.
Dün gece dolaştım Karabük’ü … Safranbolu’yu… Mahalleleri büyümüş, apartmanlar dikilmiş… Çok sevdiğimiz kitapların sararmış sayfalarında kalmış güzelliklerine baktım.
Kurban bayramı öncesi paylaşmak gerek ifadeleri ile Billboardlarda “ Paylaşalım” afişleri vardı.
Kul hakkı çalmanın, gıybet yapmanın ve zekat-fitre vermemenin ne kadar büyük bir günah olduğunu bilen topluma yine de paylaşalım diye adeta yalvaran afişlere baktım..
Oysa, İnsanlığın yeni üniforması bencillik ti..
Her geçen gün toplumsal değerleri kaybetmenin üzüntüsü sanki akşam güneşi gibiydi.. Düşeni kaldırmak duygusu yitirilmiş, paylaşma adetleri raflara kaldırılmıştı..
Kimselerin haberi yoktu, Karabük-Safranbolu arasında uzanan yolda gecenin verdiği ışığın, Aydınlığından..
Eskiden delilerin içine kapandığı, akıllılar yaşam kavgası verdiği KARABÜK, şimdilerde Safranbolu ile soluk olmaya çalışıyordu ve İnsanların gözünün aynasında paylaşım yansıması kaybolmuştu…
Gece şahit olmak istemiyor bir an önce sabah olsa da trafik keşmekeşi içinde senin havan benden iyi diyerek günü geçirsek telaşı yaşıyordu..
Karabük dumanlı kentin puslu çocukları ile anılıyordu ya bende çocukluğumun geçtiği sokaklara baktım, Esentepe, Muharrem usta sahası, dere evler, Yenişehir…
Artık beni çağıran hiçbir şey kalmamıştı. Zira ne o muharrem usta sahası ne dere evler ne Yenişehir kalmıştı…
Beyaz apartmanlar köşesi parlak ışıkların şen şakrak mekanlarında, yaşı tutmayan gençlik ateşimi hatırladım o zamanlar kalleşlikten dışarıydı yolumuz diye içlendim.. Hal-içi geldi sonradan aklıma iç içe can cana ve samimi.
Sonra katledilen alanlar geldi midem bulandı…
İsimleri yuvarladım tek tek, Levent, Mesut, Emel, Feza, Zuhal, Ayşe, Nur, Asiye, Hülya, Osman, Bülent, Alay, Mustafa, Mehmet, Çetin, Ali, Nurettin, Tufan, Fatih, Ünal,Taki, Akın, Ayhan,Hakkı( Rahmetli), Ahmet,…….Hüseyin…….……
Bir yerde okumuştum “Son balık karaya vurup göbek attığında… Kötüler deniz seviyesinin altında hayat arayacak kendilerine..” diye…
Baktım, Afişler bitmişti, Paylaşmak adına..
***
Festivaller ve İtirazlar
Safranbolu Altın Safran Film Festivalinin 19. Yaptı bu sene…
Safranbolu’ya, Bölgeye ne hayrı dokundu doğrusu bizde çok anlamadık, ancak geçtiğimiz senelerde Karabük Basını bu konu hakkında defalarca yazdığında verilen cevaplar geldi bir an aklıma..
“-Kesin Basın Bu Festivallerden Nemalanmıyordur…” diyenler yanı sıra destek verip Festivali şişirenlere de çok acıdır işte bunlarda nemalanan Basın deniyordu..
İşin kolayı var KARABÜK’TE ne yazarsan yaz NEBALANMAK var diye bakarlar ve yıpratıp çamur atıp izi kalsın diye uğraşırlar..
Ama basın kamu ile paylaşmak adına görevini yapar, yapmaya devam eder…
İşte Bu sene Basın sessiz kalıp olayları değerlendirirken Safranbolu Kültür Vakfı Başkanı kendilerinin komiteye de alınmayışı nedeni ile veryansın etti..
“Protesto ediyoruz” festivali dedi..
Hele hele bir cümle vardı ki açıklamalar içinde “Rant sağlayan AKADEMİSYEN” deniyordu..
Sahi kim bu rantçı ve hayalperest Akademisyen…
19 Yıldır SAFRANBOLU Halkının cebinden çalınan projenin akıl babası olduğu iddia edildi ve rant sağlanmak için bu ALTIN SAFRANFİLM FESTİVALİNİN yapıldığı ifade edildi…
Ne Akademisyenmiş. bakar mısınız ?
Sanırım Sn Dizdar bu Akademisyen kim Karabük-Safranbolu kamuoyu ile paylaşır, öyle ya ALLAH korusun bu Akademisyen bir başka proje ile bir 19-20 yıl daha rant’lanmasın..
***
MART 2019 İçin Belediye Başkan Adayları Belli mi?
Türkiye bu ara ekonomik savaşa karşı, yani emperyalist güçlerin oyunlarına karşı milli duruş kavramı geliştiriyor..
Geç mi kalındı diye sorguladım ben kendimce.. 6. Filo Anadolu topraklarına zevk-i alem için geldiklerinde direnen yurtsever gençlere bu millet yıllarca ne dedi?
O Yurtsever gençler, “Kahrolsun ABD Emperyalizmi” dendiğinde karşı sloganlar neler oluyordu ? Yaşı 40-45 in üzerinde olanlar hatırlar …
Neyse bugün gelinen nokta, paranın dostunun olmayışı yani Kapitalizmin dostunun olmadığının milletçe idrak ediliş noktası… Bu günler de aşılır, yara alınır, ders alınır aşılır da 2019 da seçimlerde yine unutulur mu?
Bakıyoruz, AK parti haricinde 2019 seçimlerine ciddi hazırlanan başka siyasi yapılanma yok..
CHP kendi içinde çarpışıyor, Tıpkı İYİ partinin olduğu gibi…
MHP, yelkeni Ak partiden gelen rüzgara göre açtığı için rüzgar tayini yapıyor.
Gerisi valla, bir Saadet partisi çıkış yapar mı deniyordu bu kez doğruya doğru onlarda beklemedikleri çöküşü yaşadılar..
Bir AK parti 2019 Mart seçimlerine ciddi ciddi hazırlanıyor..
***
Karabükspor Çıkmazı ?
Yaklaşık iki haftadır yazmadık. Karabükspor için çıkış aranıyorsa ve olacaksa bizde destek olalım anlayışı içinde kaldık..
Ancak o kadar yanlışlar, eksikler, farklı farklı , ayrı ayrı tutumlar, davranışlar yaşandı ki…Doğrusu Karabükspor markası adına üzüldük..
Önüne gelen bilmem ne sorumlusu olmuş, herkes bir başka iş/proje diye tutturmuş ama ilk maçta Adanademir karşısına, bonservisleri alınamayan futbolcular tribünde yer alırken A2 takımı ile sahada çıkılmış maça..
Bir Karabük var sosyal medyada yapılan yorumlar kadar tribünlere gelseler dolacak.
Bir Karabük var Karabük sporunu adeta boş vermiş…
Bir Yönetim var mı? Yok mu ne için uğraşıyorlar o da belli değil.. Vurun abalıya gidiyorlar..
Bir Basın var doğruları yazsa tüh kaka yazmasa zaten çamur.
Oturup aklı-selim düşünen ve çıkış noktamız ancak bu olur diyen yok, KARDEMİR olmazsa olmasın diyenler şimdi kimseyi bulamıyor. O aile tüh kaka bu aile çamur diyenler şimdi o ailelerin gözünün içine bakıyor.. Siyasiler ise yağlanmış yağlı güreş yapıyor..
Çuvaldızı saklayın hiç olmazsa İğneyi batırın kendinize KARABÜKSPOR gidiyor diyoruz Bürokratı ne yapabiliriz diyor, Siyasetçi yağlı güreş yapıyor, taraftar kafayı sığırmış nereye çatacağını bilmiyor, Karabükspor tarihe gömülüyor…
Herkes sorumluluğundan bir parça alsın..
Günü gelir nostalji olacak, KARABÜKSPOR anısını saklasın…
Gülelim Biraz da
Matematik dersinde kadın öğretmen, öğrencilere sorar:
– Bir ağacın dalında 5 tane kuş var. Taş attım, iki tanesini vurdum. Geriye kaç kuş kalır?
Öğrencinin biri parmak kaldırır ve cevaplar:
– Hiç kuş kalmaz çünkü diğerleri korkudan uçup gider.
Öğretmen gülümser:
– Hayır. Doğru cevap üç olacaktı ama bakış açını sevdim.
Öğrenci duruma çok bozulur ama pek göstermez. Ders devam ederken tekrar parmak kaldırır:
– Bir soru da ben sorabilir miyim?
Öğretmen izin verir.
– Sokakta üç kadın dondurma yiyerek yürüyor. Biri dondurmasını yalıyor, diğeri ısırıyor, diğeri de emiyor. Kadınlardan hangisi evlidir?
Öğretmen şaşırır, kızarıp bozarır ama cevap da vermek zorundadır:
– Hmm…şey..yalayan?
Öğrenci yanıtlar:
-Hayır, parmağında alyans olan. Ama bakış açınızı sevdim.