II. Turizmde Mimarlık ve Kültürel Miras Kongresi

“II. Turizmde Mimarlık ve Kültürel Miras Kongresi” Karabük Üniversitesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, İzmir Demokrasi Üniversitesi, İzmir Kavram Meslek Yüksekokulu iş birliğiyle çevrim içi (online) başladı. Kongrede, Ege Bölgesi mimari ve kültürel değerleri ana temasıyla, ana konusunu turizm disiplini ve turizm destinasyonlarının en önemli çekicilikleri olan kültürel ve mimari eserler başlıkları altında bildiri sunumları gerçekleştirilecek.  […]

“II. Turizmde Mimarlık ve Kültürel Miras Kongresi” Karabük Üniversitesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, İzmir Demokrasi Üniversitesi, İzmir Kavram Meslek Yüksekokulu iş birliğiyle çevrim içi (online) başladı. Kongrede, Ege Bölgesi mimari ve kültürel değerleri ana temasıyla, ana konusunu turizm disiplini ve turizm destinasyonlarının en önemli çekicilikleri olan kültürel ve mimari eserler başlıkları altında bildiri sunumları gerçekleştirilecek. 

Kongrenin açılış oturumunda Kongre Başkanı ve Karabük Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Nuray Türker kongreye ikinci kez ev sahipliği yapmaktan memnuniyet duyduğunu belirterek konuşmasına başladı. Doç. Dr. Türker konuşmasında “Kongrenin temel amacı, turizm destinasyonlarının en temel çekiciliklerinden biri olan mimari eserler, turizm için ya da turizm sektörü tarafından inşaa edilen mimari yapılar, turizm mimarlık ve kültürel miras arasındaki ilişki ile bu ilişkinin önemini ortaya koymaktır. Üç gün sürecek olan kongrede toplam da 87 bildiri sunulacak.” dedi. 

İzmir Demokrasi Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Aslı Güneş Gölbey açılış konuşmasında şunları söyledi. “Kongre sürecinde turizm, kültürel miras, mimarlık konularında çalışmalar yapan birçok katılımcıyla bir araya geleceğiz. Çalışmalar bizleri aydınlatacak ve yeni yollar gösterecek. Ege Bölgesi, mimari ve kültürel değerleri bağlamında önemli bilgileri bizlere sunacaklar. Doğal ve kültürel değerlere sahip çıkmak, geçmişi anlamak geleceği planlamak açısından çok büyük bir önem arz etmektedir.” 

“Coğrafyamız, kültürel miras olgusu açısından çok önemli bir yere sahip” 

Kongre Onur Kurulu Üyesi ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Suat Uğur açılış konuşmasında Türkiye’nin gerek kültür turizmi gerekse deniz turizmi açısından önemli coğrafi imkanlara sahip bir konumda olduğunu belirtti. Prof. Dr. Uğur sözlerinin devamında “Turizm faaliyetlerinin ana konusunun oluşturulmasında şüphesiz kültür ve kültürel mirasın çok önemli bir yeri bulunmaktadır. Coğrafyamız, binlerce yıllık geçmişe sahip olması nedeniyle kültürel miras olgusu açısından çok önemli bir yere sahiptir. Turizm, mimarlıkla beraber değerlendirildiğinde bu kongrenin temasının daha iyi anlaşılacağına inanıyoruz. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi olarak katkı sağladığımız için duyduğum memnuniyeti ifade etmek istiyorum.” dedi. 

“Turist olarak tanımladığımız bireyler veya topluluklar da giderek daha seçici davranış sergilemekte” 

Kongre Eş Başkanı ve İzmir Demokrasi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakan Doygun konuşmasında “Değerli konuklar bilindiği gibi turizm; ulaşım ve iletişim olanaklarının gelişmesine bağlı olarak dünya genelinde giderek yaygınlaşan ve insanın yaşadığı çevrenin dışında bunu da tanıma isteğinin bir yansıması olarak kültürel sosyal ve ekonomik boyutlara sahip bir faaliyet türüdür. Günümüzde gastronomi, tarihi, sağlık, inanç, kültür ve tarih gibi birçok farklı alanda ihtisaslaşmış olan turizm sektörü dünyanın bütün şehirleri ve ülkeleri tarafından önemsenmektedir. Bu yönde büyük yatırımlar söz konusu olmakta ve turist olarak tanımladığımız bireyler veya topluluklar da giderek daha seçici davranış sergilemektedirler. Sektörde yaşanan bu söz konusu gelişmeler turizm alanında daha etkin olmayı sağlayacak güçlü yönlerini araştırılarak ortaya konulması çabalarında teşvik etmektedir. Bugün açılışını yapmakta olduğumuz kongre, turizm alanında dünya genelinde kaydedilen bu bahsedilen ilerlemelere koşup bir şekilde ülkemizde ve özellikle de Ege bölgesi özelinde mimari ve kültürel değerlerin turizm perspektifi içinde ilerlemesini ve böylece ülkemiz ile Ege bölgesini güçlü yönlerinin bilimsel bakış açısıyla ortaya konulmasına hedeflemektedir. Ülkemizin çok farklı üniversitelerin ve kurullarından araştırmacıların kongre kapsamında bir araya gelebilir olması bizleri fazlasıyla mutlu etmektedir.” dedi. 

“21. Yüzyılın iki yükselen trendi: Doğa ve çevre” 

Kongre Onur Kurulu Üyesi ve İzmir Kavram Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Derman Küçükaltan programın açılış konuşmasında “Kültürel miras, geçmiş kuşaklardan günümüze gelen ve korunarak gelecek nesillere yararına olacak şekilde aktarılan evrensel değerlere sahip tarihi kıymetlerdir. Konuya turizm açısından bakıldığında uzmanlar 21. yüzyılda turizm de iki yükselen değer olacağını ısrarla vurgulamaktadır. Bunlar doğa ve çevre. Doğal kaynaklar tüm dünyada azalmakta Küresel ısınmanın da etkisi ile tahrip edilmekte ve buna karşın kültürel bir ikimize giderek artmaktadır. Kültürel birikimin giderek artmasında medyanın, sosyal medyanın, dijitalleşme gibi etkenlerin de önemi büyüktür. Pandemi döneminde dahi sanal turlar, sanal müze ziyaretlerinde görülen artış dijitalleşme kültür ve turizm üçgeninin çarpıcı bir örneğini ortaya koymaktadır. Ülkemiz kültürel miras açısından oldukça zengindir. Dünyanın en eski kültür yapı topluluğu Göbeklitepe bu topraklarda doğmuştur. Biz bu kongrenin ana temasını bu sefer Ege bölgesi kültürel miras değerleri olarak belirledik. Özellikle Ege bölgesinin en büyük ile olan İzmir doğası, tarihi ve gastronomisi ile kültürel miras açısından oldukça zengindir.” ifadelerini kullandı.  

“Düzenlenen kongre, turizm, kültür, miras, planlama, koruma, kimlik, marka, imaj ve mimarlık ilişkilerini tartışılması için ideal bir imkân yaratmakta” 

Kongre Onur Kurulu Üyesi ve Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Refik Polat programın açılış konuşmasında şunları söyledi: “Kongrenin ana konusunu turizm ve mimarlık disiplini arasındaki karşılıklı ilişkiler, turizm destinasyonlarının en önemli çekicilikleri olan mimari eserleri ile kültürel miras oluşturuyor. Disiplinlerarası pek çok katılımcının yer aldığı konferansımızın turizm kültürel miras ve mimarlık ilişkisini pekiştirmeyi, ele alınan konuların ortak bir paydada tartışmayı ve bilgi paylaşımını yapmayı amaçlamıştır. Tabi kongremizin çıkış noktasını oluşturan Safranbolu bin 360 somut kültürel mirasa ev sahipliği yapan UNESCO dünya mirası şehridir. Kültürel mirası korumada oldukça başarılı olan Safranbolu yılda ortalama 1 buçuk milyon turistin ziyaret ettiği bir kültür turizm destinasyonudur. Bu bağlamda Safranbolu; konferansımıza konu olan turizm, kültürel, miras, planlama, koruma, kimlik, marka, İmaj ve mimarlık ilişkilerini tartışılması için ideal bir imkân yaratmaktadır. Üniversitemiz tarafından başlatılan, ülkemizin bilim yuvası farklı üniversitelerinin katkılarıyla zenginleşen bu konferansın gelecekte de devam etmesini konferansınızın başarılı geçmesini temenni ediyorum. Gönlüm istiyordu ki sizleri hepinizi burada misafir edelim. Önümüzdeki yıllarda bu kongrenin yüz yüze yapılmasını temenni ediyorum.” 

Kongre üç gün boyunca Ege Bölgesi mimari ve kültürel değerleri ana teması bağlamında 87 bildiri sunumuyla çevrim içi olarak devam edecek. 

KBÜ’de Hemşirelik Haftası etkinliği 

Öte Yandan Karabük Üniversitesi Sağlık Bilimler Fakültesi Hemşirelik Bölümü tarafından düzenlenen Hemşirelik Haftası programı internet üzerinden çevrim içi olarak yapıldı. 

KBÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve Hemşirelik Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Nevin Onan programın açış konuşmasını yaptı. Onan konuşmasında “Kovid-19 pandemisi hemşirelik mesleği ve bakımını ön plana çıkarmış ve bu dönemde hemşireler hem klinik hem saha çalışmasında en önde yer almıştır.  Hemşireler, Hayata dokunmanın sorumluğunu hayatlarından fedakârlık yaparak bilgi ve becerilerini kullanarak en iyi şekilde gerçekleştirmişlerdir. Tüm meslektaşlarıma şükranlarımı sunuyor, hayatını kaybeden meslektaşlarıma rahmet diliyorum.” dedi. 

Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Özdemir konuşmasında şunları söyledi: “Hemşireler Günü denince aklıma iki isim geliyor Biri Gevher Nesibe diğeri Florence Nightingale. Biliyorsunuz hemşirelik anlamında önemli bir isimdir. Gevher Nesibe ilk Türk hemşiresi olarak tarihe geçmiştir. Florence Nightingale ülkemizde önemli çalışmalar yapmış ve hemşirelerin yetişmesine vesile olmuştur. Hemşirelik mesleği son derece önemli fedakârlık isteyen belli ilkeleri ve kuralları olan önemli mesleklerdendir. Hemşireler, görevini yerine getirirken hiçbir şekilde din, dil, ırk ve mezhep gözetmeksizin bütün insanlara hizmet etmektedir. Hemşireler bireyin ilk doğduğundan yanında oldukları gibi son nefesinde de en trajik anlarına tanıklık etmektedirler. Bilgi akıl ve yürekleriyle birçok hayata dokunurlar. Bu meslek; sabır, hoşgörü, şefkat, merhamet ve özellikle de insan sevgisi gerektirir. Hemşireler aldıkları toplum temelli ve yeterliliğe dayanan eğitimle hastalıkların tedavisinde olduğu kadar genel toplum sağlığının geliştirilmesinde de sorumluluk sahibi olan sağlık profesyonelleridir.”  

Açılış konuşmalarının ardından Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulundan Dr. Öğretim Üyesi Selim Gök tarafından ney dinletisi sunuldu. 

Hemşirelik Haftası münasebetiyle düzenlenen program panellerle devam etti. KBÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Işıl Işık Andsoy’un moderatörlüğünü yaptığı panelde Thomas More College University of Saskatchewan’dan Dr. Anita Ogurlu “Kültür ve Sağlık” Karabük Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü Sibel Gül ise“Pandemi ve Hemşirelik” konularında sunum yaptı. 

Karabük Üniversitesi Hemşirelik Bölümünden mezun olan öğrenciler Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimler Fakültesi Arş. Gör. Rıdvan Doğan, Karabük Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Uzman Hemşire Barış Akgöz ve Sarıyer Merkez Aile Hekimliği Uzman Hemşire Emine Akdoğan da programda söz alıp günün anlam ve önemine binaen konuşma gerçekleştirdiler.  

Program, KBÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğrenci Temsilcisi ve Türkiye Hemşireler Derneği Öğrenci Komisyonu KBÜ Temsilcisi Yasemin Nur Barutçu kapanış konuşmasıyla sona erdi. 

Exit mobile version