Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Bir Ters Laleden Diğerine

Karabük anılarımda çok tatlı

Karabük anılarımda çok tatlı kaldı. Mesleğinde ilerlemek ve gelişmek isteyen; en nihayetinde alnının akıyla mesleğini tamamlamak isteyen birisi olarak Karabük’e adım atmıştım.

Ama daha önemli bir problemim ve sorumluluğum vardı ve her zaman da var olacak.

Önce iyi bir insan ve iyi bir yurttaş olmak. Herhalde bu duruma mesleğimden daha fazla önem veriyorum, ailemden daha fazla zaman harcıyorum.

İyi insan olmayı ve iyi yurttaş olmayı ama başarıyorum ama başaramıyorum (affola) her iki konuyu da. Ama başarmak için çalışıyorum.

Yazıları yazarken ilk amacım iyi insan ve iyi bir yurttaş olmak idi. İyi yurttaş olmaktan anladığım şu; tüm insanlığa ve vatanına bağlı olmak ve faydalı olmak. Biz Karabük’ümüze nasıl faydalı oluruz (önce kendimize değil) diye düşününce aklıma ilk gelen, onun gerçek güzelliklerini ve kültür evrenini ortaya çıkarmak diye düşündüm. Plastik atıklardan temizlenmiş bir Karabük hayal ettim.

Çiçeklerle, müzelerle, doğal ekosistemiyle, tertemiz sularıyla, mağaralarıyla, kanyonlarıyla, yaban çilekleriyle, Uluyayla ve arkeolojik zenginlikler ile dolu bir Karabük. Yani kültürümüze sahip çıkmak ve onu yüceltmek için yazdım.

Kültürümüze sahip çıkmanın bendeki karşılığı şu; gençler için üretken bir ortam hazırlamak. Bir alıntı yapacağım. Kültür tarihçisi Will Durant’ın “İnsanlığın Kültür Tarihi” başlıklı eserinde yer verdiği kültür tanımı bana uyuyor: “Kültür, üretken eylemi elverişli kılan toplumsal düzendir.”    

Karabüklü bir matematikçi dünyanın en etkili bilim insanlarından biri olabiliyorsa, Malatya’nın bir köyünden çıkan bir genç Forbes’e kapak olabilecek kadar üretken bir yapıya sahipse ve oluşturduğu sistemin değeri milyar dolarla ifade ediliyorsa, Adıyamanlı bir ters lale yetiştiricisi tüm dünyaya çiçek satabiliyor ve ülkemize katma değer sağlıyorsa; bu kültürümüzün üretkenliğe ve girişimciliğe yatkınlığındandır.

İlk niyetim bu saydığım örnekleri gençlerin, çalışkanların hepsine yayabilmek.

Girişimci gençler üniversitelerimizin sağladığı bilimsel destek ile ve yine okumak, araştırmak ve çalışmak ile belki Avrupa’nın en büyük orkide (salep), ters lale veya süsen yetiştiricisi olabilir. Hem gençlerin hem şehrin zenginleşmesi demek bu ve istihdam demek.

Tertemiz bir Karabük ile Avrupa’nın en gözde turistik şehri olabiliriz.  Bu da şehrimize girdi ve katma değer demek. Aklıma ilk gelenler bunlar; gençler, okuyanlar ve çalışanlar daha güzel fikirler üretecekler her alanda. Ama bunu definecilik ya da mafya dizileri izleyerek başaramazlar. Ancak ve ancak okuyarak ve çalışarak başarabilirler.

Karabük’ün o güzel dağlarında bir bölgede sadece 2 tane bulabildiğim ters lale fotoğrafladım. Başka var mı diye etrafı çok aradım ama bulamadım.

Ters laleler, süsenler ve diğer hayvanların cenneti Karabük.

Bilimsel adı fritillaria pontica olan bu güzellik, botanik bilimi için ve şehir süslemeleri için değerli bir türdür.

Belki bu yazıdan sonra bir farmakolog bir etken maddeyi bu çiçekten üretecek, bilemeyiz. Bir genç bu çiçeği yetiştirmek için çalışmalara başlayacak ve başaracak, dengeyi bozmadan, koparmadan.

Çiçekler Hollanda ekonomisini nasıl ayakta tutuyorsa, Fransa lavantadan nasıl milyar dolarlar kazanıyorsa, Karabük’te de bu iklim var. Sabah 6’da uyanıp okuyan, araştıran ve çalışan gençlere ihtiyacı var sadece.

Yazımı Şemdinli’de çektiğim iki ters lale ile bitireyim. Yurdun her köşesi cennet, her köşesi kültür, her köşesi iyilik.

Web Tasarım & SEO: Best4SEO