Günümüzde uygulanan kötü ekonomi uygulamaları sayesinde,Ekonomide “RESESYON” dan bahsedilmektedir.
RESESYON: Durgunluk, aslında ekonomik döngünün kaçınılmaz ve gerekli bir parçasıdır. En iyi, e rekabetçi şirketler hayatta kalır. Bunu daha iyi büyüyüp yeşersin diye bir ağacın dallarını budamaya benzetebiliriz.
Türkiye’nin son beş yılda tecrübe ettiği ise ekonominin doğal döngüsünde görülen cinsten bir durgunluktan daha fazlası… Reel sektörün dalları falan budanmıyor, bizati ağacın köküne kibrit suyu dökülüyor.
Günümüz Hükümetleri, Politikacıları, maliye Bakanları Cumhuriyet dönemi ekonomi Politikalarını yeniden okumalıdır.
1923’te Cumhuriyetin ilanı ile yeni kurulan devletin askeri savaş safhası bitmiş, bozulan dış ilişkiler ve Ekonomik parametreleri düzenlemek kalmıştı. Mevcut durumda Osmanlı devletinden kalmış dış borç ve genel borçlar yeni devletin sırtındaki kambur olmuştu.
1923 İzmir İktisat Kongresi Toplandı.
Alınan kararların Bazıları Şunlardır:
1-Yerli Üretimin Desteklenmesi Kararlaştırıldı.
2- Ekonomik Katkısı olan yabancı sermayeye izin verildi.
3-Tütün tarımı ve Ticareti Serbest oldu.
4-Özel Sektör yatırım yapmaya davet edildi.
5-Türk ticari ve Sanayi hayatını finanse edecek bazı bankalar kuruldu. Bu Bankalar:
Türkiye İş Bankası, Türkiye Sınai ve Maden bankası, Türkiye sanayi ve Kredi Bankası, Emlak veKredi Bankası kuruldu. Ziraat Bankası Yeniden Düzenlendi.
Türkiye 1923 ve 1929 da iki büyük etkenden İktisadi olarak etkilendi. Bunlardan birincisi LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI, İkincisi Dünya Ekonomik Bunalımı idi.
LOZAN Barış Antlaşmasında;
Kapitülasyonlar Kaldırıldı. Fakat Osmanlı İmparatorluğundan kalan,107 Milyon altın liralık borcu yeni Cumhuriyetimiz üstlendi. Geri kalan borç ise Osmanlının daha önce hâkimiyetinde bulunan devletlere,1928 Paris Barış Antlaşmasıyla ile devredildi.
1929 Dünya ekonomik Bunalımı, bütün ülkeleri doğrudan ya da dolaylı etkiledi. Türkiye Cumhuriyeti de yeni yatırımlara yöneldiğinde bu bunalımdan olumsuz etkilendi.
Türk Lirası İngiliz Sterlini karşısında değer kaybetmeye başladı. Hızlıca bağımsız bir merkez bankası ihtiyacı fark edildi.30 Haziran 1930 da T.C.Merkez Bankası Kuruldu. Bunun Akabinde, İthalatı denetleyen ve İhracatı düzenleyen bir takım kararlar alındı. Yıllardır ihracat ve ithalat dengesi Türkiye’nin kritik konularından biri olmuştur.
Ayrıca Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle, Yurt dışına Makine Mühendisleri, Doktorlar ve Nice Meslek Gruplarından kişiler gönderilerek Türkiye’de eğitim vermeleri için yurt dışına eğitime gönderildiler.
Bizlere daha iyi bir gelecek bırakmak adına çalışan, Başta Mustafa kemal Atatürk Olmak üzere Cumhuriyetimizin tüm neferlerine minnettarlığımızı iletiyorum.