Ne istediğini bilmeyen KARABÜK üzerine neler yazılmaz ki..
Neler neler kaleme alınmaz ki..
Biz zaman zaman eskiye vurgu yaparak o günler aranıyor deriz, sosyal medyalarda bir çok arkadaşımız, okurumuz paylaşır görürüz ve beğeni yaparız.
İnsan ister istemez eskiye özlem duyuyor..
Yenişehir sinemasında ki çift matine film izlemek yazları üstü açık sinemada dondurmayı yerken gökte ki yıldızlara beyaz perde deki yıldızları karşılaştırmak hayalini kuruyoruz..
O meşhur isimleri ağırlayan, Havuzlu bahçede yüzme keyfini biliyoruz…
3.lig de dahi olsa tıklım tıklım dolu tribünler, Topaneli Ahmet’in ortasına Susam’ın frikiklerini, Nezihi’nin ince çalımlarını, Hasan’ın her düştüğünde kolunun kırıldığını yada Rızvan’ın kaçırdığı penaltıyı…
Ne istediğini bilen İnsanlar vardı o dönemlerde..
Şimdilerde ise ne istediğini bilmeyen bir kent,onun İnsanları var…
Başı-kıçı kayık, siyaseti alavere dalavere Kürt Mehmet nöbete anlayışında, STK ları çıkarcılık yarışına kadar uzanan ince duygusal yollar…
Caddede yürürken bakın İnsanların yüzüne, asık, sarkık, sanki her biri patlamaya hazır bomba..
Sinirler gergin, hoşgörü yerini eşkıyalığa bırakmış, tüm bunların üzerine ahlaki yapı her geçen gün dip yapmakta..
Bazıları sokaklarda bildiğini okurken biz kitap okuyoruz değişim adına, ana kapıya sığmayan düşünce fındık kabuğuna sığıyor onu anlıyoruz..
Yolcularını bekleyen limanlar gibi bekliyoruz dostlarımızı, onlar dünün paylaşımlarını, omuzlarımıza dayanarak ağladıklarını unutmuş, yeni dostluklara yelken açarken, bizde “Dün dündür bugün bugündür” diyenleri anımsıyoruz
Dün dündür bugün bugündür, benim memurum işini bilir, diye diye yok oluyoruz, hala anlamıyor…
Bir kaç hatırlatma yapalım;
-Daha dün “M.Ali Şahin gitsin yeter, of ya puff ya” diyenler bugün M.Ali Şahin’ini yere göğe sığdıramıyor…(?)
-KBÜ İl kuruluş aşamasında bir giriş kapısı yaptırdı, renkler Yeşil Beyaz olunca o dönem Rektörüne atıfla bulunularak “Konya lı ya(!) Konya spor renklerini taşıdı Karabük’e “ diyenler son dönemde değişimi gerçekleşen yeni girişe üstelik Kırmızı Mavili renklere dönüşmesine rağmen ‘nereden çıktı eskisi güzeldi’ diyorlar….
-Karabükspor da o Başkan olmaz/ kulüp biter diye yazdığımızda, altına yorum yazarak “sizde kimseyi beğenmiyorsunuz” diyenler bugün ‘battı bitti Karabüksporu yok etti bunlar’ diyerek bizden çok beddua eder oldular..
-KARDEMİR son yıllarda “neden adam gibi BAĞIMSIZ ÜYE belirleyemiyor siyasilerin arka bahçesi mi burası, siyasetle batmadı mı burası” görüşlerini deli gibi savunan hatta ‘ODUNDAN Anlayanı Demirci çelikçi yaptılar!’diyerek KARDEMİR’i eleştirenler, gerçekten aklı selim tutum içinde akılcı bir strateji ile 4 Bağımsız isim belirleyen KARDEMİR’e şimdilerde akıl vermeye kalkıyorlar..
-Avrupa da her kentte hatta köyde havaalanı var, küçük ölçekte, büyük ölçekte var ama bizde neden yok dediğimizde ‘Karabük ne yapacak Havaalanı, kim gider/gelir” diyenler bugün bizden önce ‘Nerede bizim havaalanımız’ diyor iyi mi?.
Artık yapmayın etmeyin demiyoruz biz de saldık çayıra Allah kayıra diyoruz.
Müziğin sesini açıyoruz, şarkılar mı bizi dinliyor biz mi şarkıları bilemiyoruz,
Her ayrı gün kapalı zarf usulü açık artırmaya giriyoruz..
İğneni batırırken kendi mesleğimiz içine çuvaldız da batıralım, Kentin doğrularını tahlil edemeyecek kadar ÇIKARCI kalemlerde var onu da görüyoruz…Biliyoruz..
Virüsün hayatımızdan çalacağı günleri hesaplarken günlerimizi bir bir kaybediyoruz.
Son olarak,
Ne istediğini bilmeyen bir kentte ancak bu kadar olur diyoruz …..