KÖPRÜDEN ÖNCE SON ÇIKIŞ

      Ben bu haber sitesinde ve daha önce yazılarımı yayınladığım haber sitesinde yazılarımı okuyanlara bir söz vermiştim… Bu sözde şuydu; benim yazılarımı okuduğunuzda Karabükspor’un maçını izlemenize bile gerek kalmayacak çünkü maçta ne olacaksa maçtan önce size olacakları anlatacağım demiştim ve bugüne kadarda ne dediysem aşağı yukarı gerçekleşti… Galatasaray karşısında da durum böyle oldu. Bu takım […]

koray can

 

 

 

Ben bu haber sitesinde ve daha önce yazılarımı yayınladığım haber sitesinde yazılarımı okuyanlara bir söz vermiştim…

Bu sözde şuydu; benim yazılarımı okuduğunuzda Karabükspor’un maçını izlemenize bile gerek kalmayacak çünkü maçta ne olacaksa maçtan önce size olacakları anlatacağım demiştim ve bugüne kadarda ne dediysem aşağı yukarı gerçekleşti…

Galatasaray karşısında da durum böyle oldu.

Bu takım kötü sonuç alınca ve bende bunu maçtan önce doğru tahmin edince seviniyor muyum ? Hayır…

Tam tersi kahroluyorum…

Bu takım kaybettiğinde; hiç bir spor programını izlemiyorum, hiç bir spor gazetesini okumuyorum, maçın özetini izlemeye bile tahammül edemiyorum…

Ama yorum yaparken objektif davranıyorum, amacım Karabükspor’un kaybetmesini beklemek değil, olacaklar konusunda önceden uyarılarda bulunmak.

Tabi anlayana…

Aslında çözüm ararken sorunu en başından incelemek gerekiyor..

Önce yönetimden başlamak lazım… Ben Karabükspor Başkanı’nın şu anda bu takıma başkanlık edebilecek en uygun kişi olduğunu her zaman söyledim… Konuşmalarıyla, duruşuyla tam bir Başkan havası var kendisinde… Yaptığı bir çok uygulamayı da destekledim her zaman fakat yönetimin yaptığı birkaç ”düzeltilebilecek” hatası var.

Öncelikle şehirle takım arasındaki bağ koptu; gerek basın sözcüsünün (daha önce basın sözcülüğü yapan  bir çok etkin isim gibi değil)  gerekse takıma CEO olarak atanan kişinin ( adını bile bilmiyorum ) şehre biraz daha yakın durmaları ve taraftarla takım birlikteliğini tekrar sağlamaları gerekiyor diye düşünüyorum.

Çünkü Karabük gibi küçük bir şehirde Taraftar – Takım arasındaki gönül bağını kuramazsanız, dünyanın yıldızlarını getirseniz de o takımdan başarı bekleyemezsiniz.

Peki nasıl  yaparız  bunu derlerse, bana sorsunlar ben fikir veririm onlara…

Her şeye rağmen Sayın Mustafa Yolbulan gerçekten değerli bir başkan…

Kendisine güvenim hep var… 

Doğru müdahaleleri yapacağına hala inanıyorum..  

Teknik direktör ile ilgili soruna gelirsek, ben hep hocayla ilgili muallaktayım… Bir yandan sinirli halleri, oyuna müdahale konusundaki başarısızlıkları, takımı sürekli geriye yaslaması ve Aykut Akgün ısrarı kendisine karşı tepki göstermeme neden olurken, diğer yandan sakatlıkların çokluğu, aleyhimize olan hakem kararları ve hocanın geçen seneki başarıları hocaya kızamamama sebep oluyor… Yerine gelecek kişi hakkındada fikrim olmadığı için hoca konusunda kararsızım…

Birazda Galatasaray ile oynadığımız maç hakkında konuşmak gerekirse; maçtan önce düşündüğüm herşey gerçekleştiği için açıkçası şaşırmadım. Sadece bu kadar çaresiz, zavallı bir Galatasaray takımından puan alamamamız çok üzdü beni. Hoca bu takımı geri yasladıkça takım gol yiyor ama hala durumu anlayabilmiş değil…

Galatasaray bugün kimle oynasa fark yerdi inanın ama bizim takımın hali de o kadar kötü ki artık hiçbir rakibe gücümüz yetmiyor.  Samba Sow, Ahmet İlhan Özek, Erkan Kaş bu takıma acilen dönmeliler, Aykut Akgün’le, Onur Ayık’la yolumuz ancak PTT Ligi olur… Eğer ilk yarıyı 17 puan altında kapatırsak büyük bir ihtimalle düşeriz,  artık çok zor bir sürece giriyoruz.

Her maçın stresle geçeceğini düşünürsek bu takım maalesef bu yükün altından kalkamaz gibi geliyor bana. Taraftarsa çoktan takıma küsmüş, kaderine razı olmuş. İşte bu yüzden ben yönetimin bir şekilde bu takımın taraftarını tekrar kazanması gerektiğini düşünüyorum. Pankart asan, koreografi yapan, can çekiştiğimiz bir maçta Burak Yılmaz ‘ı oyundan düşürmek için ona kar topu atan taraftar tekrar geri gelmeli… Maalesef ligin hasta adamı ve en zayıf halkası bu takım…

Karabük ile oynayan her takım üç puan cepte diye düşünmeye başlamış durumda, bütün spor yazarları artık cümlelerine ” Karabük kadar zayıf bir takım ” diye başlıyorlar… Tabi ki bu durumu bu takımın futbolcuları içlerine sindirebiliyorlarsa, bu durum onların onuruna dokunmuyorsa benim söyleyecek fazla bir sözüm yok…

Son kez Erdem Özgenç ‘e, Aykut Akgün’e, Emre Güngör’e, Murat Akçay’a, Onur Ayık’a, Erkan Kaş’a , Emre Özkan’a, Musa Çağıran’a seslenmek istiyorum. Elinizi vicdanınıza koyun da söyleyin, bu takım küme düşerse, hangi Süper Lig takımı sizi kapısından içeri sokar ? PTT liginde bile zor takım bulursunuz…

Bir düşününde onurunuzla oynayın, takım için oynamıyorsanız kendiniz için oynayın…

İşçinin alın terinden kazandığınız, tıkır tıkır aldığınız paranın hakkını verin…

Gençlerbirliği maç yazısında görüşmek üzere …

Unutmadan ; hafta içinde hayatını kaybeden Abdullah Cihan kardeşimize Allah’tan rahmet, ailesine başsağlığı diliyorum… Karabüksporumuz, formasını üzerinden hiç çıkarmayan bir taraftarını kaybetti… Başımız sağolsun…

Exit mobile version