Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

BAKTIN OLMUYO, ÇEKİL Bİ DE BEN BAKAYIM.

  ÖZET: Şu hayatta pozitif giden bişey varsa o da

 

ÖZET: Şu hayatta pozitif giden bişey varsa o da kan grubum.. Bunalıma girip girmeme arasında kararsız kaldım.. Karasızlık durumlarında profesyonel destek şart derler…  Kıydım paraya psikoloğa gidip “Sorunlarım var, herşey üstüme üstüme geliyo gibi hissediyom” dedim.. “Kimin yok ki, takma kafana” dedi.. Şimdi daha iyiyim.

Başlarken Önemli Not: Mizahimsi yazar Titrettin Abiyi mizah sevmeyen okumasın.. Net bilgi..

 

Ne güzel sabah güne güzel başlamıştım. Sabah dedimse kuşluk vakti olan sabahtan bahsetmiyom.. Prensip olarak saat 10 gibi kalkar, 11 gibi geçerim gazete ofisine.. 2 haftadır diğer köşe yazarları bu yüzden gidip beni 3 estetikli patronum Semih GÜLEN’e şikayet etse de, alışkanlıklarımdan asla taviz vermiyom… Bu sabahta öyle yaptım.. Saat 10 gibi uyanıp çıktım evden..

GÜNE GÜVEN’LE BAŞLARIM…

Güven’le başlarım derken, kendi güvenliğimden bahsetmiyom, Güven Pastanesinden bahsediyom.. Her sabah Güven Pastanesine gidip aksaçlı Gürbüz abimden sıcak kıymalı böreğimi alıp, mısır tarlası büyüklüğündeki ofisime geçip kahvaltı yaparım.. Yine öyle yaptım… Burda bi parantez açayım da durduk yere maraza çıkmasın…

Aksaçlı Gürbüz abi dedimse, saçlarındaki kırlar nedeniyle aksaçlı dedim… Aramızda 20 yaş farkına rağmen, her ne kadar da benden genç ve dinamik görünse de, saçlarım şimdilik onun saçlarından 8 level daha koyu… Yıllar boyu Kurtlar Vadisi ile büyüyen orta kuşak üstü ahali “Aksaçlı” teriminden işkillenip konuyu derin devlete kadar bağlamasın diye bu parantezi açmak zorunda kaldım… Benim tabirim yüzünden sabahın 5’inde karga tulumba almasınlar Gürbüz abimizi evinden…

KARABÜK GÜNDEM’DE ÇAY SORUNU…

Neyse kıymalı böreğim soğumadan yiyeyim diye masama oturup Muaz kardeşimden bi çay rica ettim… Muaz KARAÖZ bu gazetenin eli ayağı.. Çay çorba işleri ondan sorulur… Huyuna gitmezsen “Çaydanlığa yeni su çektim, yarım saat sonra getiririm” dememesi içten bile değil… Estetikli patronum bile çay isterken önce Euzu Besmele çekip öyle istiyo çayını.. Aksi halde ona bile aynı muameleyi yapıyo…

Geçen hafta Spor –Aktüel köşe yazarımız Soner MANAV gazetede 3 gün çay içememiş.. Her seferinde “Yeni su çektim” cevabı aldığı için o da çay içmekten vazgeçmiş.. “Aralıklı oruç” tutar gibi gazete bürosundayken çayı hayatından çıkartmış garibim.. Bu sabah içimden geldi, onun çayını da ben söyleyiverdim.. Çayı gelince hislendi, gözleri doldu.. Teşekkür eden gözlerle baktı bana.. Yazık yaa.. Dışarıda 50 tane çaycın olsa ne fayda.. Gazetedeysen Muaz kardeşime mahkumsun.. Yapcak bişey yok..

O yüzden kelimeleri özenle seçerek istiyoruz çayımızı…

STAJYERLERİMİZE MERHABA DEYİN…

O sırada gazetemiz editörü ve sosyal medya işlerinden sorumlu Veysel DAYI baktı kapıdan… Pek ısınamadı bana geldim geleli.. Ne zaman beni görse sağ gözü seyirmeye başlıyo.. Kesin yine gidip beni patrona ispitleyecek, saat 11’e doğru gazeteye geldim diye… Amannn geç kalma koşşş… Artizzz…

Börekten daha 2 parça almadan kapımdan içeri girdi patronum… Yanında da 3 genç… Herhalde benim börekten otlanacaklar diye düşündüm.. Ki Allah’tan ilişen olmadı böreğime.. Hoş bende zaten “Buyrun beraber yiyelim” demedim.

“Titrettin bu gençler Karabük Üniversitesi Gazetecilik Bölümü öğrencileri. Staj yapmak için Karabük’ün en iyi gazetesinde staj yapmak isteyip bizim gazeteci tercih etmişler” dedi… O sıra da ağzıma büyük bi parça börek attığım için “Eeee benden ne istiyon” diyemedim… “Bunlar senin yanında kalıp işi öğrensinler, sonuçta bu gazetenin en çok okunan köşe yazarı sensin” demesini bekliyodum. Öyle bişey demedi…

“Bayan stajyerimiz Simge, diğer stajyerlerimiz Baran ve Ömer” dedi… O sırada son parça böreğe çatalı sapladığım için ellerim dolu diye tokalaşamadım.. “Hayırlı olsun gençler.. Okuyun, okuyun. Afferim size” dedim ağzımdaki böreği çiğnerken..

O sırada gençler elleri önlerinde bağlı şekilde bana bakıyo.. Tabi yaaa, gençler şu ana kadar meşhur bir gazete köşe yazarı mı gördü.. Nerden görsünler.. Ya dürbünle bakıp görebilirler ben gibi bi köşe yazarını, yada gazetedeki köşe yazılarımızdaki resimlerden görebilirler. Bu kadar yakınen görünce onlarda heyecanlandı haliyle… “Rahat olun gençler, buyrun oturun size de çay söyleyeyim” dedim…  O sırada Semih GÜLEN “Gençler bu adamdan ne kadar uzak olursanız, sizin için o kadar iyi olur. Meslekten soğumamanız için sizin bu odaya girişinizi yasaklıyorum” dedi…

Bak yaaaa… Sabah sabahta çok şakacı benim patronum… Sonra da gençleri de yanına alıp, geldiği gibi gittiler odamdan…

FİKRİ GELMİŞ-MİŞ…

Bizim gazetenin Halkla İlişkiler Sorumlusu Nursel BAYLAN tıkladı kapıyı.. “Müsaade ederseniz gelebilir miyim” dedi… Buyur ettim hafifçe başımı sallayarak… Direk konuya girdi…

“Sizin yıllar önceki yazılarınızı okudum.. Orda hep Batı Karadeniz Ekspres gazetesindeki patronunuz Necati KARAOĞLU için ‘Karabük’ün uygun bi caddesine ismi verilesi…’ , ‘Karabük’e heykeli dikilesi ulu patron’ yazmışsınız…  Bizim patron Semih bey için hep ‘Estetikli patron” diyosunuz. Bizim patron içinde bi heykel dikilemez mi?” dedi…

Hey yarabbim yaaa… Bugüne kadar çalıştığım gazetelerde patrona en çok yalakalık yapan bendim… Bu kız benden cevval çıkmaya çalışıyo… Yer miyim? Yememmm…

Seni mi kıracam Nursel.. Kent Meydanın ortasına kocaman bi direk dikilmişti… Bundan sonra “Kent Meydanının ortasındaki direğe ismi verilesi estetikli patronum Semih GÜLEN” diye yazarım.. Yeter ki siz mutlu olun, dedim…

Çok mutlu oldu… Fikrinin beğeni görmesi hoşuna gitti… “Koş yetiştir patronuna… Titrettin Abi senin ismini Kent Meydanın ortasındaki direğe verdirecekmiş” diye. Koşş. Koş..

Neyse bugün de bana ayrılan yerin sonuna geldim… Diğer yazımda buluşana dek kendinize iyi bakın…