SP, Arakan İçin Toplandı

  Karabük Saadet Partisi İl Başkanlığı tarafından kemal Güneş caddesinde tertiplenen basın açıklamasına katılan partililer “Arakan’ı Unutturmayız” dediler. Yaklaşık 60 kişilik grup, ‘Tek çare islam birliği’, ‘Arakan ağlıyor alem bakıyor’, ‘Kahrolsun katiller, zulme susan hainler’ yazılı dövizler taşıyan grup ‘Müslüman uyuma kardeşine sahip çık’, ‘Avrupa değil İslam Birliği’, ‘Kahrolsun İsrail’ sloganları attı. Arakan’da yaşanan katliama […]

 

Karabük Saadet Partisi İl Başkanlığı tarafından kemal Güneş caddesinde tertiplenen basın açıklamasına katılan partililer “Arakan’ı Unutturmayız” dediler.

Yaklaşık 60 kişilik grup, ‘Tek çare islam birliği’, ‘Arakan ağlıyor alem bakıyor’, ‘Kahrolsun katiller, zulme susan hainler’ yazılı dövizler taşıyan grup ‘Müslüman uyuma kardeşine sahip çık’, ‘Avrupa değil İslam Birliği’, ‘Kahrolsun İsrail’ sloganları attı.

Arakan’da yaşanan katliama tepki gösteren Saadet Partisi Karabük İl Başkanı Muhsin Çebi, kamuoyunu duyarlı olmaya davet ederek, “Mülteci olarak yaşayan Arakanlıların atalarının topraklarına dönüşünü kolaylaştıracak şartlar hazırlanmalıdır. Arakanlı müslüman kardeşlerimizin kendi topraklarında huzur ve refah içinde özgür olarak yaşamaları sağlanmalıdır. Bizler bu yaşanan gelişmeler karşısında tarihe tanıklığımızın ve insanlara karşı sorumluluğumuzun gereği olarak en başta yöneticilerimizi ve bütün kamuoyunu duyarlı olmaya davet ediyoruz” dedi.

 

İşte yapılan basın açıklaması tam metni ;

 

Siyasi Partilerimizin çok kıymetli mensupları,sivil toplum kuruluşlarımızın çok kıymetli mensuplar,çok kıymetli Karabüklü hemşehrilerim,çok kıymetli hanımefendiler, beyefendiler,çok kıymetli genç kardeşlerim,çok değerli basın mensupları ve emniyetimizin çok kıymetli mensupları,hepinizi Allah’ın selamıyla selamlıyorum;es selamünaleyküm.

Rahmetli Erbakan Hocam’ın sözleriyle sözlerime başlamak istiyorum “zulum ebedi olamaz,kötülük mutlaka hüsrana uğrayacaktır “

Bu gün buradan,Karabükümüzün en merkezi meydanından, Müslümanlar olarak tum dünyaya haykırmak,feryadımızı duyurmak istiyoruz “ey zalimler yenilecek ve cehenneme sürüleceksiniz”

Arakan, Yemen, Libya… Başımızı nereye çevirsek kesif bir duman görüyor, kulağımızı nereye kabartsak acı bir feryat duyuyoruz. Ama bundan daha acı olanı bu feryatlara karşı gözlerin kör, kulakların sağır kesilmesidir.

Herkesin barış ve huzur içinde yaşadığı adil bir dünyayı kurmak mümkün. Bunun için yapılması gereken ayrılmak, parçalanmak değil, birlik olmaktır. Bizi biz yapan değerlere daha sıkı bağlanmaktır. Gücümüzü birbirimizi yok etmek için değil, birbirimize yardımcı olmak için kullanmaktır. Bizi biz yapan ortak değerlerimize sarıldıkça aşamayacağımız hiçbir engel yoktur.

“İslam ülkeleri yöneticilerinin bütün ihtilafları bir kenara bırakarak, bir araya gelmesi artık kaçınılmaz bir zorunluluktur. Kurban kanından çok insan kanının aktığı bir coğrafya da, hiç kimse bu sorumluluktan kaçamaz. Bu noktada Türkiye’ye büyük görev düşmektedir. İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanı olarak Türkiye bu çağrıya öncülük etmelidir. Atılacak somut bir adım, söylenecek bin nutuktan daha etkili olacak, en azından Müslümanlar için bir umut ışığı oluşturacaktır”

 

Tüm islam coğrafyasının zulme uğradığı,kanin ve göz yaşının oluk oluk aktığı bu günlerde,çağdaş dünyanın sessiz bakışları arasinda, Bengal Körfezinin doğu kıyılarında yaşayan Arakanlı kardeşlerimiz yine bir katliamla karşı karşıyadır.

Arakan’lı Müslümanlar, yeni doğan bebekler ve küçücük çocuklar da dâhil tüyler ürpertici bir şekilde şehit edilmekte ya da insanlık dışı muameleye tabı tutulmaktadırlar.
Müslümanlara karşı yaşamaktan bezdirme, işkence ve katliamlar sistematik bir şekilde uygulanmaktadır. Her türlü temel hakkı yok sayılan, topraksız ve kimliksiz olarak yaşamaya çalışan ARAKAN’LI Müslümanlar tüm dünyanın gözleri önünde adeta sürek avına tabi tutulmaktadırlar.

Atalarından kalan toprakları terk etmeye zorlanan ve bunun neticesinde komşu ülkelere sığınmak mecburiyetinde bırakılan Arakan’lı mülteci Müslümanların da durumu iç açıcı değildir.

Geçtiğimiz yıllarda da benzer katliamlar yaşanmış, biz bu katliamlar karşısında başta Türkiye olmak üzere tüm İslam Ülkelerindeki yönetimleri ve uluslararası kuruluşları fanatik Myanmar hükümetine karşı tepki göstermeye ve yaptırım uygulamaya davet etmiştik.
Bugün yaşanılan süreç, faşist Myanmar hükümetine gösterilen tepkinin ve uygulanan yaptırımların son derece cılız olduğunu düşündürtmektedir.

Insan hakları evrensel beyannamesinde,tüm insanların,dinine rengine ve irkina bakılmaksızın,tanınan haklar.Bu hakları tanıyanların durgun bakışları ve sessizliği içerisinde birer birer ayaklar altına alinmakta,Arakan’da büyük bir insanilik ayıbı,insanilik katliamı yaşanmaktadır.Burada bir savaş yoktur.Bu topraklarda vahşice yapılan bir soykırım ve işgal vardır.

Konu Müslümanlar olunca bu çağdaş zalimlerin nasıl seslerini çıkarmadıklarını,bu gun değil uzun zamandır,islam coğrafyasında yaşananlar ve yasatilanlar neticesinde edindiğimiz tecrübelerle,çok iyi biliyoruz.

Şimdi biz diyoruz ki başta Türkiye olmak üzere tüm İslam Ülkelerinin yönetimleri yeniden ve daha kararlı bir biçimde harekete geçmelidir. Katliam gerçeği, insan hakları ihlalleri, faşizan uygulamalar mutlaka uluslararası platformlara taşınmalıdır.

Kıbrıs’ta bir problem yokken, kırk yılı aşkın bir süredir kimsenin saçının teline zarar gelmemişken Kıbrıs’la ilgili toplantı üstüne toplantı yapan Birleşmiş Milletler Arakan konusunda gereken adımları atmaya zorlanmalıdır.

Uluslararası insani yardım kuruluşlarının Arakan’a girişi ve yardımların ulaşması garanti altına alınmalıdır.

Mülteci olarak yaşayan Arakan’lıların atalarının topraklarına dönüşünü kolaylaştıracak şartlar hazırlanmalıdır Arakan’lı Müslüman kardeşlerimizin kendi topraklarında huzur ve refah içinde özgür olarak yaşamaları sağlanmalıdır.

Arakan’lı Müslümanların can emniyeti, ekonomik hakları, inanç hürriyetleri, eğitim hakları, kültürel hakları garanti altına alınmalıdır.

Arakan’da yüreklerimizi parçalayan bu tablo; İslam Ülkelerinin bir ve bütün olarak oluşturacakları bir İslam Birliğinin eksikliğinin bir kez daha nelere mal olduğunu göstermiştir.Bundan dolayıdır ki 1997 yılında Erbakan Hocamız tarafından 8 İslam ülkesi ile kurulan Kuvveti üstün tutan zulüm dünyası yerine Hakkı üstün tutan yeni bir saadet dünyasının kuruluş hareketi olan tüm mazlum ve mahsun coğrafyalara umut ışığı olmuş D_8 ler derhal aktif hale getirilerek D-60 ve D-160 ların oluşacağı boyuta çıkarılarak bugün Küresel ırkçı siyonist zalim ve sömürü sistemine karşı  Hakka ve Adalete dayalı ADİL bir Dünyanın kurulması sağlanmalıdır.

Saadet Partisi Karabük il Başkanlığı olarak bizler bu yaşanan gelişmeler karşında tarihe tanıklığımızın ve insanlara karşı sorumluluğumuzun gereği olarak en başta yöneticilerimizi ve bütün kamuoyunu duyarlı olmaya davet ediyoruz.

 

Exit mobile version