Karabük’te ki Karabükspora karşı gelişen sessizliğe kimse bir anlam veremiyor…!!
Kulüp adeta kaderine terk edilmiş durumda.
Kentin dinamikleri, fırtınalı geçen kongre sürecinden sonra sanki her şey düzelmiş gibi sessizliğe büründü ve kulüp yönetimi de sanki fincancı katırlarını ürkütmemek için hiçbir adım atmıyor…
Önümüzde Gençlerbirliği ile önemli bir karşılaşma var Karabükspor’dan önemli futbolcu isimler demoralize oldu ve ayrıldı, yeni transferler ise tam bir bilinmeyen denklem türü…
Karabükspor Yönetimi, Kulüp içinde hiçbir idari organizasyonda bulunamadı…
Gelir getirici bir proje de geliştirilemedi..
Yönetimde inisiyatif alıp bir yerleri zorlayacak, kamuoyu oluşturacak bir yaptırım neden olgunlaştırılmadı !
Bu Yönetimin iyi niyetinden kimsenin şüphesi yok, ancak sanki yönetime gelirken, gösterilen istek sonraları sadece, Vali bey ile Milletvekilleri yada değişik bürokratlarla tanışmak, KARDEMİR Yöneticileri ile görüşmek, yada onlarla resim vermek, Şeref tribününde oturup maç seyretmekle, yeterli kalıyor..
Onlarla konuşabilmek, sosyal çevrelerini genişletmek birilerine yetebilir ama Karabükspor için çözüm üretilmedikçe çözümsüz dosyalar raflarda bekler..
Sorunlar büyür katlanır bir sonraki yönetimin kucağına (bir öncekilerin bıraktığı gibi) bırakılır…
Bu güne kadar Karabük dışında sponsorluk araştırayım veya bölge Belediyelerinden imkanlarını zorlayayım, yada farklı projeler sunalım ? mesela Marzinc’i kovalayayım, gibi bir proje duymadık biz..
Hasbelkader biz stadyum isim gelirleri ile ilgili bir proje ürettik o bile detaylı araştırılmadan olmazmış dendi..
Bugüne kadar yapılan tek bir eylem var, gördüğümüz, kadarı ile. TBMM gidilip Mehmet Ali Bey’e ağlamak..! para bulun demek. KARDEMİR para versin, olmadı şurası versin… burası da versin..!!… ile işi geçiştirmek
E’ee Hazıra dağ dayanmaz…
Oysa bugüne kadar, sadece bir firmadan, 1.5 milyona yakın %o 2 tahsilatı yapılamadı..
Yine onlarca bu tür firmaların %o 2 lerin alınmadığı iddia edilmekte, neden bizzat yöneticiler bu konuda bir girişimde bulunmuyorlar ?…
Sadece bir firmada yatan 1.5 milyona yakın para için neden ilgili girişimler gerçekleşmez…
Bu konuda neden herkes farkı yorum yapıyor…
Bakın, Kamuoyuna sızan bilgilere göre, Haddeciler Derneği üyeleri rakam rakam taahhüt ettikleri listeyi Sayın Mehmet Ali Şahin’e iletmişlerdi..
Ne oldu bu taahhüt edilen rakamlar ?….
Unutuldu mu ?
Örneğin Spor-Toto dan para gelecekti..? Ne oldu ?
En önemlisi bu Yönetim kurulunda kimler bu işleri takip edip uğraşıyor ?
Haa.! Kardemir var, hazır verilsin yenilsin deniyorsa (!) boşuna derim…
Bakın, KARDEMİR Mart mali Genel kurulundan sonra oluşturulabilecek 2018 bağış bütçesine güveniliyorsa bence boşa …
KARDEMİR AŞ YK Başkanı Ömer Faruk ÖZ 32 milyonun hesabını almadan delikli kuruş vermez haklı olarak..
Karamsar tablo çizmek doğrumu bugünden…
Bence doğru yarın ağlamaktansa bugün tüh kaka biz olalım ama KARABÜSKPOR için birileri birer ikişer adım atsın artık…
Tüm bu olumsuzluklar devam ederse KARABÜKSPOR ligden düşme pozisyonu alır mı..? korkarım alır…
Biz 2 yıl önce H.F.Tankut yönetimi için ‘borçlu kulüp yaratıyor durum iyi gitmiyor’ diye yazdığımızda da bize o zaman kızanlar olmuş, hayal kuruyor diyenler olmuştu..
Bugün gelinen nokta ortada..
Bugünden yine yazıyoruz..
Ligden düşmek kaçınılmaz görünüyor. Düşmekle ilgili bir sorun yok, neticede birileri düşecek ama kulüpte bu kadar sıkıntı varken şehirden tık yok ya.. esas “düşmek” bu olsa gerek…
İçimiz ona yanıyor…
******************
Hep Sormak İSTEMİŞİMDİR..!
Hep yazmak istemişimdir…En son oynanan deby maçı sonrası demokratlar, burjuva özentisi şımarık futbolcuları överken, Faşist anlayışta ki tiplerin emek kavgası veren malzemeciyi korumasının altında yatan futbol aşkı nasıl bir aşktır diye…
Marks, Engels gibi dev sosyologlar toplum bilimini incelerken Türkiye şartlarını görebilselerdi sanırım bir başka ‘izm’ çıkardı ortaya.
Ülke her daim Operasyonlarla yönetiliyor.
Güm bir bomba tüh kaka kahrolsun Faşistler… Aynı kişiler “Akşam neredesin, gel laylay-lom” peşinde….
Hep sormak istemişimdir bu ülkede 1 Mayıs 1977’de tetikçilerin yerleşecekleri mevki, provokatörlerin kışkırtacakları saat, kabak gibi belliyken, onca insanın ölümü için niye beklenmişti diye…?
En diken üstünde ki İstanbul mahallesi Gazi’ye ne idüğü “belli” araçlar girdiğinde ve otomatik silahlar ile taranıp vatandaş ölümleri, feryatları, sonrası sokağa çıkan vatandaşa, bu kez de eylem yapıyorsunuz diye zabıta güçleri neden gazlı bombalar ile DURUN der..!
Olaylar sonrası algı operasyonları için, akşam Ülkenin en güçlü/yandaş yaygın organları teröristlerin sokağa döküldüğünü ama güvenlik kuvvetlerimizin durumu bastırdığını, bu kargaşada bir kaç vatandaşımızın(!) hayatını kaybettiği bilgisini geçilir..
Neden diye sorulmadan, Operasyonlar için tam destek gelir…. Vatandaş da sosyal medyada paylaşır….İşin kolay yanı klavye den yazmaktır…
Vatan Bölünmez..
İllaki “kim bölecek vatanı” vuralım kafasına ama dinleyelim de, bakalım bölecek mi,hakkını mı arayacak…
Bakın, 2011’de Fetö herkesi izinsiz dinledi. İzinsiz/uygunsuz çekti/resimledi.. O dönemde Devlet için gerekli deniyordu ama sonra dinledi/çekti diyerek bu işin içinde olan olmayan toparlandı cezaevlerinde yer kalmadı.
operasyonlar içinde olanlar hak etti de masum vatandaş aradan çıktı…
Kimin kara kimin ak olduğu anlaşılamadı şu canım ülkede… Vatan caddesinde CHP bayrakları sallayan burjuvazi ile kenarda duran kapıcı Mehmet’in elinde ki ampul logolu AK parti bayrağını görünce konuyu kaleme alan Üstat Zülfi Livaneli, yazmıştı oysa ki…
Tıpkı bundan 25 sene önce Merhum Gazeteci/yazar Uğur Mumcu’nun “Geliyorlar yarın savcı olacaklar, polis olacaklar ülkeyi asker ile ele geçirecekler” diyerek uyandırmaya çalıştığı ancak gerçeğin 15 Temmuz da görüldüğü zaman anlaşıldığı gibi..
Herkes tuttuğu takımın doğru yolda olduğunu savunuyor FANATİKÇE.. En yakın dostu ile kapışıyor sonra çıkıyor “bu memleket nasıl kurtulacak bu yobazların elinden” diye Ferhat ediyor…
Yobazlığı kendinde aramak yerine…
Ben mi ? Sadece aynaya daha sık..sık bakıyorum, sağ elimde de çuvaldız hep duruyor.