Bazıları hiç rüya görmediğini söyler. Bunu birkaç kişiden , belki daha da fazla, işitmişimdir. Sormanın da alemi yok “ neden rüya görmüyorsun” mu diyelim, nerden bilecek. Görmüyorsa görmüyordur, ya da uyanınca hiçbir şey hatırlamazlardandır.
Rüyalarla ilgili abuk subuk yorumlar içeren mebzul miktarda kitap var.
Mesela bir köpekten kaçtığınızı görmüşsünüzdür açın bakın yorumlara hem iyi hem kötü hem orta ,bir düzine birbirine zıt yorum yazılmış. Genellikle gastelerdekiler de böyle doldurmadır.
İlk ve tek görülen absürd rüyaları tamam boş geçin de aynı temayı içeren rüyaların üstüste görülmesi nazar-ı dikkat celbeder ( bu bana babamdan kaldı, sık sık söylerdi bu deyimi, dikkat çeker manasına ).
Öğrenmek istenir neden sürekli aynı rüya görülür diye?
Mesela sıklıkla şunu görürüm: Arabaya binmişim, bir otoparktayım. Geri geri gidiyorum , fren tutmuyor, basıyorum basıyorum frene araç durmuyor, arkamızdaki araca çarptık çarpacaz , el frenini bile çekiyorum gene yok , ama çarpmıyoruz da bir yere.
Sınava çalışamamış olduğumu da sık görürüm. En çok da Tıp 2. Sınıfta nörofizyoloji komitesi yaklaşmış aylardan Kasım. Sınava 1 hafta kalmış. Daha notlara bakmadığım gibi konu da zor, daha anlaması var.
Bir de koşmak isteyip koşamadığınız, ya da elinizde tüfek varken ateş edemediğiniz rüyalar var mı? Bunlar da sağolsunlar arada 1 ziyaret eder.
Büyük psikiyatrist Sigmund Freud , rüyaları gündelik yaşama bağlıyor , öyle yani. Uyanıkken çözülemeyen problemleri rüyada çözmek isteyişimizdir rüyanın ayrıntıları.
Sınav başarısızlığı rüyalarını gerçek hayatta sınavda başarılı olanlar görürmüş. Freud’un rüya kitabında bu bölüme birkaç sayfa ayırmış sene 1899 kitabın basım yılı. Adam neyle uğraşmış.
Evvelsi gün bir arkadaşla bayram konuşması yapıyoruz ,söz lisedeki öğretmenlerimize geldi, 1 tanesine hiç hakkımı helal etmem dedi, yazılılardan iyi aldığı halde sınıfta bırakırım diye korkutup ekstra sözlüye çalıştırmış o öğretmen. Arkadaş şimdi 51 yaşında “ben hala o günü rüyamda görüyorum” dedi. Geçmiş tabi,Kalmamış ama yarasından da kurtulamamış.
Daha basitleri de var: Uçurumdan düşüyorsunuz rüyada , nedeni de ayağınız yatağın kenarından sarkmışmış ondanmış. Ayakta boşluk hissi uçurum metaforuna dönüşüyor.
1987 Ağustos’unda bir hafta Ankara’da kuzenin dükkanında kasiyer olarak bulunduydum. Yan komşu çok “baba” bir terziydi. Bir öğlen menemen yerken gördüğü rüyayı anlattı : Efendim bu abi rüyasında Brigitte Bardot’u görmüş. “Ulan” demiş rüyasında. “ Benim Brigitte Bardot” ile ne işim olur ,bu olsa olsa rüyadır “ diyesiymiş. “Olsun” demiş rüya müya tanışayım bari hatunla “demiş.
Rüya içinde rüya. Öyle bir film vardır. Rüyanın içinde rüyanın içinde rüya. Ben devam ettiremedim. Kafam karıştı.
Yakınlarda tuhaf bir rüyam var.Bir şey yazıyorduk , bir makale . Hatta hastaneden bir arkadaşla yazıyoruz. Bitmedi makale. Tak uyandım. Bir pişmanlık, bir sıkıntı bende. Daha makaleyi yazıp bitiremeden uyandık. Birkaç dk böyle zorlandım. Makaleyi tamamlayamadığıma canım sıkkın. Kalktım yüzümü yıkadım.
Birisi ekşi sözlükte yazmış ,ben de makul buldum. Rüyada ne görüyorsanız tek tek karakter analizi yapın. Eşyalar, hayvanlar, insanlar, hava koşulları. Hepsinin uyanıkken yaşadıklarınızla bir bağlantısı var.
Neyse bir de şu var : Rüyalar gerçek olsa seni hergün görürdüm