Eskiden Ders Almayan,Eskileşir..

‘Ye Mehmet’im Ye’ Söz veriyor siyaset size dünyayı yeniden kuracağız diye.. İnanıyor insan başka bir umudu kalmayınca.. Hani “ Karabük’te çalışmayan,özverili olmayan bürokrat kalmayacaktı ”… Hani 15 bilemediniz 1 ay içinde düzelecekti sistem, Umut Mehmet’in ekmeği “Ye Mehmet’in Ye” Vicdanı olanın hafızası  vardır, işte o zaman işine geleni değil gerçekleri hatırlar. Geciken mektuplar ihaneti saklar. […]

IMG_8447

‘Ye Mehmet’im Ye’

Söz veriyor siyaset size dünyayı yeniden kuracağız diye.. İnanıyor insan başka bir umudu kalmayınca..

Hani “ Karabük’te çalışmayan,özverili olmayan bürokrat kalmayacaktı ”… Hani 15 bilemediniz 1 ay içinde düzelecekti sistem,

Umut Mehmet’in ekmeği “Ye Mehmet’in Ye”

Vicdanı olanın hafızası  vardır, işte o zaman işine geleni değil gerçekleri hatırlar.

Geciken mektuplar ihaneti saklar.

Milli Eğitim içler acısı,okullar sorunlar yumağı olmuş, Kentte Stadyum 5 senede,Yüzme havuzu 8 senede hizmete alınıyor, bir sene önce ödeneği verilen gençlik merkezine 1 sene yer yok nereye yapacağız diyerek bekletilip  anca başlanıyor ise ve ardından memleketin abisi bu işler böyle olmaz artık kendimiz çözelim diyerek, İl Müdürlükleri konusunda atama emri vermesine rağmen dinleyen olmuyorsa, Umut Mehmet’in ekmeği de, katığı da olmuş demektir..

Siyasette, vatandaşın payına bir selamın bile düşmediği günlere doğru yelken açılırken gerilen toplumu göremeyenler parayla her sorunu çözeceğini sanıyorlar. Oysa Parayı uyuşturucu kaçakçıları, sahtekar düzenbazlar da kazanıyor. Önemli olan  omurgalı yaşamak ve de ayaklar altında kalmadan Hürriyet caddesinde başı dik gezmek olmalı..

Unutmayın.. Dost acı söyler…

3-5 muhabir karşısında atıp tutmak sonrada bakarız diyerek günleri torbalara doldurmak yarınlara acı ve yalnızlık bırakır..

Aman dikkat, eskiden ders almayan eskileşir..

Eskiden…

 

Hayallerimiz  iplerine tutunduğumuz dalları olmayan bir salıncak sa, nostaljimiz unutamadığımız mahalle maçları,gece sinemaları ve kaçak dere yüzüşleri ise  annelerimiz için kapı önü sohbetleri ise hele hele o günlerin şarkıları 45’lik longplay içinde ‘bir sonbahar akşamı’ ise halen bir umut var demektir gelecekten…

Birbirine kenetlenmiş kollar,karşısındaki insanın gözünün içine bakarak konuşmak varken, gizli kameraya alınmış görüntülerle insanları sırtından vurmak İnsanlık mı…

Camilerde siyaset yerine ruhun temizliği,Okullarda defter aralarında kurutulmuş güllerin kokusu olurdu eskiden..

Birdir bir oynanırdı sokaklarında güç alınırdı birbirinden ve al satarım bal satarım diyerek toplumun bir parçası olduğumuzu anladığımız oyunları paylaşırdık eskiden..

Dağlarına bahar gelmiş memleketimin denirken, bütün dünya buna inansa bir inansa hayat bayram olsa diye umut edilirdi eskiden..

Paraya aşık olunmayan arkadaşlıklarda ne rüşvet tanırdı ne de soysuzluk vardı.. Tek heyelan toprakta olur İnsanlık yaşamazdı kaymaları eskiden..

Eskiden çocuklara “büyüyünce ne olacaksın?” diye sorulurdu. Şimdi “Büyüyünce nasıl zengin olacaksın?”diye soruluyorsa eğer hızlandırılmış zengin olma kursları babadan oğla indirimli verilmeye başlamış demektir..

Çocukken kazandıklarını yaşlandıkça kaybeden büyükler ülkesinde, hayat tersine çeviriyor filmi.

Para bir toplumun en büyük ahlaksızlığı haline gelmişse eğer orada yeni bir dünya kurulmuştur demektir ve O dünyanın adaleti de yoktur, asaleti de.

Biz ise büyüklerimizden ‘hayatın anlamı sadece belini doğrultmak değil,her türlü şartta dik durmak’ olduğunu öğrenmiştik…

Delikanlılık yıllarımızın kitaplarını yeniden okumalıyız beklide..

Dostoyevski’den ‘ Yasaklara karşı başkaldırmayı’ Ömer Seyfettin’in Diyet’ini mesela okumalıyız ve kesip atmalıyız çıkar ve menfaat dostluklarını..

Birer birer…..

anigif  kg

Exit mobile version