Prof. Dr. Sadettin Ökten, Karabük Üniversitesi 15 Temmuz Şehitler Konferans Salonu’nda düzenlenen, “Kadim Şehirlerden, Modern Kentlere” konulu konferansında, modernitenin simge şehirlerinin olduğunu söyledi. Ticaretin simge şehrinin Londra, sanatın Paris, sanatın ve felsefenin Viyana olduğunu ifade eden Ökten, “Kapitalistin simge şehri ise şüphesiz New York’tur. Bütün bu şehirlere baktığımız zaman şunları görüyoruz; bir toplumsal yapı var ve bu toplumsal yapı kendi medeniyet değerlerine göre bir hayat kurguluyor. O hayatı şehir de eylem haline dönüştürüyor. Kadim şehirlerde de bu böyledir. “ diye konuştu.
Toplumun duygu ve düşünce dünyasına hakim olan değerlerin medeniyet tasavvurunun birinci kademesi olduğunu dile getiren Ökten konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
“Duygu ve düşünce dünyamızı şehirle özdeşleştiriyoruz. Kadim şehirler, modern şehirler bir medeniyet tasavvuruna sahip olan toplum kendi değerlerine göre bir şehir inşa ederse, edebilirse o şehirde mutlu yaşıyor. Çünkü arzu ettiği mekana kavuşmuştur. Edemiyorsa bir başkasının çözümünü alıp onu inşa ediyorsunuz. O zaman bir sıkıntı ortaya çıkıyor. Çünkü sizin değer dünyanız, iç dünyanız ile o mekan uyuşmamaktadır. Bütün problem buradan kaynaklanmaktadır.”
“Karabük kenti etik bir şehir, Safranbolu ise estetik bir şehir”
Konuşmasında etik ve estetik şehir tanımlamalarına da yer veren Prof. Dr. Ökten şöyle konuştu:
“Bir şehirde yaşayan toplumun medeniyet tasavvuruna göre yapması gereken işler kolayca yapılıyorsa biz bu şehre etik şehir diyoruz. Medeniyet tasavvurunun değerlerini hatırlatan ve sevdiren bir şehir ise estetik şehir adını alıyor. Bir medeniyetin özgün şehri hem etik hem de estetiktir. Fonksiyon olmadan hayatta yaşanılmaz, bu şehir için de böyledir. Her şehrin kendisine göre duygusal unsurları vardır. Karabük kenti etik bir şehir. Safranbolu ise estetik bir şehir. Burası hem etik hem estetik bir şehir. Safranbolu bir kadim şehirken Karabük ise yeni bir şehir. Bu şehrin ekonomisi, topluma kattığı, dünyaya kattığı vazgeçilmez. Bir şehre hem etik hem de estetik boyut gerekiyor.”
“Türk şehirlerindeki çeşmeler, şehri simgesel olarak zenginleştirir”
Bir medeniyet tasavvuruna ait değerleri hatırlatan ve benimseten küçük unsurların daima bulunması gerektiğini savunan Ökten, “O şehirde yaşarken o toplumsal yapıya ait medeniyet değerleri, yaşayanlara sık sık diğer zamanlar da hatırlatılmalıdır. Viyana’da heykeller vardır. Türk şehirlerinde ise çeşmeler vardır. Heykeller, çeşmeler o şehri simgesel olarak zenginleştirirler.” dedi.
“İslam peygamberi Medine’ye geldiği zaman orada bir şehir buldu ve o şehri dönüştürdü”
Şehrin, mensup olduğu medeniyet tasavvurunun değerine göre inşa edilmesi gerektiğinin altını çizen Ökten, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı:
“Önce bir şehir kurma hadisesi var ama kurduğumuz şehir etik ve estetik özelliği taşıyacak. İkincisi ise toplum var olduğu şehirde hakim oluyor, dönüştürüyor. Bunun ilk örneğini Medine’de görüyoruz. İslam peygamberi, Medine’ye geldiği zaman orada bir şehir buldu ve o şehri dönüştürdü, yıkmadı. Bir başka dönüşen şehir ise Şam. Tarihe baktığımız zaman bin yıllık Hristiyan şehri. İstanbul da dönüşen bir şehir, yeni kurulmadı ama dönüştü. Yani yeni gelen medeniyet tasavvuru kendi değerlerine göre baktı ve o şehri dönüştürdü. Üçüncüsü ise kenti muhafaza etmek. Eğer şehir sizin tasavvurunuza uygun bir yapılanma içerisindeyse muhafaza edilir. Her muhafaza aynı zamanda bir değişim ifade eder. Kent değişir.”
Konferansın sonunda Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Refik Polat, konuşmalarından dolayı Prof. Dr. Sadettin Ökten’e teşekkür ederek, plaket takdim etti.
Programa, Rektör Prof. Dr. Refik Polat’ın yanı sıra, rektör yardımcıları, dekanlar, Karabük il protokol üyeleri, üniversitenin akademik ve idari personeli ile öğrenciler katıldı.
Konferansın ardından, Rektör Prof. Dr. Refik Polat konuğu Prof. Dr. Sadettin Ökten’i rektörlük makamında misafir etti.
KBÜ Kulliye