Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Bir Devrin Battığı Yer, 18 Mart Çanakkale

Tarihin en büyük bağımsızlık

Tarihin en büyük bağımsızlık savaşlarından, hem karada hem denizde verilen yeridir, ÇANAKKALE..

Mücadelelerde iki taraftan da çok ağır zayiat verilen Çanakkale, Bir devrin değiştiği yerdir..

Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı ordusunun dünyanın en güçlü donanmalarına geçit vermeyerek yazdığı “Çanakkale Geçilmez Destanı” altında tarih kitaplarına çok yansıtılmayan gerçekler vardır..

Bu gün ki AB o gün ki İtilaf Devletleri, Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul’u alarak İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü ele geçirmek, Rusya ile güvenli bir erzak tedarik ve askeri ikmal yolu açmak istiyorlardı..

Bu 18 Mart ; 107. yıl dönümü kutlanan ve Çanakkale Deniz Zaferi olarak sonuçlanan kahramanlık destanı diğer bir anlamla, Mehmetçiğin “Çanakkale geçilmez” sözünü kanıyla tarihe kazıdığı gündür.. Yine tarihin gördüğü en büyük devrimci ve devlet adamı olan Mustafa Kemal Atatürk’ün tarih sahnesine çıktığı gün olarak da kayıtlara geçtiği gündür…

18 Mart günceldir. “Üzerinde güneş batmayan imparatorluk” olarak adlandırılan dönemin en büyük sömürge imparatorluğu olarak bilinen İngiltere güç ve itibar kaybetmiştir.

Avrupa’dan gelecek yardıma bel bağlayan, ekonomik ve toplumsal bunalımı aşamayan Rusya’da, Çar devrilmiştir.. Rusya’da yeni bir düzen kurulurken, asıl amaçları işgal altında ki İstanbul boğazlarından rahatça geçerek Rus’ya da başlayan halk ayaklanmasını durdurmak olan Emperyal güçler, Çanakkale’nin geçilmez olduğunu öğreneceklerdir. Sonuç olarak Çar’a destek olamamışlardır..

Onun için Çanakkale Destanı emperyalizmin yenilebileceğinin kanıtlandığı gündür aynı zamanda..

Tüm bu tarihsel sürecin temelin de yatan isim ise Mustafa Kemal Atatürk’tür..

Mustafa Kemal’in ileri görüşü ve askeri zekası ile o dönem başlarında Lenin’e yazılan mektupta : “Emperyalist hükumetler aleyhine harekâtı ve bunların tahakküm ve esareti altında bulunan mazlum insanların kurtuluşu gayesini hedefleyen Bolşevik Ruslarla mesai ve harekat birliğini kabul ediyoruz. Evvela, milli topraklarımızı işgal altında bulunduran emperyalist kuvvetleri kovmak ve gelecekte emperyalizm aleyhine vuku bulacak ortak mücadelelerimiz için dahili kuvvetlerimizi şekillendirmek üzere, şimdilik ilk taksit olarak beş milyon altının ve kararlaştırılacak miktarda cephane ve diğer fenni harp vasıtaları ve sıhhi malzemenin ve yalnız Doğu’da harekât icra edecek olan kuvvetler için erzakın, Rus Sovyetler Cumhuriyeti’nce temini rica olunur.” Der

Türkiye Kurtuluş savaşı öncesi yazılan bu mektup karşılığını da bulur. Ve Arhavi ile İnebolu arasında bir çok Karadeniz kıyısına Kurtuluş savaşı için gelen yine o dönem için önemli sayılan Tüfek, Makinalı tüfek vb mühimmat Anadolu’ya, oradan da kağnılar ile savaş hatlarına taşınır..

Hani hep deriz ya atkısını kazağını, çocuğunu sarmadığı top mermersine sarmış Analarımız vardı bizim diye…

Hani koca koca harfler ile yazar ya Çanakkale Gelibolu dağları eteğinde “ DUR YOLCU BİLMEDEN GELİP BASTIĞIN BU TOPRAK BİR DEVRİN BATTIĞI YERDİR” Diye…

Ha işte o gün 18 Mart böylesi bir gündür..

Bağımsızlığı için Onurluca duran bir halkın Kurtuluş destanını vereceğini ispatladığı gündür..