Bir Kahkaha bir Kilo Pirzola..

  Siyasi kulvar at başı 30 Mart startına koşuyor. Centilmence başlayan seçim atmosferi dileriz centilmence devam eder.. Son günlerde bu centilmenlik bozulacak gibi ama lütfen herkes adımını dikkatli atsın burası Karabük ağır sözler dönüp dolaşıp o ağır sesleri çıkartanların üstünde kalmasın… Netice de bu 30 martta gelip geçecek.. İşlerin başlangıcı önemli dedik de aklımıza bunla […]

 

Siyasi kulvar at başı 30 Mart startına koşuyor.
Centilmence başlayan seçim atmosferi dileriz centilmence devam eder..
Son günlerde bu centilmenlik bozulacak gibi ama lütfen herkes adımını dikkatli atsın burası Karabük ağır sözler dönüp dolaşıp o ağır sesleri çıkartanların üstünde kalmasın…
Netice de bu 30 martta gelip geçecek..

İşlerin başlangıcı önemli dedik de aklımıza bunla ilgili bir fıkra geldi..
Temel, Fadime ve Dursun göl kenarına pikniğe gitmişler. Izgara ve etleri evde unuttuklarını anlayınca, Temel arkadaşlarını bırakıp eve dönmüş.
Geri geldiğinde Fadime ile Dursun’u bıraktığı yerde bulamamış.
Bir müddet arandıktan sonra çalıların arasından bazı sesler geldiğini fark edip yaklaşmış.
Yanlarına gidince ikisini de uygunsuz bir vaziyette görünce Temel çıldırmış..
– Ula napiysinuz siz?
Dursun utangaç bir sesle
– Hava çok sıcaktı, sen gelinceye kadar biraz göle girelim deduk ama pizim Fadime yüzme bilmiyormuş. Boğulma tehlikesi geçirdu. Pen de ona yardımcı oliyrum.
Temel kızarak – Ula boğulma tehlikesi geçirene benim pildiğum suni teneffüs yapılır deyince,
Dursun – Valla piz de öyle başladuk ama iş buralara kadar geldi. Demiş..
İşlerin nasıl başlayıp biteceği belli olmuyor yani..
Ayakların yere basması en doğru olanı…
Teşbihte hata olmaz derler, bizimkisi işi gülerek anlatma babından ama siyasette de bir yerlerden başlayınca neticesi hoş olmayan noktalara varmasın istiyoruz..Olay bu..

Karabük belediye başkanlığını kim kazanırsa kazansın bu kentin Peyzaj anlamında elden geçmesi şart.
Göze hitap edecek yeşil alanlar, dinlenme parkları,şehrin girişinden çıkışlarına her noktası peyzaj mühendislerinin elinden öper..
Biraz da insanımız temiz tutmalı tabi.. Örneğin yaya trafiğine kapanan Hürriyet caddesi.
Sigara içip atanlar, şak şuk tükürenler,elinde ki çöpü savurup atanlar..
Haa ne oldu İçişleri bakanın mecbur kıldığı “Sokağa Çöp Atan dan” kesilecek ceza..
Sokak ve caddelere kirletenlere verilecek cezalar ?
Vatandaşımızın eğitimi ne yazı ki cezadan geçiyor.
Bunu Trafik kuralları uygulamasından net anlıyoruz zaten..
Ceza ürkütücü/caydırıcı oluyor.Bu bizim gibi ülkelerde maalesef böyle..Keşke eğitimle görgü ile olsa..Keşke insanımız ceza ile eğitilmese diyeceğiz ancak durum bu…

Durum bu işin aslı bu …
İşin aslı deyince yazımızı yine gülümsemenizle tamamlayın istedim.
İdrisle Dursun, kahvede ayrı masalarda hafif sıkkın oturuyorlar.
İdris sesleniyor:- Bana “ayran” desene…
Dursun seslenmiş – Ayran!
İdris de – Uyy, ben da senun karuna hayran! Diyerek espri yapmış.
Fena halde bozulan Dursun, biraz sonra İdrise seslenmiş..
– Bana “gazoz” desena…
İdris – Gazoz…der demez
Dursun – Uyy, ben da senun karini öptum…demiş ama İdris, dudak büküp – Bu söylediğunun kafiyesi yoktur… ,demiş..
Dursun patlatmış cevabı – Kafiyesi yoktur ama asli vardur!

Exit mobile version