CHP Gençlik Kolları İstismara Karşı Basın Açıklaması Yaptı

CHP KARABÜK GENÇLİK KOLLARI ÇOCUK İSTİSMARI İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI YAPTI.. Yapılan yazılı açıklamada İstanbul Küçükçekmece’deki Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne 5 aylık süreçte gelen, yaşları 18’in altında 39’u Suriyeli 115 çocuğun hamile olduğu tespit edildiği  ve  Çocukların 38’i 15 yaşından küçük olduğuna vurgu yapılarak  şöyle denildi; ”  Sivas’ın Kangal ilçesinde yaşayan 48 […]

CHP KARABÜK GENÇLİK KOLLARI ÇOCUK İSTİSMARI İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI YAPTI..

Yapılan yazılı açıklamada İstanbul Küçükçekmece’deki Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne 5 aylık süreçte gelen, yaşları 18’in altında 39’u Suriyeli 115 çocuğun hamile olduğu tespit edildiği  ve  Çocukların 38’i 15 yaşından küçük olduğuna vurgu yapılarak  şöyle denildi;

”  Sivas’ın Kangal ilçesinde yaşayan 48 yaşındaki T.Y., öz kızına tecavüz ettiği suçlamasıyla tutuklandı. Baba T.Y., kendini ‘pişmanım’ diyerek savundu

Suriye’li zihinsel engelli 13 yaşındaki M.Ş., trafik kazasında ölen ağabeyinin cenazesi için ailesiyle birlikte gittiği Bursa’da tecavüze uğradı. Emanet edildiği yakınlarının yanında tecavüze uğradığı öğrenilen çocuk Adana’ya döndükten sonra hastanede doğum yaptı.

Samsun’da bir cani, caminin tuvaletinde 16 yaşındaki özürlü çocuğu istismar etti.

Bursa’da bir amca 2001 doğumlu öz yeğeni D.C.’yi istismar etti.

Erzincan’da, askeri lojmanlarda vatani görevini yapan C.D. nöbet kulübesinde komutanının 7 yaşındaki kızı Z.A.’yı istismar etti.

Adana’da sokak düğünü sırasında düğün sahibinin evinde uyuyan 3 yaşındaki çocuk, S.K. tarafından cinsel istismara uğradı.

Her 4 saatte bir çocuğumuz cinsel istismara maruz kalıyor. Ve ne acıdır ki ülkemiz çocuk cinsel istismarında dünya sıralamasında 3’üncü sırada yer alıyor.

Ülkemizde görmemeye çalıştığımız, sakladığımız, üstünü örttüğümüz bir konu bu. Ama durum çok sık ve acı örneklerle karşımıza çıkmakta ve de içimizi acıtmaktadır. Bizim bilebildiğimiz rakamlar ise sadece buzdağının görünür kısmıdır.

Çocuk bütün canlılar içinde en uzun bakımı, korunmayı ve sevgiyi gerektiren varlıktır. Bir toplumun ilerleyebilmesi ve kalkınabilmesi o toplum içinde yetişen çocukların bedensel, ruhsal ve sosyal yönden sağlıklı gelişmesiyle mümkündür. Aileler çocuk yetiştirme sürecinde bilerek ya da farkında olmadan çocuklarının gelişimini olumsuz yönde etkileyecek, kimi zaman şiddet, kimi zaman da ihmal şeklinde davranışlar gösterebilmektedirler. Bu nedenle istismar ve ihmalin tanınması, önlenmesi ve müdahalelerde bulunulması gerekmektedir.  Son yıllarda Türkiye’de çocuk istismarına olan ilgi ve farkındalılık yeterli olmamakla birlikte artmaktadır.

Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre dünyada 1-14 yaş grubundaki 40 milyon çocuk istismar veya ihmale uğramakta, desteğe ihtiyaç duymaktadır.

Dünya sağlık örgütü çocuk istismarını “Bir yetişkin tarafından bilerek ya da bilmeyerek yapılan ve çocuğun sağlığını, fizik gelişimini, psikososyal gelişimini olumsuz yönde etkileyen davranışlar” olarak tanımlamaktadır. Bu tanımda amaç değil, sonuçlar önem taşımaktadır. Başka bir deyişle, yetişkinin niyeti önemli değildir, eylemin çocuk üzerindeki etkisi önem taşımaktadır.

Türkiye’de çocuk istismarı konusunda yapılan araştırmalarda ise, yüzde 78 gibi yüksek bir oran ile duygusal istismarın ilk sırada olduğu görülmektedir. Fiziksel istismar yüzde 24 ve cinsel istismar yüzde 9 oranındadır. 1980- 1982 yılları arasında sekiz ilde yapılan bir diğer araştırmada, istismara uğrama oranı yüzde 33, tokat atma, kulak ve saç çekme oranı yüzde 25, sopa ile dövme oranı yüzde 14 olarak bulunmuştur. Eğitimsiz ailelerin yüzde 40’ı çocuklarını istismar ederken, eğitim düzeyi yüksek ailelerde bu oran yüzde 17’dir. Bir diğer araştırmada, 7- 14 yaş grubundaki çocukların yaklaşık yüzde 40’ı anne ve/veya babaları tarafından dayak yediklerini belirtmişlerdir.

Ülkemizde ve dünyada ciddi bir sorun haline gelen Çocuk istismarı ve ihmalinin önlenebilmesi için doktor, hemşire, sosyal hizmet uzmanı ve psikolojik danışmanlardan oluşan ekipler oluşturulması; konuyla ilgili olan kurumlar arasında gerekli koordinasyon ve işbirliğinin sağlanması; kreş, çocuk bakımevi ve sosyal hizmet kurumlarının geliştirilmesi, kitle iletişim araçlarında konuya daha fazla yer verilerek anne, baba ve çocukların bilgilendirilmesi ve konunun gündemde tutulması ülkemiz için bir gereksinimdir.

Unutmayalım ki; Vatanı korumak, çocukları korumakla başlar.”

Exit mobile version