PISA GERÇEKLERİ

    Açılımı: “ Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı” olan PISA Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü ( OECD ) tarafından üçer yıllık dönemler halinde,15 yaş grubundaki öğrencilerin kazanmış oldukları bilgi ve becerileri değerlendiren bir araştırmadır. PISA Direktörü Andreas Schleicher  Habertürk’den,Nalan Koçak’a verdiği mülakatta; Son PISA  sınavının sonuçlarını açıkladı. Buna göre Türkiye,72 ülke arasında,52.sırada. Buna göre, Türk […]

 

 

Açılımı: “ Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı” olan PISA Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü ( OECD ) tarafından üçer yıllık dönemler halinde,15 yaş grubundaki öğrencilerin kazanmış oldukları bilgi ve becerileri değerlendiren bir araştırmadır.

PISA Direktörü Andreas Schleicher  Habertürk’den,Nalan Koçak’a verdiği mülakatta; Son PISA  sınavının sonuçlarını açıkladı. Buna göre Türkiye,72 ülke arasında,52.sırada.

Buna göre, Türk Eğitim Sistemi yeni dünya düzenine ayak uyduramıyor mu sorusuna Schleicher;

“Türk Öğrencilerin verilen hangi görevlerde daha iyi, hangilerinde kötü olduğuna baktığınızda bir şey dikkat çekiyor. Öğrendikleri bilgiyi yeniden üretme görevi, yani bir şeyi ezberlemek ve onu kağıda dökme görevi verildiğinde çok iyi notlar alıyorlar.

Fakat ellerindeki bilgiyi yaratıcı bir şekilde uygulamaları istendiğinde zorlanıyorlar. Çelişki şu: Türk Öğrencilerin iyi oldukları alanlar, artık dünyada daha önemsiz.”

Kısaca diyor ki;  Ezber Eğitimden Vazgeçiniz.

Ayrıca “ Türk Eğitim Sistemi yenidünya düzenine ayak uyduramıyor “ mu demeliyiz sorusuna;

“Evet, Öğretmene ders kitabı verdirmek ve öğrencilerden kitabı ezberlemesini istemek artık işe yaramıyor. Matematikçi gibi düşünmelerini sağlamalısınız… Sorunun nedenini ve doğasını anlamak formül ezberlemekten daha önemli…”  Kısacası dünyanın eğitim vizyonunu dile getirirken, bizim başarısızlığımızı eli adamı gözümüze sokuyor.

Bence Türk Eğitim sistemi daha anaokullarından başlayarak kalıplaştırılmış ve ezberci bir eğitim siteminde “ hızlı tepki vermeye”  dayalı beceriler geliştirirken yaratıcılığı, bilimsel kuşkuculuğu ve araştırmayı değersizleştirmektedir.

Genç nesiller bu ezberci eğitim modelinde yetiştirilecek ucuz iş gücü deposunun arz fazlalarına dönüştürülmektedir.

“Başarılı eğitimin anahtarı nedir” sorusuna ise yanıtı net ve kısa: “ Her çocuğun öğrenebileceğine güvenmektir” Bunun içinde Eğitimin genel başarısı asla öğretmenlerin başarısından fazla olamaz.

Yani öğretmenler ne kadar iyiyse, sistemde o kadar iyi olur. Önemli Olan en yetenekli kişileri öğretmen olmaya çekmektir.

Sonuç olarak; Eğitim her yerde, her koşulda, her zaman yapılır. Yeter ki, “eğitim özgürlüğü” olsun.Öğretmen özgürlüğü,öğrenme özgürlüğü,öğrenci özgürlüğü,bunların olmadığı yerde “ eğitim özgürlüğü de  yoktur.

 

Exit mobile version