ÇOŞKUN “ZEHİR SOLUYORUZ” DEDİ.

 

 

Karabük Çevre Derneği Başkanı Bünyamin COŞKUN Karabük’teki hava kirliliği ile ilgili açıklamalarda bulunurken Kükürt-Dioksit değerlerinin ürkütücü olduğunu kaydetti.

 

Bünyamin Coşkun  özellikle hava kirliliğine vurgu yaparak “ 28 Nisandan beri Karabük ’te  Kardemir’ den kaynaklanan bir hava kirliliği var.

 

Kardemir-2 hava izleme istasyonunun tespit ettiği SO 2 (Kükürt dioksit) değerlere göre;

 

28 Nisan saat 12.00 ’de  2019

6 Mayıs saat 12.00 ’de 1406

12 Mayıs saat 08.00’de 570’dir.

 

Kardemir-2 hava izleme istasyonunun 24 Haziranda ölçtüğü değerlere göre;

 

Bugün saat 06.00 ’da  26 olan kükürt dioksit oranı,

Saat 07.00 ’de 439,

Saat 08.00 ’de   1101,

Saat 09.00’da  ise  1660’a ulaşmıştır.” dedi.

 

 

Karabük’teki bu hava kirliliğine sessiz kalınmamasını söyleyen Karabük Çevre Derneği Başkanı Bünyamin COŞKUN, “ Başta Kardemir yetkilileri olmak üzere, Çevre Müdürlüğü, Sağlık Müdürlüğü ve tabi ki  Valiliğimizden bu konu da açıklamalar bekliyoruz. Kardemir’in ne kadar kazandığı, işçilerin ne kadar maaş aldıkları önemli değil, önemli olan işçilerin ve halkın sağlığıdır. “ dedi.

 

Yaptığı yatırımların 1/5 ini Çevreci Yatırımlara ayıran Kardemir’in bu konuyu süratle çözmesini bekliyoruz, bu konuda bir açıklamada yapmalılar artık  diyerek yetkilileri Çevre konusunda daha duyarlı olmaya çağıran  Çoşkun “Zehir solumak istemiyoruz” dedi.

 

 

KÜKÜRT DİOKSİT ZARARLARI 

SO₂’nin sağlık etkilerine karşı en hassas grup, çocuklar ile dışarıda aktif olan  astımlı yetişkinlerdir.

Birincil etkisi,  hırıltılı solunum göğüs sıkışması ve kesik nefes alma gibi belirtilere sebep olan, solunum yollarının daralmasıdır. SO₂ konsantrasyonu ve soluma hızı artarken rahatsızlık bulguları da artar.

 

Maruziyet kesildiğinde, akciğer fonksiyonu bir saat içinde normal haline döner.

 

SO₂ ve ince partiküllere uzun süreli maruziyet, solunum hastalıklarına, akciğerlerin savunma mekanizmasında değişikliklere ve mevcut kalp hastalıklarının kötüleşmesine sebep olabilir.

 

Bu etkilere karşı en hassas grup, çocuklar, yaşlılar ve kronik akciğer hastalığı veya kalp hastalığı olan kişilerdir.