PUAN İÇİN ANKARA’YA

Milli takımımızın maçları nedeniyle lige verilen uzun bir aradan sonra yine zorlu bir maça çıkacağız. Açıkçası ben ligi değil Karabükspor’u izlemeyi özledim yoksa her zaman belirttiğim gibi Karabükspor olmasa ne bu ligi izlerim ne de futbol izlerim. Değerli okurlar; bildiğiniz üzere bir süredir Karabük Gündem haber sitesinde yazmaktayım. Karabük’te bazı haber sitelerinden teklif almama rağmen […]

koray can

Milli takımımızın maçları nedeniyle lige verilen uzun bir aradan sonra yine zorlu bir maça çıkacağız.

Açıkçası ben ligi değil Karabükspor’u izlemeyi özledim yoksa her zaman belirttiğim gibi Karabükspor olmasa ne bu ligi izlerim ne de futbol izlerim.

Değerli okurlar; bildiğiniz üzere bir süredir Karabük Gündem haber sitesinde yazmaktayım.

Karabük’te bazı haber sitelerinden teklif almama rağmen ben Sayın Semih Gülen’in yönetiminde olan bu siteyi seçtim, çünkü benim öncelikli tercihim yazılarıma müdahale edilmemesiydi ve Semih Bey şu ana kadar yazılarıma hiç müdahale etmedi.

Her zaman Karabükspor’un yanında oldum ve Karabükspor taraftarının yararına ne varsa onu istedim.

Benim için futbolda en önemli şey Karabükspor taraftarının menfaatidir ve bu taraftarı her zaman her yerde savunmak boynumun borcu.

Buna neden değindiğimi soracak olursanız da cevabı şu…

Son zamanlarda yerel bir gazetede yazılarını 250 bilemediniz 300 kişinin okuduğu bir gazeteci, Karabükspor’u çok sevdiğini bildiğim bir taraftar abimize karşı hakaret dolu yazılar yazmakta ve işin daha kötüsü bu yazıları Karabükspor adına yazdığı köşesinde yazmakta yani kişisel problemleri için Karabükspor yazıları adı altında alenen bir taraftarımıza hakaret ederek, saldırıda bulunmakta.

Daha dilbilgisi kurallarını bilmeyen, yabancı futbolcuların adını bile doğru yazamayan, skora göre yorum yapan ve kasaba gazeteciliğinin son örneklerinden olan bu gazeteci; taraftarımıza yeteneksiz, sünepe, kel, sıska, cahil, Karabükspor düşmanı gibi kelimelerle bel altından saldırmakla kalmayıp, bunu her yazısında takımımızı kullanarak yapmakta…

Kişilerin fiziksel özelliklerini kullanarak hakaret etmek, Karabük gibi küçük bir ilde toplum ve ailesi karşısında kişiyi rencide etmek ne gazeteciliğe ne de insanlığa sığar.

Öncelikle bu gazeteciyi bir Hukuk Fakültesi öğrencisi olarak uyarıyorum, hakaret ettiğin o taraftar sana dava açtığında, mahkemeden alacağın ”Hakaret tazminatı cezasını ” evini, arabanı satsan ödeyemezsin bunu bil…

Bu gazetecinin işlediği suç Türk Ceza Hukukunda ” Basın yoluyla hakaret” sınıfına girmekte.

Taraftarımıza karşı bu hakaret dolu yazıları yazan kişi paylaştığım linki okuduğunda nasıl bir suç işlediğini daha iyi anlayacaktır.

http://www.abchukuk.com/cezahukuku/hakaret.html … Linki sonuna kadar okuyacak vakti yoksa, ben Hukuk öğrencisi olarak durumu zaten yukarıda özetledim.

Neyse… Şimdilik bu konuya bu kadar değiniyorum ve gerekli uyarıyı yapıyorum.Ayrıca bu kişinin yazdığı gazeteninde bu suça ortak olduğunu ve hukuki olarak aynı sorumluluğu taşıdıklarını bilmelerini isterim.

Maalesef gün geçmiyor ki takımımızdan yeni bir sakatlık haberi almayalım.

Bu hafta oynayacağımız Gençlerbirliği maçı öncesi Erdem Özgenç’ inde oynayamayacağı haberini aldık…

Sürekli eksik kadroyla mücadele etmek zorunda kaldığımız ligde son sıralara demir atmış bulunmaktayız.

İki haftalık milli takım arası da takımdaki sakatların düzelmesi için çare olamadı.

Samba Sow, Ahmet İlhan Özek, Erkan Kaş gibi oyuncuların yokluğunda iyice kırılganlaşan takımımız rakiplerinde iştahını kabartmakta ve her karşılaştığımız takımın bizi 3 puan alınacak takım gözüyle görmesine sebep olmakta. Şüphesiz Gençlerbirliği takımıda bizden alacağı 3 puanın hesabını yapıyor…

Peki bizim teknik heyetimiz neyin hesabında, tabi ki alınacak 1 puanın peşinde…

Bana göre bu 1 puanı alabilmemiz için Tolunay Hoca’nın kısıtlı kadroya rağmen oyun dizilişinde bir takım değişiklikler yapması gerekiyor.

Birkaç haftadır anladık ki Kumbela kanatta takıma faydalı olamıyor, öncelikle Kumbela tekrar forvete alınmalı.

Formsuz Akpala maçın gidişine göre hamle oyuncusu olarak kullanılmalı, sol açığa Onur Ayık , sağ açığa Bertul Kocabaş monte edilmeli, Traore forvet arkası kullanılmalı. Galatasaray maçındaki dizilişle sahaya çıktığımız taktirde yeni bir hezimetin bizi beklediği açık kesin…

Tabi ki amacımız Tolunay Hoca’ya akıl vermek değil sadece fikir jimnastiği…

Açıkçası ben hocamıza bu kadar sakatın olduğu bir ortamda çok fazla eleştiri getiremiyorum. Geçen 9 haftadan sonra anladık ki bu sezonda bizim için ligde kalma mücadelesi şeklinde geçecek.

Öncelikli hedefimiz ilk yarı için mutlaka 17 puana ulaşmak olmalı yani ne yapıp edip kalan 7 maçta 3 galibiyet 1 beraberlik almalıyız yoksa işimiz ikinci yarı için çok zor olur. ( İlk yarı bu sezon 16. haftada sona erecek ) Gençlerbirliği takımında biraz bahsetmemiz gerekirse rakibimiz çok dirençli bir takım.

Asla maçtan kopmuyorlar, yani bizim maç içindeki devamlılık sorunumuz onlarda yok, onlar hep maçın içinde kalabiliyorlar ve yenik duruma düşseler bile geri dönüş yapabiliyorlar.

Rakip takımın sürekli golü bulma çabası var ve bir şekilde golü buluyorlar. Rakibin en önemli futbolcusu bence Doğa…

Doğa orta sahada bir bakıma takımı tecrübesiyle yönetiyor ve O maç içinde iyi olduğu takdirde, Gençlerbirliği sonuca daha rahat gidebiliyor.

Doğa ‘ya orta sahada biraz tatlı sert müdahale edilirse rakibin direncinin de düşeceğini tahmin ediyorum.

Tolunay Kafkas’ın geleneksel geriye yaslanıp deplasmanda 0 – 0 skorunu koruma taktiğiyle oynarsak kesinlikle kaybedeceğimiz bir maç olur.

Bence cesur oynadığımız taktirde puan alabileceğimiz bir rakip karşımızdaki.

Daha öncede belirttiğim gibi; sadece savunma algısıyla oyunu kabul edersek rakip zaten bir şekilde golü bulur, yani gol atmadan puan alamayacağımız bir maç olacağı kesin.
Geleneksel skor tahminime gelirsek.

Gençlerbirliği takımının ne yapıp edip bir şekilde golü bulup kazanacağını tahmin ediyorum.

Skor tahminim 1 – 0 ya da 2 -1 Gençlerbirliği galibiyeti…

İnşallah yönetimimizin de desteğiyle deplasmana taraftar götüreceğimiz bir maç olur.

Maç sonrası yazımda görüşmek üzere.

Exit mobile version