Horluyorsanız DİKKAT

Özel Medikar Hastanesi Göğüs hastalıkları uzmanı  Dr. Elif Reyhan Mollarecep Uyku Apnesi rahatsızlığı olan kişinin trafik kazalarına karışma riskinin yüksek olduğunu belirterek” Gece horlama ile birlikte ortaya çıkan uykuda nefes durmaları solunum düzensizliklerine ve uyku kalitesinin bozulmasına yol açar. Hasta gece boyunca belki de farkında olmadan defalarca uyanır. Bunun sonucu olarak vücut gece uykusunda dinlenemez. […]

GÖGÜS HASTALIKLARI UZMANI DR. ELİF REYHAN MOLLARECEP (2)

Özel Medikar Hastanesi Göğüs hastalıkları uzmanı  Dr. Elif Reyhan Mollarecep Uyku Apnesi rahatsızlığı olan kişinin trafik kazalarına karışma riskinin yüksek olduğunu belirterek” Gece horlama ile birlikte ortaya çıkan uykuda nefes durmaları solunum düzensizliklerine ve uyku kalitesinin bozulmasına yol açar. Hasta gece boyunca belki de farkında olmadan defalarca uyanır. Bunun sonucu olarak vücut gece uykusunda dinlenemez. Sabahları yorgun uyanma ve gündüz aşırı uyku hali görülür. Bu da gün için dikkat gerektiren işlerde ciddi sorunlara yol açar. Özellikle trafik kazları bu hastalar ve toplum için dramatik sonuçlar doğurur. Sizi bölgenin en modern uyku laboratuvarına bekliyoruz” Dedi.

Uyku Apnesi konusunda bilgi veren Özel Medikar Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Elif  Reyhan Mollarecep” Horlama, uykuda nefes alma esnasında üst solunum yollarını oluşturan yumuşak doku dediğimiz yapılarda titreşim sonucu ortaya çıkan sestir.  Uyku esnasında 10 saniye ve daha uzun süreli yaşanan nefes durmalarına ise apne denir. Özellikle gürültülü horlayan hastalarda, gece boyunca eşinin fark ettiği  sessiz dönemler uyku esnasında apnenin yaşandığı dönemlerdir. Apne uyku esnasında en az 10 saniye ve daha uzun süre ile ağız ve burunda hava akımının olmaması olarak tanımlanırken, hipopne ise 10 saniye ve daha uzun süre ile hava akımında en az %50 azalma ile birlikte oksijen değerinde %3’lük düşme anlamına gelir. İşte horlamanın solunum durmaları ile seyrettiği bu hastalık okstrüktif (tıkayıcı) uyku apne sendromu olarak adlandırılır.

Gece horlama ile birlikte ortaya çıkan uykuda nefes durmaları solunum düzensizliklerine ve uyku kalitesinin bozulmasına yol açar. Hasta gece boyunca belki de farkında olmadan defalarca uyanır. Bunun sonucu olarak vücut gece uykusunda dinlenemez. Sabahları yorgun uyanma ve gündüz aşırı uyku hali görülür. Bu da gün için dikkat gerektiren işlerde ciddi sorunlara yol açar. Özellikle trafik kazları bu hastalar ve toplum için dramatik sonuçlar doğurur.

Peki horlayan her hasta uyku apne hastası mıdır?

Bunun ayrımı için hastalar uyku laboratuvarında bir gece boyunca polisomnografi denilen tetkik için yatırılır. Bu tetkikte gece boyunca uyku birçok yönüyle kesintisiz olarak kayıt edilir. Bu sırada hastanın beyin dalgaları, çene ve göz hareketleri, burundaki hava akımı, göğüs ve karın hareketleri, kalp atışları, oksijen değerleri, bacak hareketleri ve vücut pozisyonları gece boyunca kayıt edilir. Bu sayede hastanın uykunun hangi evresinde, kaç kere ve kaç saniye boyunca nefes durması yaşadığı, oksijen değerlerinin nasıl değiştiği, apneler nedeni ile gece kaç kere farkında olarak ya da olmayarak uyandığı, apnelerin hangi yatış pozisyonunda görüldüğü belirlenir. Alınan bu veriler daha sonra değerlendirilerek hastalığın derecesi ile ilgili rakamlara ulaşılır. Apne-Hipopne İndeksine göre (AHİ) 4 grup hasta karşımıza çıkmaktadır:

Bunlardan “Basit Horlama” olarak adlandırdığımız hastalık erkeklerde ve şişman kişilerde daha sık görülmekle birlikte özellikle üst solunum yollarında tıkanıklığa yol açan hastalıklarda görülür. Bu hastalarda uyku testi sonrasında yapılan değerlendirmede AHİ 5’in altında saptanır. Tedavide kilo verme, yatış pozisyonunda değişiklikler, alkol ve sadasyon amaçlı kullanılan ve üst solunum yollarında kas fonksiyonlarını bozup tıkanıklığa yol açan ilaçların mümkünse kesilmesi ve üst solunum yolunu tıkayan hastalıkların tespiti için Kulak-Burun-Boğaz muayenesi önemlidir.

Hafif dereceli uyku apne sendromunda ise özellikle belirgin şikayetleri olan, kalp-damar hastalıkları ve nörolojik hastalıkları açısından risk grubunda olan hastalarda tedavide CPAP (sürekli pozitif hava yolu basıncı) denilen cihazlarla tedavi uygulanır. Risk grubu içinde olmayan hastalar için basit horlamada uygulanan genel tedavi yöntemlerinin yanısıra, uyku sırasında ağız içine yerleştirilen bazı araçlarla üst solunum yollarını genişletmek tedavide esastır.

Orta ve ağır dereceli uyku apne vakalarında altın standart tedavi yöntemi CPAP (sürekli pozitif hava yolu basıncı) tedavisidir. Gece boyunca üst solunum yoluna sürekli olarak pozitif basınçlı hava vererek tıkanmalar önlenir. Orta ve ağır dereceli uyku apne tanısı almış her hastanın mutlaka düzeltici cerrahi girişim açısından bir Kulak-Burun-Boğaz uzmanı tarafından ayrıntılı muayene edilmesi gerekir. Daha sonra hasta CPAP cihazında uygulanacak basıncın tespiti için bir gece daha uyku laboratuvarında yatırılır.

Uyku apne hastalığının tedavisinde uyku yapısını bozmayan ve önemli yan etkileri olmayan bir ilaç henüz bulunmamaktadır. Bazı ilaçlarla ilgili gereken çalışmalar yapılıyor olsa da bu konu ile ilgili bugün için kabul edilen görüş uyku apne sendromunun tedavisinde ilaçların yeri olmadığıdır. “

Bunun için yukarıda belirtilen belirtiler varsa hastanemizin  modern uyku laboratuvarımız Uzman ekibiyle hizmetiniz de” dedi.

 

Exit mobile version