* EĞİTİM SEN KARABÜK İL TEMSİLCİSİ BAŞKANI CEVAT SOYLU “DAYATMALARI DOĞRU BULMUYORUZ” DİYEREK BASINA VE KAMUOYUNA AÇIKLAMA YAPTI.
YAPILAN AÇIKLAMADA ŞÖYLE DENİLDİ;
Eğitimin öncelikli bir çok sorunu varken düzenleme adı altına bu dayatmaları doğru bulmuyoruz. Daha ataması yapılmayan öğretmenler sorunu dururken, okul dönüşümlerinin velileri mağduriyeti dururken, okullar gittikçe bilimsel eğitimden uzaklaşırken, MEB pek çok yönden istismar edilecek bu tip düzenlemeleri neden böyle aceleye getirir, anlamak mümkün değil.
Milli Eğitim Bakanı (MEB) Nabi Avcı, önümüzdeki dönemde öğretmenlerin, hizmet sürelerine bağlı olarak, il içinde zorunlu rotasyona (yer değiştirme) tabi olmasının planlandığı şeklinde açıklamalar yapmış ve bu açıklamalar basına yansımıştır. Bakan Avcı, öğretmenlere rotasyon için öncelikle mevcut öğretmen atama ve yer değiştirme yönetmeliğinin MEB`in yeni teşkilat yasasına uygun olarak güncelleneceğini, daha sonra öğretmenlere zorunlu rotasyon konusunun gündeme geleceğini ve nihai kararı verilerek yeni yönetmelikle, eğitim yöneticilerinin ardından öğretmenlere de zorunlu rotasyonun resmen uygulanacağını açıklamıştır.
MEB`in planlamasına göre bir öğretmen bir okulda ve bir bölgede belli bir süre kaldıktan sonra kendi isteği ile okul değiştirmemesi durumunda zorunlu rotasyona tabii tutulacaktır ve bu işlemin her yıl Haziran ayında yapılması planlanmaktadır. MEB teşkilat kanununda yapılan değişikliklerle Bakanlığın teşkilat yapısı eğitimde yaşanan yoğun piyasalaştırma uygulamaları ve “rekabetçi” mantık üzerinden baştan aşağı değiştirilmiş, yapılan değişikliklerle pek çok alanda büyük alt-üst oluşlar ve mağduriyetler yaşanmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı, on binlerce öğretmen açısından yeni bir dayatma anlamına gelen, ekonomik ve sosyal olarak ciddi sorunlara yol açacak ve pek çok yönden yeni mağduriyetler yaratması kaçınılmaz olan “öğretmenlere zorunlu rotasyon” uygulamasını aklından bile geçirmemelidir.
MEB`in zorlamasıyla on binlerce eğitim emekçisinin kendi isteği dışında rotasyona tabi tutulmak istenmesi, her konuda olduğu gibi bu konuda da siyasal referansların, yandaş sendikanın isteklerinin belirleyici olması ihtimalini küçümsenmeyecek derecede arttırmaktadır. Eğitimde, hiçbir gerekçe eğitim emekçilerini okuttuğu öğrencisinden, oturduğu mahallesinden kopararak, zorla başka bir işyerine göndermesini haklı çıkaramaz. Böylesi bir uygulama, özellikle büyükşehirlerin sınırlarının son derece genişlediği bir dönemde açıkça “il içi sürgün” anlamına gelecek ve on binlerce eğitim emekçisinin aile ve okul yaşantısını alt-üst edebilecektir.
Milli Eğitim Bakanlığı, açıkça “il için sürgün” anlamına gelen ve pek çok yönden istismar edilebilecek “zorunlu rotasyon” uygulamasını asla gündeme getirmemelidir. MEB, öğretmenleri zorunlu rotasyona tabi tutmak yerine, gönüllülük ve tercih esasına dayalı çözümler geliştirmeli, hiç kimse kendi isteği dışında çalıştığı okuldan, çalışma arkadaşlarından ve öğrencilerinden zorla koparılmamalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimde yeni sorunlar yaratacak, okullardaki çalışma barışını tamamen bozmaya yönelik böylesi bir uygulamayı hayata geçirmeyi aklından bile geçirmemeli, eğitimin yıllardır çözüm bekleyen yapısal sorunlarına kafa yormalıdır.