HIFZISSIHHA ENSTİTÜSÜ

(Genel Sağlık Koruma Kurumu)      Ülkemizi ve tüm dünyayı etkisi altına alan koronovirüs tehdidiyle insanlar, bir kez daha “ Gerçek yol göstericinin ilim ve fen “ olduğunu görmeye başladı.       Bu gün sağlık alanında yetersiz ve çaresiz kalınan durumlar, Atatürk Türkiyesi’nin başardıklarının ne kadar büyük olduğunu da gözler önüne seriyor.       Koronavirüs salgını sebebiyle “ […]

(Genel Sağlık Koruma Kurumu)

     Ülkemizi ve tüm dünyayı etkisi altına alan koronovirüs tehdidiyle insanlar, bir kez daha “ Gerçek yol göstericinin ilim ve fen “ olduğunu görmeye başladı.

      Bu gün sağlık alanında yetersiz ve çaresiz kalınan durumlar, Atatürk Türkiyesi’nin başardıklarının ne kadar büyük olduğunu da gözler önüne seriyor.

      Koronavirüs salgını sebebiyle “ yoğun bakım “ serum “ ve “ aşı “ toplumun gündem maddesi oldu. İşte bu noktada bir kurumun altını çizmek, hikâyesini anlatmak gerekiyor.

      Atatürk ve Arkadaşları için her zaman esas düşman cehaletti. Cehaletin panzehiri de eğitimdi, bilimdi, aydınlanmaydı.

       Kurtuluş savaşına katılan askerlerin yüzde 40’ı sıtmalı,3 milyonu ( nüfusun yaklaşık dörtte biri) Trahomlu idi. Ayrıca Frengili, Veremli, sıtmalı vatandaşlarımız çoktu. Bu hastalıklar için aşı çalışmaları yapılaması gerekiyordu. 17 Mayıs 1928 de bir yasa ile Hıfzıssıhha Kurumu Kuruldu. Kurucusu Atatürk’ün yakın arkadaşı Dr. Refik saydam’dı.
HIFZISSIHHA ENSTİTÜSÜ’ NÜN Kuruluş Amaçları:

a-Bulaşıcı Hastalıklarla ilgili aşı ve serum üretmek,

b-Halk Sağlığını ilgilendiren biyolojik ve kimyasal maddeleri üretmek,

c-Halk Sağlığını tehdit eden hastalıkların tedavisi için uğraşmak

d-Devlete yardımcı olacak hükümet tabibi, sağlık müdürleri ve diğer sağlık personelini yetiştirmek, var olan personelinde gelişimini sağlamak.

1931 yılında, ağız yoluyla uygulanan BCG aşısı üretimine başlandı.1932 yılında serum üretiminin ülke ihtiyacını karşılayacak düzeye gelmesi sonucu, serum ithalatı durduruldu.

1933 yılında semple metodu ile Kuduz aşısı üretimi ele alındı.1934 yılında çiçek aşısı üretimi, ülke ihtiyacını karşılayacak düzeye geldi.1937’de Kuduz serumu üretildi.

Çinde Kolera salgını üzerine 1938 yılında Çine Kolera aşısı gönderildi. Kurum tarafından üretilen serumlar ve aşılar, dünyanın dört bir yanına gönderildi. Türkiye bir anda bilime dayanarak tüm dünyada saygın bir yere taşındı.

Bütün Dünya da etkisini kabul ettirmiş olan “ Dr. Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü “ 2011 yılında kapatıldı. Atatürk Türkiye’sinin akılcılığı her geçen gün kendisini kabul ettiriyor. Çözümünde çarenin de adresi bellidir.

   “ HAYATTA EN HAKİKİ MÜRŞİT İLİMDİR “ ( Yaşamda gerçek yol gösterici Akıldır. Bilimdir.)

Exit mobile version