CHP ve KARABÜK  

                 Sevgili dostlar; Çoktandır yazmak, paylaşmak, duygularımı dile getirmek, ruhumdaki isyanları açığa çıkarmak, vicdanımla hesaplaşmak, çocuklarımıza sorumlu olmak, hayatı sorgulamak istiyordum. Umudun ve mutluluğun resmini çizmek istediğimiz Karabük caddelerine her seçimde çizebildiğimiz en iyi resim, hüsran, umutsuzluk, hayallerimizin ötelendiği siyah beyaz günlerin resmiydi ne yazık ki… Karabük’te Cumhuriyet Halk Partisi’nin bulunduğu noktayı paylaşmak […]

 

osmangüldemir            

 

Sevgili dostlar;

Çoktandır yazmak, paylaşmak, duygularımı dile getirmek, ruhumdaki isyanları açığa çıkarmak, vicdanımla hesaplaşmak, çocuklarımıza sorumlu olmak, hayatı sorgulamak istiyordum.

Umudun ve mutluluğun resmini çizmek istediğimiz Karabük caddelerine her seçimde çizebildiğimiz en iyi resim, hüsran, umutsuzluk, hayallerimizin ötelendiği siyah beyaz günlerin resmiydi ne yazık ki…

Karabük’te Cumhuriyet Halk Partisi’nin bulunduğu noktayı paylaşmak istiyorum sizlerle.

Niçin CHP Karabük gündeminde yok, neden başarısız?

Niçin 25 yıldır aynı strateji ile yönetiliyor?

Niçin aynı düşünüş yol ve yöntemlerle Karabük’ün sorunlarına çözüm üretmeye çalışıyor?

Niçin Karabük’ün sorunlarını topluma aktaramıyor?

Niçin Karabük kamuoyuna yeterli güveni vermiyor?

Niçin CHP kadroları ülkemizde ve Karabük’te CHP’ye karşı oluşmuş negatif algıları değiştiremiyor?

Niçin CHP Karabük’te üçüncü parti konumuna düştü?

Niçin gençlerden, kadınlardan, esnaftan, işçiden, emekliden oy alamıyor?

Niçin ilde, ilçelerde, köylerde heyecansız

Ama en çokta üzüldüğüm Karabük Demir-Çelik Fabrikası’nın temelini atan rahmetli İsmet İnönü’nün CHP’sine bir Cumhuriyet Kenti olan Karabük’te vefa gösterilmeyişi.

Kısacası sevgili dostlarım cevabını veremediğim yüzlerce soru var Karabük CHP hakkında.

Bakın seçimlere altı ay gibi kısa bir süre kaldı. Bence il yönetimi bir çalıştay düzenleyerek yol haritasını belirlemek, kendisiyle hesaplaşmak, özeleştiri yapmak zorundadır. Tıpkı genel merkezde olduğu gibi…

Bir dönem il başkan yardımcılığını ve basın sözcülüğünü yaptığım partimin bu noktaya gelişi beni derinden yaralıyor…

Gerçek;

Heyecanı, ruhu kaçmış, kavgayı göze alamayan, kentle bütünleşemeyen, mücadeleden kaçan, laf kalabalığından başka bir şey yapmayan BEN ve benim gibilerin örgütlerden ellerini çekmeleri gerekmiyor mu?

Gençlerimize;

Yenilgileri, hüzünleri, başarısızlığı değil, mücadeleyi, cesareti ve kavgayı öğretecek, okuyan, sorgulayan, dinamik kadrolara ihtiyaç yok mu?..

Yoksa yıllar önce bir konuşmasında partimizin sembol isimlerinden rahmetli Hikmet Kes amcamızın “Ne olur çocuklar ölmeden önce bir kez milletvekili çıkarttığımız günleri gösterin bana” dediğinde

Acı yüreğimin tam ortasında oturuyordu hep!

Ne dersin sevgili İl Başkan’ım Bayram Karadağ? Ömrümüz hep Hikmet Amca’nın ruhuna fatiha okumakla mı geçecek…

Unutmayın;

            SİYASET TARİHİ, SINIFLARI İLE İDEOLOJİLERİ

            KAFALARI İLE YÜREKLERİ

            BARIŞMAYAN İNSANLARIN İHANETLERİ İLE DOLUDUR…

Exit mobile version