ÇILGIN PROJELER VE REKTÖRÜMÜZ,

  Geçtiğimiz hafta, Karabük Üniversitesi (KBÜ) Rektörü Sayın Refik Polat’ın Basını bilgilendirme toplantısına katıldım. Rektör Hocam ve yardımcıları ile birlikte, sıcak bir ortamda çaylarımızı yudumlarken, Hocanın  KBÜ ‘nin dünü, bugünü ve yarını üzerine çarpıcı açıklamaları oldu. Sayın Hocamı ilk kez yakından izleme fırsatı buldum. Vekilimiz Burhanettin Uysal’dan sonra çoğu Karabük’lü gibi ön yargılı yaklaşmıştım. Karşımda […]

osmangüldemir

 

Geçtiğimiz hafta, Karabük Üniversitesi (KBÜ) Rektörü Sayın Refik Polat’ın Basını bilgilendirme toplantısına katıldım.

Rektör Hocam ve yardımcıları ile birlikte, sıcak bir ortamda çaylarımızı yudumlarken, Hocanın  KBÜ ‘nin dünü, bugünü ve yarını üzerine çarpıcı açıklamaları oldu.

Sayın Hocamı ilk kez yakından izleme fırsatı buldum.

Vekilimiz Burhanettin Uysal’dan sonra çoğu Karabük’lü gibi ön yargılı yaklaşmıştım.

Karşımda son derece etkili konuşan, neleri yapabileceğini, neleri yapamayacağını açıkça söyleyen çağdaş işini seven bir insan hikayesini okuyordum..

Eğer bu satırlarımı okursa bilsin ki yüreğim ona haksızlık yaptığını söylüyor.

Bazen bir hayat giderken, yeni hayatlara merhaba der ve o hayatların ne getireceğini bilemeyiz.

Hayata inanmayı bilenler için umudu üretmek her zaman mümkündür.

Sayın Rektörümüzün, üstlendiği görevin, yüklendiği sorumluluğun ne kadar ağır olduğunun bilincinde olduğunu görmek yarınlar için beni umutlandırıyordu.

Hocam, bir gerçeği saptamış .. Biz Karabüklüler, yaşadığımız gerçekleri anlattığımız masallar gibi seçemiyoruz çoğu kez..

Önümüzde ki yıllar içerisinde hayata geçirmek istediği projeleri anlatırken, gerçekle hayal arasında gidip geliyor, gecikmiş zamanlar içinde bahar şarkılarının mırıldandığı zamansız mevsimlerin kıyısından bakıyordum.

Özellikle KONGRE KÜLTÜR MERKEZİ ve Safranbolu Sanat Üniversitesinin slaytları umudun ve mutluluğun resimlerini yansıtıyordu Karabük ve Safranbolu caddelerine..

Rektör Hocam, “ Hayalim ve Çılgın Projelerim “ dediğinde “ Hayalleriniz ne kadar büyükse gerçeklerin önemi yoktur” diye seslenmek istedim..

Safranbolu Sanat Üniversitesi (SSÜ) kulağıma sanki bir şiir gibi geliyordu. Oysa küçük beyinlerin algılayamayacağı kadar büyük projeydi benim için..

Safranbolu Üniversitesinin  ismini  “ SANAT ”  koyması ise TARİHİN derinliklerinde geçmiş ile gelecek arasında bir köprüydü sanki..

Sayın Hocam;  Uzun yollar küçük adımlar ile başlar. Ama küçük adımlarla da uzun yollar biter..

Sizin öncülüğünüzde engellerin bir bir aşılacağına inanıyorum..

Toplantının, Soru – Cevaplar bölümünde zat-i Alinize bir soru yönelttim.

Gazetecinin  görevi kamu vicdanında oluşan tepkileri kendi dağarcığında süzdükten sonra sorularını Kamu vicdanı adına seslendirmektir..

“ Bu kadar güzel iki projenin hem ülke turizmi hem de Karabük’ün, Safranbolu’nun Dünyaya açılması adına KARABÜK HAVAALANI ile bütünleşse nasıl olurdu”  diye sorduğumda soruyu beğenmediğiniz ifade ederek ön yargılı davrandığınızı düşünüyorum…

Oysa  ertesi gün  Karabük Medyasında bu soruya verdiğiniz cevap, altı çizilerek manşetlere,haberlere taşınıyordu..

Daha bir yıl önce bu kentin sahipleri, seçilmişleri,atanmışları   Havaalanı için neler söylediler anımsayın..

Dönemin Milletvekilleri, “konu hava alanı yapılması konusu değil,Ulaştırma Bakanlığının yatırım planlarına nasıl aldırırız,şayet olmaz ise Üniversite önderliğinde şehir yapabilir mi” tartışmasını yapmıyorlar mıydı?

Karabük Gündem olarak o zamanda şimdide aynı şeyi söylüyor ve savunuyoruz..

“ BU SİYASİ İRADENİN İŞİDİR-ÜNİVERSİTE PROJE KAPSAMINDA YARDIM ETMELİDİR-“ Demiştik..

Biliyorum ki, Siz de aynı fikirdesiniz…

Sayın Rektör Hocam, Ünlü bir bilge kişi “ Bilim adamları gelecek kuşakları, siyaset adamları gelecek seçimleri düşünür” der

Bu bilge kişi, siyasete soyunan,siyaset yapan bilim adamlarına ne derdi bilemiyorum..

 Dünya, direnenlerin,direnemeyenlerin, kavga verenlerin,vermeyenlerin sayısız hikayeleri ile doludur.

Herkes bir gün kendi hikayesini okur ve dinler…Ama herkes bir gün kendi hikayesini yazar..

 

 

 

 

 

Exit mobile version