ADAM OLMAK & ESKİDENMİŞ GAZETECİLİK

OSG / ARŞİV 2009 KARABÜK GÜNDEM / PENCEREDEN ADAM OLMAK Rudyard Kıpşing’in “ADAM OLMAK” şiiri vardır ve çevirisini rahmetli Bülent Ecevit yapmıştı.. Zaman zaman ben içinden paragraflar alarak paylaşırım okurlarla.. Çevrende herkes şaşırsa bunu da senden bilse / sen aklı başında kalabilirsen eğer / herkes senden kuşku duyarken hem kuşkuya yer bırakır / hem kendine […]

OSG / ARŞİV 2009 KARABÜK GÜNDEM / PENCEREDEN

ADAM OLMAK

Rudyard Kıpşing’in “ADAM OLMAK” şiiri vardır ve çevirisini rahmetli Bülent Ecevit yapmıştı..

Zaman zaman ben içinden paragraflar alarak paylaşırım okurlarla..

Çevrende herkes şaşırsa bunu da senden bilse / sen aklı başında kalabilirsen eğer / herkes senden kuşku duyarken hem kuşkuya yer bırakır / hem kendine güvenebilirsen eğer / bekleyebilirsen usanmadan / yalanla karşılık vermezsen yalana / kendini evliya sanmadan / kin tutmayabilirsen kin tutana / düşlere kapılmadan düş kurabilir / yolunu saptırmadan düşünebilirsen eğer ne kazandım diye sevinir, ne yıkıldım diye yerinir / ikisine de vermeyebilirsen değer / söylediğin gerçeği eğip büken düzenbaz / kandırabilir diye safları dert edinmezsen / ömür verdiğin işler bozulsa da yılmaz / koyulabilirsen işe yeniden, herkesle düşüp kalkar erdemli kalabilirsen / unutmayabilirsen halkı krallarla gezerken / dost da düşman da incitemezse seni / ne küçümser ne de büyültürsen çevreni / her saatin her dakikasına / emeğini katarsan hakçasına / her şeyiyle dünya önüne serilir / üstelik oğlum adam oldun demektir..” diyerek ne güzel anlatmış adam olmayı..

ESKİDENMİŞ GAZETECİLİK

Eskidendi gazetecilik..Dik duruş…İlkeli-Objektif habercilik..

Kızdıklarına nefretle kusmazlardı, kabullenmediği siyasi görüşün insanlarını ölümünü beklemezdi…

Gazeteci suçluların olduğu yerde günahı ölenlerin üzerine atmazdı eskiden,.

Ne kadar çok okunursa okunsun. Kalemi ne kadar iyi olursa olsun fark etmezdi..

Erdemli gazetecilerin,kurduğu cümleler kitlesel imha silahı olmazdı…

İnsanları birbirine düşürmesi gibi planlar yapılmaz, ön yargılarla kuşatılmaz, zulme uyum sağlamaz, öç almak için kendi kalemini kiralamazdı..

Eskiden Gazetecilik iyilik ve güzellik biriktiren gönül kumbarasıydı.

Hayatın zorluklarını yaşarken bile neşe çalan hayat korosuydu,

Şimdilerde çıkarlarıyla öpüşen Tufeyliler korosu olmuş ağlayanı yok..

Ellerinden öptüğüm, Öğretmenlerim vardı, her bayram hatırını sorduğum..

Gerçek dostlar vardı köşe başında buluştuğum..

Eskiden,paylaşırdık bir dilim lokmayı ve özgürlüğün elini tutarken,.gökkuşağı altında…

Güneşe ayna tutanlarla bir olurduk ..

Biz hep özgür, ve aydınlık bir geleceğe kurduk saatlerimizi. Her dakikada bir bakardık,Özgürlüğü farklı tadardık..

Kırsak da kalpleri özür dilemesini bilir,erdemli tavrımızı sunardık kadehler içinde.

Sık sık deniyor ya..! ‘Yandaş gazetecilik’ diye, işte şimdilerde moda…

Yandaşa yağdırırlar da, giremezsin her topa, bu kadar derler pasta…

Gazetecilik duygusunu nezaket ve saygıdan başladığını sonra kamuyu bilgilendirmek için dürüst habercilik olduğunu öğrendik.

Dürüstlük ve Zarafetin sokak aralarında bile geçerli oluşunu..

Birbirlerini kutsal analar üzerinden hatırlarını soran densizler olmazdı..

Futbol güneşin altında tarlalarda oynanırdı, alt yapılardan çıkan futbolcular ile gurur duyulurdu..

Şimdilerde transferi ben yaptım milyon dolarları taraftardan topladım mesaisi başladı..

Spor kulüplerinde beyefendiler yönetici olurdu.Taraftar yan yana oturur sporun keyfi yaşanırdı.

Başarılarda gözyaşları olurdu gururun verdiği…

Sadece güncel haber değil spor gazeteciliği de adam gibi yapılırdı..

Kim bilir….Ondandır beklide eskiye hasret… Ondandır belki de bu sitem..

Bugüne bakıyorsunuz,bir yanda siyasi otoritenin dahi tasvip etmediği bürokratlar, siyasiler gitese de işimize baksak diyen bürokratlar…

Boş zamanlarda, ATATÜRK’ÜN soy sop araştırmasını yapanlar, soylarının nereden geldiğini e-devlet de bulamıyor..

Erken kalkan görevinde kalıyor..

Muhalefet basın duyurusu yapınca işler çözüldü sanıyor..

KARDEMİR kongrelerinde dönen baskıcı oyunları görmeyenler mahalle yaşatma derneğinde birbirini kırıyor…

Kentte, yollar delik deşik olmuş her dönem ayrı asfalt yapılıyor..

Belli değil, kimin parasıyla kime hava atılıyor,

Asgari ücret üzerinden insan pazarları kuruluyor.

Korkuyu,baskıyı kuran gazeteci davetlerde baş köşeye alınıyor,

Aralarında dik duran onurlu gazeteciler satılıyor.

Her seçimde nutuklar atılıyor,halkını ayağı kırılmış atlar gibi ölüme bırakanlar bir anda kral oluyor.

Menfaat dünyası akıl üstüne oturuyor,milyon dolarlar ile hesaplar yapılıyor.

Sonra Eğitime önem vermeyen toplum çöker nutukları ile günler torbalara dolduruluyor…

Dizi filmlerde kimlerin eli kimlerin cebinde bilinmiyor ama o diziler reyting rekorları kırıyor…

Aynı dizileri keyifle izleyenler ar namus konusunda sosyal medyalarda ahkam kesmeye devam ediyor…

Yazanlar 9 köyden kovuluyor, 10.köyü arıyor….

Velhasıl eskidenmiş Gazetecilik…

Eskidenmiş….

OSG / ARŞİV 2009

Exit mobile version