Kadın;”Açıkta sırrı bakir;”

Bir 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü daha geçiyoruz… Türkçeye kadın kelimesi, Soğdca’daki (1) watēn sözcüğünden önce katun olarak sonra ise ses değişimine uğrayarak kadın ve hatun olarak iki farklı şekilde girmiştir. İnsanlık tarihinde kadınların yerinin araştırılması İngilizce kelime olan ve History kavramına analoji olarak Herstory diye kavramsallaştırılan araştırma alanı, tarihbilimin ve cinsiyet araştırmalarının bir […]

Bir 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü daha geçiyoruz…

Türkçeye kadın kelimesi, Soğdca’daki (1) watēn sözcüğünden önce katun olarak sonra ise ses değişimine uğrayarak kadın ve hatun olarak iki farklı şekilde girmiştir.

İnsanlık tarihinde kadınların yerinin araştırılması İngilizce kelime olan ve History kavramına analoji olarak Herstory diye kavramsallaştırılan araştırma alanı, tarihbilimin ve cinsiyet araştırmalarının bir alanıdır.

Kadın tarihi araştırması 1970’li yıllarda diğer kadın araştırma alanları gibi, güçlenen ikinci dalga kadın hareketlerinin bir sonucu olarak ilk defa ABD’de Women’s History adı altında ortaya çıkmıştır.

Mary Ritter Beard gibi isimler öncü olarak görülmüştür. Tarihçiler kadınları, topluluk ama aynı zamanda geleneksel tarih yazımında hiç ön planda olmayan bireyler olarak saptamışlardır.

Kadın tarihi araştırmaları bir taraftan kadınların durumunu kültürel kalkınma sürecinde, farklı toplumlarda ya da cinsiyetlerin birbiri ile olan ilişkisi gibi belirli alanlarda kadının başarısını ele almaktadır.

Konular ise; cadı olduğu sanılan kadınların takibi, tarihsel anaerkillik araştırmaları, (tıp, teknik, mimarlık gibi) bazı bilim alanlarındaki kadınların katkısının araştırılması, Ortaçağ’daki kadınlar, Yeniçağ öncesindeki Querelle des femmes ve kadın hareketlerinin tarihidir.

1980’li yıllardan itibaren kadın tarihinin durumu daha kapsamlı olarak cinsiyet tarihinin bir parçası olarak tartışılmıştır. Kadın tarihi, eleştirel erkek tarihinin ön koşulu olmuştur.

Kadın tarihinin araştırma sonuçları diğer tarih araştırmalarının alanları gibi bu zamana kadar okullarda verilen tarih derslerinde sınırlı bir şekilde yer aldığını görüyoruz

Günümüz de KADIN konusu ise çok farklı araştırılması gereken konu..

Bir yanda fabrikalarda üreten, yine eğitim,sağlık,hukuk,sosyal hayatta üreten Kadınlar diğer yanda halen evde çocuk bakan evde aile bakımı üreten kadınlarımız…

Tarihsel süreçte Kadın araaştırmacılarının üzerinde durdukları ana konu ise bir..

Cinsel ayrımcılık, onun üzerine kurulu sömürü, aşağılama, yok sayma, yanında bizim gibi toplumlarda Zübeyde anamız, Fatma Bacılar, Halide Edip Adıvar gibi lider kadınların baş tacı edildiği süreçleri de görebiliyoruz..

Dinsel süreçler de Havva Anamızdan gelen saygı olmasına karşın ‘kadın anadır,evinde beklemelidir” anlayışının gelişimi ile gelen ayrımcılık yaşanmıştır.

KADIN..

Annemiz…..Hani o Cennetin bile ayakları altında olan Annelerimiz….

Erkeklerin eşleri….Hepimizin Kardeşleri….Çocukları….

Şair N.Fazıl Kısayürek çölde kaçan serap ile tadı zehrinden erzak derken bu tarihsel süreçte Kadını özetlemiş bana göre…

Kalıp değil bir fikir…
Elmas sorguçlu fakir;
Açıkta sırrı bakir;
Kadın…

Çölde kaçan bir serap;
Yönü kementli mihrap…
Madeni som ıstırap;
Kadın…

Dipsiz hasrete tuzak;
En yakınken en uzak…
Tadı zehrinde erzak;
Kadın…

8 Mart Dünya Kadınlar günü kutlu olsun…

(1) Soğdca, Soğutça veya Soğdakça,[2] Orta Asya’da yer alan Soğdiana’da ve Çin’deki Soğd göçmen gruplarının yaşadığı bazı bölgelerde kullanılmış bir Doğu İran dili.

Kaynak : Kadının Tarihi 24 Nisan 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlerden

Exit mobile version