Ahmet Tayfun Çelik. Bizim hastanede şu an  genel cerrahi uzmanı.

Bizim C grubunun  tonton ama  çok disiplinli bir hocasını anımsarım. Esat Hersek hoca. Arka tarafının göz önünde olduğu kimlik kartında  her gün göre göre aklımda kalmış: Doğum yeri ve tarihi: Hersek 1933.Esat hoca hiç üşenmeden hergün saatlerce bize bir şeyler anlatırdı. Biz yorulurduk ayakta durmaktan o yorulmazdı.

Bizim grubun çömez asistanı da  Mustafa adında biri. TUS derecesi yapmış çok çalışkan . Hacettepe’de çalışkanlara   inek lakabı takılırdı. Sınıf kaybedenlere  fosil. Fosil.Yıl kaybeden arkadaşlar  kendi kendilerine  “ben fosillerdenim “derdi  rahatça.

 Bu Mustafa abiye   çok çalışkan olmasından dolayı  Mööstafa denirmiş. Stajerler  kendi aramızda  dedikodu yapardık.

 Mustafa abinin küçük çerçeveli bir gözlüğü vardı, sık sık burnuna  düşen cinsden.Bu arada gözlükler de modaya uyuyor sanırım. O zamanki moda ,cama  gözün zor sığdığı küçücük camlı gözlükler.

Mustafa abinin  buruşuk bir önlüğü vardı. Üzerinde  her atığı barındıran cinsden : Kan,idrar kesin  , dışkı  da büyük ihtimal.

 Bir vizit sırasında ,kalabalığız  arkalardayız, benim yanımda Mustafa abi. hastayla alakalı fısıldayarak bir soru sorma gafletinde bulundum. Elinin başparmağını işaret ve orta parmak arasına koyarak cevap verdi.Cevabı parmak hareketi oldu vitaminsizin .O zamanlar iskelet gibiydi.  Çok içerledim .

2.5 ay süren uzun cerrahi stajında bir  gün Çankırı’dan gelen zayıf ufak tefek bir teyzenin stajeri  oldum.Stajer olarak  hastan olursa  hastanın bilgilerini  didik didik ediyorsun .Teyze tiroid kanseriydi. Şekeri de vardı. Bir vizit esnasında  hoca  asistanı olarak  Mustafa abiye ” hastanın şekeri var mı “dedi. Asistanlıkta kuraldır,sormadıysan sallarsın  sormadım demezsin. Pespembe yalan. Mustafa abi “yok”dedi. Ben atıldım “var “dedim. Dosya getirildi “Var”.

Kapalı kapılar ardında ne olduğunu bilmiyorum. Hoca  haşlamış  olmalı ki Mustafa abi bana çok kızdı. Hocasız bir vizitte bana bir kaç laf soktu,azıcık kekemeydi, kelimelerin bir kısmı  kaynadı  gitti zaten.Unuttuk  gitti her şeyi anca  şimdi detaylar aklımıza  geliyor.

Mustafa abi,  muhtemelen  Amerika’da.

Merak edip baktım şimdi, evet  Amerika’da. Prestijli bir üniversite hastanesinde doçent. Gözlüğü atmış. Lazer  olmuş demek. Kilo  da almış.Vitamin eksiği yok, resimden öyle anladım.

Gittiğin yerde mutlu ol  Mööstafa abi.