24 Temmuz, Türk basın tarihinin sansüre ve baskılara karşı özgürlük mücadelesi tarihidir..
O tarihte sansür kalktı dendi ama ne yazık ki basın özgürlüğü bu ülkeye henüz tam olarak yerleştirilemedi..
Yasama, yürütme, yargının ardından dördüncü güç olması gereken basın, halkın doğru bilgi alma görevini yerine getirmekten çok uzak…
Bir takım mafya kılıklı tipler sosyal medya hesabından gazetecileri, yayın organlarını tehdit edebiliyorsa halen bu Ülkede basına yönelik sansür ve baskı var demek bile artık hafif kalıyor..
Neden peki?
Bu ülkede kasap, berber dahil bir çok meslek dalında eğitim, tecrübe, en azından ustalık/kalfalık belgesi aranırken ne yazık ki boşta kalan ve eline günde 20 Tl nerden toplarım listesi yapan, ondan öte haber yorum yazamayan seyyar gazeteciler türemesi sonucu diyebiliriz
Bakıyorsunuz, siyaset-mafya-medya üçgenindeki çirkin ilişkilerin yaşandığı bir ortamın içinde gazeteci/basın kimliğine gizlenenler gazetecilik değil, kirli çıkar ilişkilerinin odağı içinde nasıl nemalanırım kaygısı ile eline tutuşturulan haberleri yaparak, mesleğimizin kirletmesine neden oluyor !
Biliyoruz ki, Basınımızın özgür, objektif ve tarafsız çalışma olanağı bulması için ilk koşul, gazetecilik mesleğini kimlerin yapabileceğini düzenleyen “Gazetecilik Meslek Yasası’nın” bir an önce çıkartılması ve akreditasyonlarda bu ilkelere özen gösterilmesi ile oluşacaktır
Artık, teknolojik gelişmeler dikkate alınarak yazılı basının yanı sıra görsel, işitsel ve elektronik medyayı da kapsayacak şekilde günümüz koşullarına uygun olarak mutlaka yeni yapılanma içinde Dijital medya yasası, basın kanunları içinde yerini almalıdır
Her geçen gün zorlaşan meslek yapısı içinde birde lümpen ve tufeyli yapılar ile sadece para ilişkilerine değer veren bir gazetecilik anlayışının da önüne geçecek yeni yasal süreç Medya nın içinde bulunduğu bölünmüşlüğü de giderecektir.
Peki gerçek gazeteciler nasıl sorunlar ile uğraşıyor..
Onun için sadece son 4 ayda yaklaşık 400 habere erişim engeli getirilmesi yanı sıra 50 ye yakın Gazetecinin cezalı duruma düşmesi ile özetleyebiliriz
Halkın doğru ve tarafsız haber almasını engellemek için parayla tuttukları kalemşörlerle günü kurtaranlar, yarınları daha da karanlık kılmaya çalışıyorsa ‘Meslek Etiği’ artık hiç değerlendirilmiyorsa daha da zor günler bekliyor demektir Medya sektörünü..
Şurası net/unutulmamalıdır ki bu topraklarda “özgür basın olmadan hiç kimse özgür olamaz”