İyi bir sendikacı ön yargılardan uzak, eleştiriye açık olmalı, tabanın sesine kulak verebilmeli, hatalarını kabul edebilmelidir. Ve başarısız olduğunda çekip gitmeyi bilmelidir.
İyi bir sendikacı öngörülü olmalıdır. İşçi Sınıfını bekleyen tehlikeleri önceden görebilmeli ve ona göre mücadele yolları geliştirebilmelidir.
İyi bir sendikacı işçi önderi olmalıdır. Sınıf bilinciyle hareket etmeli, sendikacılığı bir kazanç kapısı, bir meslek olarak görmemelidir. Anlık olaylar karşısında, bocalamadan yasal mevzuat bilgisi ile anında çözüm üretebilmedir. Bu anlamda iyi bir sendikacı yasal mevzuata hakim olmalıdır.
Kuşkusuz İyi bir sendikacı kendi işkolundaki işçilerin sorunlarını ve çalışma koşullarını çok iyi bilmelidir. Yoksa ömrü boyunca koltuk için mücadele verir.
İşçi kimdir, İŞİ OLAN herkes.. ÇALIŞANDIR… ( TÜRK DİL KURUMUNA GÖRE “Başkasının yararına bedenini, kafa gücünü veya el becerisini kullanarak ücretle çalışan kimse)
Büyük Ozan Neşet Ertaş, “İnsan doğan yine insan ölseydi” der. Yani, sendikacı, sendikacı olduktan sonra işçi kalabilmelidir …
Her şeyden öte İyi bir sendikacının partisi olmaz, … Siyaseti sadece Çalışanın/İşçinin hakkını korumak ve almaktır..
Neden kaleme aldık bunu…
Karabük tarihinde özellikle 1960 ila 2000 li yılları arası kentte gündem belirleyen yapısı ile var olan ÇELİK İŞ sendikasının son seçimleri sonrası ortaya koyduğu tabloyu gördüğümüz içindir.
Sonra, üyelerinin büyük bir gücünü alarak seçilen ve sendikal yaşam da yeni bir sürecin başlayacağına işaret veren genç dinamik sendikacıların duruşlarını gördüğümüz içindir..
Ne denir?
‘Yürük at yemini kendi arttırır‘
Böylesi bir süreç var son dönem Özçelik İş Sendikasının yapılaşmasında
Bakın bizin yakın geçmiş dönem yazılarımıza.. Yeni bir sürecin başlayacağına ve çok farklı bir yapının olgunlaştığına dikkat çekmişiz hep..
Değişim rüzgarlarına işaret çekmişiz.
Sadece KARABÜK/KARDEMİR çalışanlarında değil bu işaret fişeğinin TÜRKİYE’DE dikkat çekeceğine ve ÖZÇELİK sendikasının ağırlığının hissedileceğine vurgu yapmışız..
Kısa zaman diliminde bunun büyük bir bölümünü de gördük.
Kenan Yılmaz ve arkadaşlarının işçi içinde nasıl tutarlı olduğunu da gördük. Recep Akyel ve Yönetimin değişen İŞÇİ hareketleri üzerinde ki etkisini gördük.
“Güzel Günler Göreceğiz” ve “el ele kol kola omuz omuza” türküleri ile nasıl bir TEK YUMRUK olup başarılı bir sendikal mücadeleden çıktıklarını gördük.
Şimdi İYİ Bir sendikacı nasıl olacak sanırım onu gösterecekler ve sosyal-ekonomik alanda Karabük’e bir çok konuda destek olan Sendikayı tekrar o eski sürecine taşıyacaklar
Bunun ilk işaretlerini de, İktidar partisi AK partinin, MHP nin yine Muhalefet partilerinin CHP,İYİ ve diğerlerinin hatta bir çok güçlü STK nun, İş adamı ve cemiyetlerin ilk günden itibaren hayırlı olsun ziyaretleri ile gördük..
İlgi yoğunluğu değişim sürecinin penceresi oldu.
Ve “geliyoruz mesajı” yerini buldu…
Ne güzel söylemiş üstat, büyük Ozan Neşet Ertaş,
“İnsanlar kendini bilebilseydi
Dünyada haksızlık kavga olmazdı
İnsan doğan yine insan ölseydi
Belki de dünyada hayvan kalmazdı”