Saadet Partisi Karabük İl Başkanı Aziz Gündoğdu “AKP tarafından TBMM Genel Kurulu’na getirilen ve ilk dört maddesi kabul edilen İklim Yasası teklifi kamuoyundan gelen tepkiler üzerine Meclis gündeminden çıkarılması Saadet Partisi olarak desteklediğimiz bir tutumdur. Ülkemizin gerçeklerine, milli menfilerimize ve inancımızın temel prensiplerine uygun olmayan bu tür yasalar bir daha Ülkemiz gündemine getirilmemelidir. Emeği geçen herkese teşekkür ederiz” dedi
Gündoğdu, ““Zirai don, ekili ve dikili tarım alanlarında etkili olmuş, sebze ve meyvelerin neredeyse tamamı olumsuz etkilenmiştir. Bu felaket, sadece bölgedeki üreticilerimiz için değil, ülke ekonomisi açısından da ciddi kayıplara sebep olacaktır. Zararın telafisi için felaketten etkilenen illerimiz ivedilikle afet bölgesi ilan edilmeli, gerekli zarar tespit ve telafi çalışmaları gecikmeksizin yapılmalıdır. Zira, birçok ilimizde tarımsal üretim sezonu neredeyse başlamadan bitmiştir. Bunun manası şudur; gerekli tedbirler alınmazsa, zararlar telafi edilmezse halihazırda yüksek olan gıda enflasyonu ne yazık ki daha da yükselecektir. Tarım ve Orman Bakanlığımız derhal ilave destekler açıklamalıdır. Zarar gördüğü tespit edilen üreticilerimize şartlarına bakılmaksızın destek sağlanmalıdır.. Türkiye’nin üretim özgürlüğünü kısıtlayacak bu düzenlemeyi kabul etmeyin, bu kanun teklifini derhal geri çekin. İklim Kanunu, içerik bakımından iklimden çok sermaye ve sömürü ile ilişkilidir. Tarım ve hayvancılığı doğrudan etkileyecek bir kanun teklifidir ancak, Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu’nda konuşulmadan genel kurula getirilmiştir. Konudan etkilenecek paydaşların görüşü alınmamıştır, çiftçiler, üreticiler ve sivil toplum kuruluşları sürece dahil edilmemiştir. Kamuoyunun bunca tepkisine rağmen, bu kanunu meclise getirenler konu ile ilgili en ufak bir açıklama yapmamıştır. Neresinden bakarsanız bakın, problemli bir süreç yürütülmüştür. Adeta yangından mal kaçırır gibi, kanun teklifi meclise getirilmiş ve meclisten geçirilmeye çalışılıyor. Türkiye’nin geleceği Avrupa’dan alınan fonlar karşılığında ipotek edilemez. Türkiye’nin üretim özgürlüğüne, kalkınma hakkına pranga vurulamaz. Dünyadaki kirlilikten şikâyet ediliyorsa, evvela dünyayı kirleten dev devletler ve çok uluslu şirketler faaliyetlerini sınırlandırmalıdır. Ancak bu yapılmazken, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere dayatılan yükümlülükler elbette kabul edilemez” görüşlerine yer verdi…