İHH “Karabük’ten, Gazze’ye Bin Selam”

Genç İHH ve Çocuk İHH  İsrail’in,  Gazze’de tün dünyanın gözleri önünde uyguladığı zulme karşı yürüdü.   İHH  Genç ve çocuk birimleri  “Çocuklar Gazze İçin Yürüyor” etkinliği kapsamında Yenişehir Sineması önünden, Karabük TSO meydanına kadar yürüdü.  Sık sık tekbir getirilen yürüyüşte ” Karabük’ten Gazze’ye Bin Selam Direnişe”  ve Katil İsrail sloganları atılırken TSO önüne gelen yürüyüşçülere […]

Genç İHH ve Çocuk İHH  İsrail’in,  Gazze’de tün dünyanın gözleri önünde uyguladığı zulme karşı yürüdü.

 

İHH  Genç ve çocuk birimleri  “Çocuklar Gazze İçin Yürüyor” etkinliği kapsamında Yenişehir Sineması önünden, Karabük TSO meydanına kadar yürüdü.  Sık sık tekbir getirilen yürüyüşte ” Karabük’ten Gazze’ye Bin Selam Direnişe”  ve Katil İsrail sloganları atılırken TSO önüne gelen yürüyüşçülere ‘Gazze direnişi’ anlatıldı.

Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı yürüyüş açıklamaların ardından sona erdi.

Gazze’deki çocuklar, uzun yıllardır süren çatışmalar ve abluka nedeniyle son derece zor koşullar altında yaşam mücadelesi veriyor. Filistin’in özellikle Gazze Şeridi’nde, çocuklar hem fiziksel hem de psikolojik olarak ciddi travmalar yaşıyor. Sürekli bombalamalar, yetersiz sağlık hizmetleri, eğitim imkanlarının kısıtlılığı ve temel ihtiyaçlara erişim eksikliği onların yaşamlarını derinden etkiliyor.

Özellikle son yıllarda yaşanan yoğun çatışmalarda, binlerce çocuk hayatını kaybetti, yaralandı veya ailesini kaybetti. Dünya genelinde bu durum büyük tepki toplasa da, siyasi çözümler konusunda somut adımlar atılmadığı sürece bu trajediler devam ediyor.

 TSO Önünde Karabük İHH Çocuk Ekibinden Emir Bayır yazılı açıklamayı okuyarak şöyle dedi;

“Ben bir çocuğum. Belki yaşım küçük ama yüreğimde kocaman bir sızı var. Bugün burada yalnızca kendim için değil, adı bilinmeyen, sesi duyulmayan, hatta hayalleri bile elinden alınmış binlerce çocuk adına konuşuyorum.

Dünyanın pek çok yerinde biz çocuklar korku içinde yaşıyoruz. Bazen evlerimiz yıkılıyor, bazen okula giderken bombalar patlıyor. Bazen de sadece yaşadığımız yer farklı diye öldürülüyoruz. Her sabah kuş sesleriyle değil, bomba sesleriyle uyanan çocuklar var. Okula gitmek için değil, hayatta kalmak için savaşan çocuklar…

Filistin’de, Doğu Türkistan’da, Yemen’de, Sudan’da, Suriye’de, Arakan’da… Afrika’da, Asya’da, Ortadoğu’da ve daha pek çok mazlum coğrafyada çocuklar ağlıyor. Kimi annesini kaybetmiş, kimi babasını… Kimisinin hiç oyuncağı olmamış, kimisi hiç doymamış. Biz doğduğumuz yerin bedelini ödüyoruz.

Oysa biz çocuklar, sadece oyun oynamak istiyoruz. Saklambaç oynamak, bisiklete binmek, resim yapmak, gülmek istiyoruz. Biz ne savaş isteriz, ne nefret, ne de düşmanlık. Sadece yaşamak istiyoruz. Barış içinde, güvenle büyümek istiyoruz.

Ama biz her gün haberlerde arkadaşlarımızın, kardeşlerimizin öldüğünü izliyoruz. Ve bazen düşünüyoruz: Neden bazı çocuklar parkta oynarken bazıları sığınaklarda büyüyor? Neden bazı çocukların oyuncakları varken bazıları mermi kovanlarıyla oynuyor? Neden dünya sadece izliyor?

Bugün buradaysak, bu sessizliği bozmak için buradayız. Bu yürüyüş, sadece bir tepki değil; adaletsizliğe, vicdansızlığa ve duyarsızlığa karşı atılmış bir adımdır. Bu bir çağrıdır: Lütfen sadece kendi çocuklarınızı değil, tüm çocukları düşünün. Çünkü biz çocuklar, siz sustukça ölüyoruz. Siz gözlerinizi kapatınca, umutlarımız kararıyor.
Hayallerimiz var, lütfen onları elimizden almayın. Bir çocuğun ölümü sadece bir canın gitmesi değil, insanlığın biraz daha eksilmesidir.

Bugün buradan haykırıyoruz:
Çocukları öldürmeyin.
Çocukları koruyun.
Ve en önemlisi: Susmayın.
Çocukları öldüren her kurşun, insanlığın kalbine saplanmaktadır. Sessiz kalan her vicdan, bu suça ortak olmaktadır.

Dünyayı daha adil, daha yaşanabilir bir yer haline getirmek istiyorsak önce çocukları korumalıyız. Çünkü umut, onların gözlerinde saklıdır.

Susmayacağız. Unutmayacağız. Unutturmayacağız.

Çünkü biz çocuklar ölmek değil, yaşamak istiyoruz.
Ve yaşamak, her çocuğun hakkıdır.”

 

Exit mobile version