Sendikalar “HAYIR” Dedi..

24 EYLÜL DE  MİLLİ EĞİTİMDE Kİ BİR ÇOK UYGULAMAYA HAYIR DEMEK İÇİN TOPLANMAK İSTEYEN EĞİTİMCİLER MEYDANLARA GELEMEDİLER ANCAK OKULLARDA İŞ BIRAKMA-YAVAŞLATMA EYLEMİNE UYDULAR.       KARABÜK BELEDİYESİ ÖNÜNDE TOPLANAN 200 SENDİKA ÜYESİ VE ÖĞRETMEN  “UYGULAMALARA HAYIR” EYLEMİ YAPTILAR.     Eğitim-Sen,Türk Eğitim-Sen, Aktif-Sen ve  Eğitim-İş Okullardaki Yönetici ve Öğretmen Kıyımı İle İlgili Olarak 24 Eylül Çarşamba […]

24 EYLÜL DE  MİLLİ EĞİTİMDE Kİ BİR ÇOK UYGULAMAYA

HAYIR DEMEK İÇİN TOPLANMAK İSTEYEN EĞİTİMCİLER

MEYDANLARA GELEMEDİLER ANCAK OKULLARDA İŞ

BIRAKMA-YAVAŞLATMA EYLEMİNE UYDULAR.

 

 

24 EYLÜL EYLEMİ

 

KARABÜK BELEDİYESİ ÖNÜNDE TOPLANAN 200

SENDİKA ÜYESİ VE ÖĞRETMEN  “UYGULAMALARA

HAYIR” EYLEMİ YAPTILAR.

 

ccccccccccccccccccccc

 

Eğitim-Sen,Türk Eğitim-Sen, Aktif-Sen ve  Eğitim-İş Okullardaki Yönetici ve Öğretmen Kıyımı İle İlgili Olarak 24 Eylül Çarşamba Günü İş Bırakma kararı alıp Hürriyet caddesinde  Belediye önünde toplanma kararı almıştı.

 

Sendikaların yoğun duyurularına karşın  ilgi gösterilmeyen  alanda 200 ye yakın sendika görevlileri ve bir kısım öğretmenin  katılımı gerçekleşirken, bugün Okullarda Öğretmenlerin ders başı yapmadıkları,işi yavaşlattıkları iddia edildi.

 

Eğitim Sen adına konuşan başkan Cevat SOYLU  “Siyasi Kadrolaşma ve Zorunlu Rotasyon Girişimlerine Son Verilmesi, Eğitimde Yaşanan Sorunlara Kalıcı Çözümler Üretilmesi İçin bugün GREV’deyiz!” diyerek şu açıklamada bulundu;

Siyasi iktidar eğitim sistemini sadece kendi dünya görüşüne göre biçimlendirmeye çalışmakta, eğitimin sorunlarına kalıcı çözümler üretmek yerine, tamamen baskıcı ve dayatmacı bir tutum izlemektedir. Eğitim sisteminin acil çözüm bekleyen onca sorunu varken, MEB’in yaşanan sorunları çözmek bir yana daha da derinleştiren adımlar atması, eğitimin temel bileşenleri olan öğrenciler, veliler ve öğretmenler arasında yeni ayrışmalar ve kutuplaşmalar yaratması kaçınılmazdır. Siyasal kadrolaşma ve zorunlu rotasyona karşı bugün GREV’deyiz! Yıllardır eğitim sistemini kendi siyasal-ideolojik hedeflerine uygun olarak biçimlendirmek isteyen siyasi iktidar, okullarda kendi siyasal çizgisinde olmayan tek bir yöneticinin görev almasını istememiş, bunun için tarihin en kapsamlı siyasal kadrolaşma ve tasfiye operasyonunu başlatmıştır.  Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimde yıllardır farklı kimlik, dil ve kültürleri yok sayan, din ve inanç istismarına dayanan, tekçi ve dayatmacı politikalarının okullarda istediği gibi uygulanması için okul müdürlerinin tamamına yakınını kendi siyasal kadroları içinden özenle seçerek görevlendirmiştir.  Tamamen taraflı yapılan değerlendirmeler sonucunda siyasi iktidar çizgisinde olmayan okul müdürleri görevden alınmış, yerlerine siyasi iktidarın dünya görüşünde olan, iktidarın sözünden çıkmayacak ve “kurşun asker” gibi davranacak siyasal kadrolar yerleştirilmiştir.  Eğitimde bir taraftan yoğun bir siyasal kadrolaşma yaşanırken, son çıka torba yasa ile öğretmenlere sürgün anlamına gelen zorunlu rotasyon hazırlıklarına başlanmıştır. Türkiye çapında görev yapan yüz binlerce öğretmeni kendi istekleri dışında zorla rotasyona tabi tutmak, tarihin en büyük ve en kitlesel sürgünü anlamına gelecek, okullarda yaşanan kaos daha da derinleşecektir. Zorunlu rotasyon dayatmasına ve aday öğretmenlere sözlü sınav ile iş güvencemizi kaldırmak isteyenlere cevabımızı bugün alanlarda vereceğiz.

Laik Eğitim ve Anadilinde Eğitim Hakkını Savunmak İçin bugün GREV’deyiz!

Eğitimde bir taraftan yoğun siyasal kadrolaşma yaşanmakta ve zorunlu rotasyon hazırlıkları sürerken, eğitim öğretim yılının başlaması ile birlikte eğitimin en eski, en köklü sorunları arasında yer alan laik eğitim ve anadilinde eğitim konusunda yaşanan gelişmeler kaygı verici boyutlara ulaşmıştır.  Siyasi iktidar, yıllardır demokratik, bilimsel ve laik eğitim isteyenlerin öncelikli talebi olan zorunlu din derslerinin kaldırılması konusunda adım atmamış, bu nedenle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, farklı inanç gruplarına tek bir dini inancın ve tek bir mezhebin zorla öğretilemeyeceğine hükmederek Türkiye’yi bir kez daha mahkum etmiştir.  Özellikle eğitimde 4+4+4 dayatması sonrasında, eğitime yönelik doğrudan siyasi müdahaleler artmış, eğitim müfredatının içeriğinin değiştirilmesinden siyasi kadrolaşmaya, öğrencilerin kılık-kıyafetinden hangi dersleri seçeceğine kadar her konuda baskıcı uygulamalar artmıştır.  Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi, bu yıl da anadilinde eğitim hakkı talepleri yok sayılmış, anadilinde eğitim almak isteyen çocuklar ve aileleri yine karşılarında devletin güvenlik güçlerini bulmuşlardır. Eğitimde ayrımcı ve dayatmacı olmayan, farklı kimliklerin, dillerin ve inançların yok sayılmadığı bir eğitim sistemi için herkesin anadilinde eğitim alma hakkına saygı gösterilmesi gerektiği açıktır. Türkiye laik eğitim konusunda olduğu gibi, anadilinde eğitim konusunda da geleneksel reflekslerini sürdürmekte, baskı, tehdit ve şiddet politikalarına devam etmektedir.

Haklarımıza ve Geleceğimize Sahip Çıkmak İçin bugün GREV’deyiz!

Türk Eğitim Sen Başkanı Turgut Kurtoğlu ise “Türkiye kamuoyunun malum olduğu üzere sözde paralel yapıyı tasfiye etmek için MEB de aylardır yönetici soykırımı yapılmakta neredeyse yandaş olmayan hiçbir idareciye görev verilmemektedir.” diyerek şu açıklamada bulundu ; “”Milli eğitimdeki haksızlıklara, hukuk tanımazlığa, adam kayırmalara karşı eğitim çalışanlarının haksızlığa ve zulme karşı başlattığı isyanın doruğa çıktığı ve fitilinin ateşlendiği gündür bugün. Öğretmenlerin itibar kaybetmesine neden olan uygulamaların, akademik zam sözü verilmesine rağmen ve bu sözün arkasında durmayanların hesap vereceği günlerin başlangıcı bugündür.”

  

Exit mobile version