CHP Karabük İl Başkanı Vedat Yaşar, Karabük Gündem gazetemizde bu hafta manşete taşınan haber sonrası yazılı bir açıklama yaparak, “İlimizi ve ilimizde yaşayan tüm halkımızı yakından ilgilendiren çok önemli olarak gördüğümüz bir konu var. Siz bazı basın mensubu arkadaşlarımızın da yakından takip ettiği ve gündeme taşımaya çalıştığı konu ÇEVRE ve maden aranması.. Dolayısıyla bölgemizi ve bölgemiz insanını çok yakından ilgilendiren bu olay Maden arama ruhsatı ile ilgili.” diyerek Safranbolu da yaklaşık 2530 hektar, Eflani de l500 hektar ayrıca merkezde de büyük bir alanda maden arama izni için 7 Nisan’da ihaleye çıkılacağı konusunda bilgiler verdi
Yaşar, “Arama izni için ihaleye çıkılacak alan yaklaşık 5000 futbol sahası büyüklüğünde bir alandan bahsediliyor. Aranacak olan bu maden 4.grup maden arama iznini içermekte olup bu da Metal madeni ile ilgili bir arama iznidir. Ancak şunu da hemen belirtelim ki bu sadece bakırla kalmayıp ALTIN madenini de içermektedir” dedi
Altın arama işlemlerinin SİYANÜR’le yapıldığına dikkat çeken Vedat Yaşar, ” Bu durumun bölge , insanımız ve doğa için ne kadar tehlikeli olduğu malumunuzdur. Maden arama için ihaleye çıkılacak bölgeler hem yaşam hem de turizm alanlarına çok yakın bölgelerdir. Zaten Karabük’ün en uzak mesafesi 50-60 Km. mesafedeki yerlerdir. Kent merkezleri ve yaşam alanları içinde sayılabilecek bölgelerdir. Bu bölgelerde yalnızca ağaç kesimi ile kalınmayacağı ,su kaynaklarının kirlenmesine, toprağın ağır metallerle zehirlenmesine ve eko sistemin geri dönülmez bir biçimde zarar görmesine neden olacağı muhakkaktır.” ifadelerine yer verdi
Yaşar açıklamasını şöyle sonlandırdı, “Ayrıca turizm bölgesi olan Safranbolu ve turizm açısından canlanmakta olan Eflani bölgemizi de olumsuz şekilde etkileyeceği muhakkaktır. KARABÜK Cumhuriyet Halk Partisi olarak doğanın ve yaşam alanlarının günümüz ve geleceğimiz için ne kadar önemli olduğunun ve koruma sorumluluğumuzun bilinci içindeyiz. Bu bağlamda gelmekte ve çok yakınımızda oluşacak bu tehlikenin karşısında STK’lar, akademisyenler, çiftçiler, turizmciler ve çevre dostları birlikte hareket etmelidir. Biz bu konunun takipçisi olacağız ve oluşacak platformda da desteğimizi esirgemeyeceğiz. Karabük’ümüzün doğasının rant uğruna talan edilmesine izin vermeyeceğiz. Hukuki süreçler de dahil olmak üzere her türlü meşru ve demokratik haklarımızı kullanarak mücadelenin içinde olacağız.”