Tommiks Yenişehir Sinemasındaydı

Ortaokul başlarıydı , Teksas,Tommiks  okumaya başladım. Bu da bi çeşit.Kitap işte. Kim bulaştırdıydıysa artık  iyi ki bulaştırmış ama , bir zararı olmadı bana, biraz genel kültürümüz gelişti. Kitap olsun da çamurdan olsun. Teksas Tommiks dediğimiz 18. Ve 19. yüzyıllar Amerikası’nda  kovboy yaşamını konu edinen resimli romanlar. Teksas Amerika’da bir eyalet adı. Güneyde, Meksika ile sınır. […]

Ortaokul başlarıydı , Teksas,Tommiks  okumaya başladım. Bu da bi çeşit.Kitap işte.

Kim bulaştırdıydıysa artık  iyi ki bulaştırmış ama , bir zararı olmadı bana, biraz genel kültürümüz gelişti. Kitap olsun da çamurdan olsun.

Teksas Tommiks dediğimiz 18. Ve 19. yüzyıllar Amerikası’nda  kovboy yaşamını konu edinen resimli romanlar.

Teksas Amerika’da bir eyalet adı. Güneyde, Meksika ile sınır.  Ama bu resimli romanda geçen olayların Teksasla alakası yok .Bunu,kitaplarda  denk geldiğim bir karakterin ( Avukat Connoly)  Boston’da yaşamasından çıkarıyorum. Boston Massachusetts eyaletinde ve Teksas eyaletine 3000 km uzakta.

 (Boston deyince  bu şehirde 5000 tane laboratuar varmış ilaç çalışması yapan. Bu ayrı bir konu.Bostandan aklımızda kalsın,baston da olur)

 Avukat Connoly sık sık milis kuvveti avcılarla ve avcıların yenilmez kahramanı Çelik Blekle görüşür,talimat verirdi. Hedef kırmızı urbalı denen işgalci İngilizler.

Bu çizgi romanları İtalyanlar yaratmış.Bunu   şimdi öğrendim. Google’dan.

Gelmiş geçmiş en iyi kovboy filmi “İyi,kötü,çirkin” de İtalyan kökenli.

Tommiks’de ufak tefek ama çok yetenekli bir yüzbaşının maceraları anlatılır.Nevada rançeri .Rançer, devriye görevi yapan asker demek. Tommiks, kale komutanının çilli kızı Suzi ile kırıştırıyor. Bebek yüzlü Tommiks.Saçlarını ortadan ayırır.

Her kitap bir macera.

Bunların dışında şekil değiştirebilen, kılıktan kılığa  giren Tom Braks vardı. Bu da bir kovboy. Tuvalete girer ,çantasında  balmumu  gibi bir şeyler  taşıyor olacak ki  ağzına ,yüzüne,burnuna bir şeyler yapıştırır, tanınmaz olur, suçluları yakalardı  falan.

Zagor, Geronimo, Kit  gibi daha niceleri.

 Haa Yüzbaşı Volkan.Bizim kahraman pilot. Rus pilot Olgayı Nato-Varşova paktı  atış yarışmalarında  mağlup eder sonra da  arkadaş olurlardı, arkadaşlığı ilerlerdi hem de epey. Kazanan Volkan .

Gordon ve Mandrake  gibi  fantastik birkaç tür ise pek tutulmazdı. Gordon ve Mandrake eline geçerse bir daha elinden çıkarması zor olurdu.

Gordon, uzayda geçiyordu  herhalde, Mandrake de bir sihirbaz. Ayhan Işık’a benziyordu çizimi.

Bu kitapları  ikinci el alırdık üç beş kuruşa , değiş tokuş yapardık.

 Karabük’te takas yeri Yenişehir sineması idi. Film başında ve sonunda ama daha çok 15 dk arada karşılıklı herkes zulasındaki kitapları çıkarır, takasını yapardı.Okunmamış yeni çizgi romanlarla evimizin yolunu tutardık. Bu iş rutine binmişti. Filme verecek paramız olmadığında dışarıda  filmin bitmesini beklerdik.

Sırf Teksas-Tommiks takası yapayım diye  birçok aptal filme para vermişliğim de vardır. Bir tanesi aklımdan çıkmadı: “Denizlerin Tanrısı”. Filmin adı buydu. Bulamadım Google’da.

Deniz altında yaşayan dinozor benzeri bir yaratık  denizde yüzenleri,gemi yolcularını  falan yiyordu, böyle salak bir film. Korku filmlerini de hiç sevmem halbuki.

Abim kitapları eve sokmama  izin vermezdi. Kitaplar ardiye gibi kullandığımız küçük evde gizli yerlerde saklanırdı.

Abimin tezi Teksas Tommiks gibi kitapların Amerikan emperyalizmine hizmet ettiği idi..

 Bu kitaplara  takılmam evde biraz  rahatsızlık kaynağı oluyordu. Ben de bana bisiklet alırsanız bırakırım diye söz verdim. Orta 2’yi bitirdiğim yaz 5bin tl ye bana ikinci el bisiklet alındı.  Acente bisiklet 20 bin tl. Sıfır bisiklete acente derdik.

Söz verdiğim gibi elimde kalan son Teksas Tommiksleri (toplam 13 tane) mahalleden  bunları değiş-tokuş yaptığımız  bir arkadaşa  verdim.Bisiklet sevincine para da almadım.

 Benden 2-3 yaş büyük o komşi şu anda bir işadamı.

Bi daha da Teksas Tommiks okumadım. 1982 Eylül’ü idi.

Isparta’da askerliğim sırasında  bir öğle yemeğinde bu kitaplardan konu açıldı. Enfeksiyon hastalıkları uzmanı bir yüzbaşı vardı. Bu kitapları  yemiş yutmuş.Meraklısıymış.

“Ben de biraz bilirim”dedim.

Yemekte  bir düzine subay, doktor huzurunda bu kitaplarla ilgili  bilgi atışması yaptık.

 Ben ona Zagorun  Çikosu , kısa  boylu şişko arkadaşının  gerçek adını sordum. Çiko  Meksikalıydı ve uzunca  bir ismi vardı 3-4 kelime. Yüzbaşımız bunu çat çat söyledi. Herkesin ağzı açık kaldı.

 Sonra o da bana sordu. “Apaçiler Amerikanın hangi eyaletindeymişler “

Bilmiyordum. Ama Amerikan eyaletlerini biliyordum. Adamların 52 eyaleti var. Kuzeyde, güneyde,  doğuda batıda ve   Alaska ve Hawai. Apaçiler , ortada  batıya doğru bir eyalette yaşıyor olmalı. Kuzey Dakota  diye salladım. Doğruymuş. O da bana hayran hayran baktı. Çaktırmadım.

Başka da soru sormadık.

Yenişehir’de yürürken rotanın ortasında hep Yenişehir sineması olur.

Bir gidişte ve bir dönüşte iki defa yanından geçerim.

Yanık bıraktın beni
Türbede bir mum gibi
Eriyorum diyorum
Sana şaka geliyor

Kapattın bir zindana
Ebedi mahkum gibi
Çürüyorum diyorum
Sana şaka geliyor

 Cemal Safinin şiiri bu.

Tüm unutulmuşlar adına , canlı-cansız farketmez,

Exit mobile version