Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

KALİTE ASLA TESADÜF DEĞİL MİDİR? YOKSA CİMRİ MİYİZ?

  ÖZET: Alış verişte mantık mı önemli, yakışan mı önemli

 

ÖZET: Alış verişte mantık mı önemli, yakışan mı önemli yoksa kalite mi önemli? “Hepside önemli. Kaliteyi ucuza almak en önemlisi” gibi edebiyat yapmayın. Yok öyle bişey.. Bişey kaliteliyse pahalıdır, ama her pahalı şeyde üzerinize yakışacak diye bişey yok.. Kaliteli giyecem diye üzerinize 2 beden büyük gelen bişeyi de alıp giymeyin…

Not: Bu mizahimsi bir köşe yazısı olup, mizah sevmeyen, kelimelerdeki devrik cümlelere takılan, noktalama işaretlerimi beğenmeyenler lütfen okumasın..

 

**           –              *

 

Son günlerdeki takıntım, Cuma pazarından alınan 300 liralık tişörtle, pahalı bi mağazadan alınan 5 bin liralık tişörte baktığımda aradaki farkı göremiyor olmam…

Adam kendine kombin yapmış… Ayakkabısı, pantalonu, tişörtü toplasan bin 500  liraya giyinip çıkmış, diğeri adamın ayağına Kemal TANCA’dan aldığı ayakkabısı bile 18 bin lira… Lacoste tişört 8 bin lira… Pantalonun fiyatını yazmaya bile gerek yok…  Şimdi karşıdan gelen bu iki kişiyi gördüğümde ikisi arasındaki fiyat farkı bile 28 bin 500 lira.. Heh işte ben o aradaki 28 bin 500 liralık fiyatı anlayamıyom… Hele ki birde kolunda 50 bin liralık saat takmışsa, vay ki vay… Bi insan 50 bin liralık saati niye takar ki?… 2 sene evvel o fiyata 2004 model Lada Samara alınıyodu…

Neymiş efendim biri orijinal marka giymişmiş, diğeri çakma ürün giymişmiş…

 

ORJİNAL Mİ ÇAKMA MI?

Takıntı yaptığım bu konuyu kendi üzerimde deniyorum.. (Yazarınızın notu; Lütfen evde, ofiste denemeyin. Biz burda bütün güvenlik önlemlerini alarak deniyoz. Çocuklardan da uzak tutun) Ben orijinal bile alsam, görenler direk ÇAKMADIR diyo.. Benim üzerimde orijinal marka iyi durmuyo… O yüzden neden orijinal marka alayım ki?? Üzerime yakıştığını düşündüğüm bişey varsa orjinaline 3-4 bin vereceğime, çakmasına 2 bin lira veririm.

Diyeceniz ki şimdi “Ohaaa, nasıl bi ÇAKMAymış o ki, çakması bile 2 bin lira”…

Haklısınız, Titrettin Abinize de daha ucuz çakması da yakışmazzz.. Gidip 500 TL ye de almam.. Şahsıma yakışmaz.. Bi tık ucuz çakması candır..

 

41’DEN 45’E KADAR HER TÜRLÜ TERLİK GİYENİ GÖRDÜM..

Bu arada birde şu deli soru aklına geliyo insanın… Bu cimrilik mi, yoksa tutumluluk mu?? Yoksa “Para bende, istediğimi alırım” modu mu?

Beleş olması kaydıyla 41 numaradan 45 numaraya kadar her türlü TERLİK giyen arkadaşlarım da var. Evde, işte, çarşıda pazarda 42 numaralı ayağına 45 numara terlik giyip gezebiliyo.. Bu durum ise hepten karmaşık… Ünlü psikolog Dilanur TAŞKIRAN’a sordum, “Onda takılacak bişey yok. Fazla kafa yormayın onlara” dedi… Peki, dedim.

 

KALİTESİ Mİ, YAKIŞMASI MI?

Diyelim ki girdin bi mağazaya… Satıcı ısrarla kaliteli bi tişört gösteriyo, ama üzerinde 2 beden büyük duruyo.. Onun dediğini mi alırsın, yoksa kalitesiz bi tişört var ama üzerine cuk oturdu… Hangisini tercih edersin??

Burda kalitesiz ama üzerine tam oturmuş bi tişört almak cimrilik midir, değil midir? “Büyüyünce de giyersin” tarzında 2 beden büyük tişört sünnetlik çocuk gibi durmaz mı üzerinde? Şahsen ben kalitesinden önce üzerimde nasıl durduğuma bakıyom..

Geçenlerde Karabük Net Haber’den Ergun YAŞKAYA’ya, pardon BAŞKAYA’ya rastladım. Üzerinde göbeğine yapışmış bi tişört giymiş. Uzaktan bakınca kurbağa yutmuş solucan gibi görünüyo… Ama marka tişört… Sırf marka diye niye giyer ki insan böyle bişeyi? Yakışmıyo sana… İlla ki “Param var, markalı ürün giyecem” diye yakışmayan bişeyi giymek kalite göstergesi olabilir mi? O kıyafetle ona 1 dakika bakacak olsam, gözüm kanar…

 

10 SENE GİYMEK KALİTEDEN Mİ KAYNAKLANIR??

Şimdi gittiniz kaliteli bişey aldınız, aradan 5-10 sene geçmiş ama hala eskimemiş… Hala giyilmeli mi sizce bu?? Giyiyon, yıkıyon aynı.. Haftaya giy yıka yine aynı.. İnsana gına gelmez mi?

Gören bakan o zaman “Ulan ne pinti adam, yıllardır aynı şeyi giyiyo” demez mi? Şahsen benim kaldırıp çöpe atmaya da elim varmaz.. Gardıropta bu şekilde bekleyen bi sürü kıyafetim var… Yepyeni duruyo… Atmaya da kıyamıyom, giymeye de çekiniyom… “Bak bak Titrettin abi yine aynı şeyi giymiş” derler diye ne giyebiliyom, nede atabiliyom…

Çaresizlik kadar zor bişeyde yok…

 

SON TEST…

Kafamda bu kadar deli sorularla cebelleşiyom kaç gündür… Aklıma sürekli deli sorular geliyo… Durduramıyom kendimi… Karabük iş ve cemiyet adamlarından Tuncay ÖZCAN’a anlattım bunları… “Abi, İstanbul’da bi fuar var. Oraya yetişmem lazım… Dönüşte konuşalım mı?” dedi…  Başından mı atmaya çalıştı, yoksa böyle boş işlerle benim zamanımı çalma mı demek istedi, onu da anlamadım…

Ama sanırım bunların hepsinin cebindeki parayla alakası var gibime geliyo… Bu zenginlik emareleri hayatın her alanında var zaten… Misal vermek gerekirse;

Fakir sabahın köründe kalkar, zengin güne erken başlar,

Fakirler memlekete gider, zenginler seyahate,

Fakirler iş bulur, zenginler iş teklifi alır,

Fakirin eşyası yoksa gariban, zenginin eşyası yoksa minimalist olur,

Fakirler oynar, zenginler müziğin ritmine kapılır,

Zenginin çocuğu hiperaktiftir, fakirinki kuduruk,

Fakirler lokantaya gider, zenginler restorana,

Fakirler ölür, zenginler hayata veda eder,

Fakirler ameliyat olur, zenginler operasyon geçirirler,

Fakirler yıkanır, zenginler duş alır,

Fakirler mangal yapar, zenginler barbekü partisi… Böyle uzayıp gidiyo zenginle fakir arasındaki farklar…

Neyse ya, ben kafamda bu kadar deli soruyla gezmeye devam edeyim… Bu günlükte bu kadar. Ben barbekü partisine gidiyom.. Hadi eyvallah….