Osman GÜLDEMİR ile Haftada Bir
HAYATIN DÜŞLERE BORCU VAR
Yılmaz ODABAŞI’nın şiirlerini çok okumuştuk öğrencilik yıllarında…
Yıllar sonra “ hayatın düşlere borcu” var adlı deneme kitabıyla tekrar karşımızda.
Sevgili dostlarım ,anılar ve düşler dünyanın en tatlı duygularıdır.İnsan ihtiyacı olduğunda onlara sarılıyor…
Yaşam ,geçmişle gelecek,anılarla düşler arasında sıkışır kalır çoğu kez…
Hayatımız akıp giden nehirlere benziyor…
Derin vadilerde toplanan suların çok uzun yollar katederek , dönüşü olmayan yollar da bazen durgun ,bazen delice akan ama önüne kattığı her şeyi denizlere ulaştıran çaylara,nehirlere benziyor hayatımız…
Biz sadece hüzünlü hüzünlü seyrederiz kıyısında …
Denizlere nasıl ulaştığını ,dev dalgalarla nasıl boğuştuğunu ,okyanuslarla nasıl bütünleştiğini merak ederiz hep.
Oysa tüm bu zamanlarda giden sensindir.Ahmet ALTAN’ın dediği gibi “ bazen kristal bir deniz altıya “ binerek bazen de kağıttan gemilerle suyun üzerinde nasıl durduğunu hayal ettiğinde hep akıp giden nehirleri anımsar…
Lakin gün gelir o nehrin sularının kuruduğunu anlatır sana zaman…
Anlarsın zamanın ,ertelediğimiz pek çok şeyi nasıl erittiğini,ihmal ettiğimiz o küçük sevinçleri,sevgileri,sevdaları,mevsimsiz baharlarda güllerin nasıl solduğunu…
Çünkü nehir kurumuş,sular çekilmiştir…
Geriye sadece çakıl taşları,çamur ve yosunlar kalmıştır…
Kederler,sevinçler,acılar,umutlar,hüzünler tıpkı sevgisiz tarlalarda büyüyen çiçekler gibi zamanın yalnızlığında ruhumuzun derinliklerinde sessiz kalmışlardır.
Yılların arkasına saklanan ve avuçlarımıza bırakılan bütün dostluklar ,sevgiler kuruyan nehrin çakıl taşlarına yapışmıştır.
Üzümlerin asmalar da kuruma zamanı.Son üzüm taneleri de karıştı dallara.
Şimdi düş kurma zamanı…
Unutmayın HAYATIN DÜŞLERE BORCU VAR…