Yazıya Özel Prospektüs: Burda yazılan yazılar mizahi amaçla yazılmakta olup, yazarınız tarafından imla kurallarına dikkat etmeden, “kafa nereye, yazı oraya” tarzında yazılmaktadır.. O yüzden de okumak için hiç kimseye tavsiye de bulunmanıza, köşe yazısının olduğu yeri kesip “önemli evraklar dosyanızda” falan saklamanıza gerek yok… Mizah sevmiyosan zaten hiç okumakla vakit kaybetme… “İlle de okumak istiyorum” diyenler buyursunlar…
- * –
Yeni bi haftadan hepinize meraba… Umarım herkes için güzel bi hafta olur. Cebimde para varken benim o haftam genel olarak güzel geçiyo… Ama malum ay sonu… O sebeple haftam gergin geçer.. Çok önemli olmadıkça beni aramayın, ziyaretime gelmeyin, hiç tavsiye etmem… Gidin Spor Servisindeki Soner MANAV’ın odasında için çayınızı kahvenizi… Tabi onu da odasında bulabilirseniz… Ben pek ihtimal vermiyom ama yine de şansını denemek isteyen onun yanına gidebilir. Bana bulaşmayın yeter…
“BUYUR BERABER OLSUN” DENİLEN YERDE…
Güne bilgisayarımdaki OKEY oyununu oynayarak başlamışken, gazetemizin big boss patronu Semih GÜLEN belirdi kapımda… “Hazırlan Ahmet ÖZTÜRK’ün mekanına gidiyoruz”, dedi… İnsan bi sorar dimi? Müsait misin? Gelir misin? Daha önemli işlerin var mı? Maliye Bakanıyla falan randevun var mı? Nerdeeee… Emir kipli oldu direk cümlesi…
Suratımı ekşiterek, bilgisayarı kapatıp sondajcı Ahmet ÖZTÜRK’ün ofisine gittik… Tesadüf, öğle yemeğine denk geldik… Yeni başlamışlar yemeğe de.. Haliyle bizi de buyur ettiler… Masada 5-6 personel, ortadaki kıymalı yumurtaya ekmeği bana bana yiyo…
Esnaf arasında söylenen “Buyur beraber olsun” cümlesi, aslında bi yarım ağızlık içerir.. Esnaf buyur etti diye hemen yumulunmaz yemeğe… Şahsen aç olsam bile “teşekkür ederim, yeni yedim” deyip oturmam genelde… Gazetemizin generali Semih GÜLEN öyle mi ya? Daha koltuğa oturmadan masanın üstündeki ekmeği kopardı… Hadi “Kokmuştur, biyerim şişmesin” deyip bi susak alırsın yemekten, onu anlarım ama “Buyur edilen masada” tencerenin dibini sıyırmak nedir… Utandım, yerin dibine girdim.. Personelin yemeğini yiyip bitirmek nedir yaaa… Yumurtaya can veren mevlam, biraz da şu benim patrona edep vereydi ya… Hoş onun felsefesi belli… Parayı bulunca, edep te peşinden gelir zaten, diye düşünüyo… Hayırlısı…
BUNGEE JUMPİNG YAPMAK İSTEMEK NORMAL Mİ?
Tencerenin dibini sıyırınca “ziyade olsun” denir… Bizim Kent Meydanındaki uzun direğe ismi verilesi sevgili patronum onu da bilmiyo… “Aslında toktum ama hakkaten güzel yapmışlar kıymalı yumurtayı.. Her ne kadar da Mustafa KURİ’nin yaptığı kadar lezzetli olmasa da, güzeldi” dedi… Ziftin pekini ye, demek geldi içimden… Diyemedim… İçimde kaldı…
Neyse yemek faslından sonra konu Karabük’ün sosyal hayatına geldi… KARAbük’ün adı gibi, sosyal hayatı da eleştiri konusu oldu sohbette…
Elindeki kürdanla dişlerini karıştırırken Semih GÜLEN “Yaa hafta sonlarında Golf oynayacağımız bi tesis yok, yamaç paraşütü yapacak bi yer yok… Gidip önünde bi resim çektireceğimiz Karabük’ün simgesi olacak şööle 20 metre boyunda bi Demir Adam simgemiz yok” dedi…
Önümde duran vazoyu alıp kafasına vurasım geldi… “Arhavi’de bunlar vardı da, bi tek Karabük’te mi yok o dediklerin” diyesim geldi de, diyemedim… O da içimde kaldı…
“Sevgili patronum istediğin Bungee Jumping olsun, Ahmet ÖZTÜRK’ün sondaj makinasına senin ayağından bağlayıp sallandırırız. Tek derdin o olsun” da demedim… Maaşı almaya 3 gün kalmışken, inatlaşmak işime gelmedi… Mecburen susup oturdum onların sohbeti bitene kadar…
Çıkışta, “Hazır yakınken Yıldıray YILDIRIM başkana bi uğrasak mı?” dedim… Yıldıray başkanın sohbetini severim… Kendini güzel yetiştirmiş… Oturduğu koltuğu dolduran başkanlardan… “Başka zaman geliriz, şimdi Karabük Üniversitesinde bi işimiz var, oraya yetişelim” dedi…
MOTOSİKLETLERİ GÖRMEZDEN Mİ GELELİM??
Bindik arabaya Üniversiteye doğru giderken 3 kez motorcuları eziyodu Semih GÜLEN… Belli yaştan sonra bence bunlara araba kullandırmamak lazım… “Bırak ben kullanayım” desem de, “olmaz” dedi..
Hazır konu açılmışken n’olacak bu motosikletliler? Her yerde vızır vızırlar… Son yıllarda benzin fiyatları arttıkça, özellikle gençler de motosiklet merakı başladı… Önce kuryeler, sonra üniversite öğrencileri derken, 10 kilometrelik karayolumuzda neredeyse otomobil sayısı kadar motosiklet kullanıcısı çıktı piyasaya…
Gelişmiş ülkelerde ve ülkemizdeki bazı şehirlerde motosikletler için ayrı yollar yapıldı… Karabük gibi yıllardır bir türlü rahatlayamayan trafik sorunumuza bi de motosikletler eklenince, çık çıkabilirsen işin içinden…
Son günlerdeki motosiklet kazasında hayatını kaybedenlerin sayısını bilen var mı? Birileri görmezden gelebilir ama daha dün bi üniversite öğrencimiz daha hayatını kaybetti motor kazasında… Motosikletler için ayrı bir yol yapmadığımız sürece daha çok duyacaz bu tür kaza haberlerini…
Yazık, hayatının baharında, hayatını kaybeden bu kaçıncı kaza?? Neyse inşallah yetkililer harekete geçer bu konu da…

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN…
Bu haftaki yazımızın sonunda 2 gün sonra kutlayacağımız Cumhuriyet’imizin 102. Yıldönümünü de şimdiden kutlamak istiyorum…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, milletimizin azmi, kararlılığı ve fedakârlığı ile kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin 102. yılını şimdiden büyük bir gurur ve minnetle kutluyorum. Cumhuriyetimiz, bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin en kıymetli meyvesidir. Bu değerleri sonsuza dek yaşatmak, ülkemizi daha aydınlık yarınlara taşımak en büyük sorumluluğumuzdur.
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, bu toprakları vatan yapan ve korurken şehit düşen tüm kahramanlarımızı saygı, rahmet ve minnetle anıyorum. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun!

