Karabük EĞİTİM İŞ şube başkanı Zeki Çelik ; Türkiye de sömürülen, yoksullaştırılan ve işsiz bırakılan emeğin 1 Mayısındayız diyerek bir açıklama yaptı.
2024 yılı için dar tanımlı işsizlik oranı %8,7 olarak açıklanırken, geniş tanımlı işsizlik oranı %26,7’ye ulaştığına dikkat çekerek dar tanımlı işsizlik oranı, kamuoyunu aldatmaktan başka bir amaca hizmet etmediğine vurgu yaptı.

EĞİTİM-İŞ olarak bu konuda rapor hazırlandığına dikkat çeken Zeki Çelik; ” İş bulma ümidini kaybeden emekçi sayısı 2023 yılında 1 milyon 804 binken, 2024 yılında 2 milyon 171 bine yükselmiştir. Bu artış, ülkede işsizliğin kalıcılaştığını göstermektedir. Ev genci olarak adlandırılan ve ne eğitimde ne istihdamda olan 15-24 yaş arasındaki gençlerin sayısı 2024’te 2 milyon 679 bine, 15-29 yaş arası içinse 4 milyon 676 bine ulaşmıştır. OECD ülkeleri arasında bu oranlarla Türkiye ilk sıradadır. Emek sömürüsünün en net yaşandığı kayıt dışı istihdam oranında da Türkiye, %27,31 ile Avrupa birincisidir. Bu oranla emek sömürüsüne en çok imkan sunan ülke konumundadır. 2014 yılının asgari ücreti 6 çeyrek altına denk geliyorken, TÜİK’in açıkladığı gerçek dışı enflasyon verileri ile belirlenen 2025 yılı asgari ücreti 3 çeyrek altına denk gelmektedir. Türkiye’de asgari ücretin satın alım gücü yarı yarıya azalmıştır. Türkiye’de 16 milyon 864 bin 733 işçinin yalnızca %14’ü sendikalıdır. Özel sektördeki sendikalaşma oranı ise %7,15 gibi son derece düşük bir seviyededir. Emekçilerin örgütlenmesi sistemli olarak engellenmektedir.” ifadelerine yer verdi.

Çelik; 1 Mayıs için yaptığı açıklamada ise şöyle dedi;
“İşçi sınıfının sadece kutlama değil aynı zamanda mücadele günü olan 1 Mayıs, bu yıl çalışan nüfusun içine itildiği ağır bir yoksulluk eşliğinde karşılanmaktadır.
Ülkede çalışan, emeğiyle değer üreten kesimin ezici bir çoğunluğu asgari ücrete ya da onun çok az bir miktar üzerine bir gelire sabitlenmiş, ay sonunu getirmek bir yana dursun günü geçirmek için bile kendisinin ve ailesinin en temel ihtiyaçlarını kısar hale gelmiştir.
Biz eğitim emekçileri için de durum, tüm işçi sınıfının içinde bulunduğu gibi rezil bir haldedir.
Özelde patronların kar hırsına terk edilen eğitim emekçileri, kamuda da bin bir sömürü ve baskı yöntemiyle karşı karşıyadır. Anayasal bir hak olan güvenli istihdamın bile hiçe sayıldığı, kadro ve atama sözlerinin her seçim sonrasında unutulduğu, ücretli ve sözleşmeli öğretmen ayıbının sürdürüldüğü, liyakatsizce seçilen yöneticilerin keyfi mobbingleri alışkanlık haline getirdiği, gericileşmenin ve piyasalaştırmanın dozunun günden güne artırıldığı bir eğitim ortamında eğitim emekçisi için en yakıcı sorun geçim sıkıntısı olmuştur.
Ülkenin geleceğinin mimarı olan eğitim emekçileri, kendi çocuklarının geleceği için gerekli adımları atamaz, ailesinin ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelmiştir. Yani saygınlığı 20 yılı aşkın süredir sistematik olarak hedef alınan, temel ve mesleki hakları her gün biraz daha kırpılan eğitim emekçileri, bu kez yoksulluk ve adaletsizlik çukurunun en dibine, hiç olmadığı kadar derinine itilmiştir. Tam da uzayıp gidebilecek bu utanç listesi nedeniyle, Eğitim-İş bu 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı’nda tüm kuvvetiyle alanlarda olacak eğitim emekçisinin ve eğitimin sorunlarını anlatacaktır. En merkezi meydanlar tarikatlara açılırken, en büyük şehirlerin merkez ilçelerinde hilafet gösterilerine izin verilirken, siyasi şovlar için her alan kullanılabilirken işçi ve emekçi bayramında emekçilere kendi ülkesinin meydanlarını yasaklamayı, kapatmayı düşünenler bilmelidir ki milyonlarca emekçinin sesi bu antidemokratik yöntemlerle bastırılmayacaktır.
Başöğretmen’in eğitim neferleri olarak, Eğitim-İş olarak, Anayasal güvence altındaki demokratik gösteri hakkımızı kullanacak ve İstanbul’da Taksim dahil olmak üzere, 81 ilde alanlara çıkacak ve 1 Mayıs’ı kutlayacağız!
Bu duygu ve kararlılıkla; tüm işçi sınıfının 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’nü kutluyor; coşkunun, mücadelenin, dayanışmanın, hak aramanın günü olan bugünde alanlarda buluşma çağırısı yapıyoruz.YAŞASIN 1 MAYIS. YAŞASIN EMEĞİN ONURU. YAŞASIN EĞİTİM-İŞ”