2008 Yılında Çocuk Esirgeme Kurumunda yaşanan
skandalın sorumluları zamanın Valisi İzzettin Küçük
tarafından huzurevine atamalarının yapılması gündemde
şok etkisi yaratmıştı….
Karabük’te Çocuk Esirgeme Kurumunda yaşanan şok olaylar tüm ülkede gündem yaratmış, konu defalarca gündemi meşgul etmişti. Kurumlar arası ve Gazetecilere açılan davalar, mahkemeler, sonunda yaşananlar kamuoyunda da sıkı bir takibe alınmıştı.
CNN Türk Süleyman Arıoğlu’nun haberi Karabük’te
gereken tepkiyi gördü mü?
Habere göre ; “Karabük’te 2008’de bir çocuk yurdundaki tecavüz olayı nedeniyle infazı ertelenen 2 yıl hapis cezası alan iki memur, aksi yöndeki mahkeme kararına rağmen, Yücel Huzurevi’ne müdür vekili ve müdür yardımcısı vekili olarak atandı. Huzurevi atamanın ardından bir buçuk yıl içinde huzursuzluk evine dönüştü. Yaşlılara ve bazı çalışanlara yönelik ayrımcılık, baskı, tehdit iddiaları ve uygulamalar F Tipi hapishanelerde uygulanan metotlar ile neredeyse tıpatıp aynı.”
Dünün kararları kamuoyunun tepkilerine rağmen ama siyasetin baskısı ama delil yetersizlikleri bugünün uygulaması ile devam mı ediyor..
İşte Ulusal Basında Yer Alan Haber ve Detayları…
İl genelinde kamu kurumları başına Emekli atamaları sonrası yaşanan bir çok olumsuzluklar, özellikle yatırımlarda yaşanan sıkıntılar, Karabük’te iktidar siyasetini bir çok kez mağlup duruma düşürmesine rağmen olayları tahlil edemeyen ve Kamu yararına olacak gelişmelerden çok kişi yararına ,atamalar ile yürütme bölgede bir çok sıkıntıları beraber getirmiş olmasına karşın eksik yada kamuoyunun tepkili olduğu kararlarda ki ısrarcılık halen devam etmesine bir anlam verilemiyor..
İşte son örneği, Huzurevinde yaşanan olayların son bir ay içerisinde hem yerel basın içinde hem de kamuoyunda sürekli gündemi meşgul ederken Karabük’ün yetkili birimleri yada siyasiler “Orada neler Oluyor” demiyor…
CNN Türk’de Süleyman Arıkoğlu’nun; Karabük Huzurevinde Yaşlılara ve bazı Çalışanlara yönelik ayrımcılık, baskı, tehdit iddiaları ve uygulamaları konu alan haber gündeme bomba gibi düştü.
Karabük’te bulunan Yücel Huzurevi’nde yaşananlar, kurumun taşıdığı “huzur evi” adını sorgulatır nitelikte olduğu sorgulanırken, kafasını kuma gömen siyasiler ve yetkili birimler bu acı tablonun faturasını nasıl ödeyecekler diye soran Vatandaşlar, her yerde bir huzursuzluk var ve ne oluyor diyen yok diyorlar..
Karabük Huzurevi Yine Gündemde
Huzurevinde kalan yaşlılara ve taşeron firma çalışanlarına yönelik baskı, tehdit ve yaşlılar ile çalışanların bazılarının kurum müdürü ve yardımcıları tarafından himaye edilerek, diğerlerine karşı kışkırtıldığı iddiaları, fiili saldırılara kadar varan olaylara neden oldu. Yaşlılara yönelik kötü muamele, yemek tedariki yapılan firmalar ile ilişkilere dair iddialar ve kuruma hakim olan baskıcı atmosfer iki yıl önce yönetimin değişmesiyle başladı.
Safronbolu’da bulunan Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağlı yuvada zihinsel engelli bir çocuğa 2008 yılında tecavüz edilmesi sonucu yargılananlar arasında kurumun iki memuru da vardı. Bu memurlar, Mustafa D. ve Mustafa K.’dı.
Adı geçen memurlar, yasalara aykırı şekilde kuruma getirdikleri doktor tarafından tecavüze uğrayan çocuğa genital muayene yaptırmış ve sonrasında da doktorun tecavüzü kanıtlayan raporunu, savcılık ve kolluk güçlerinden saklamıştı.
Bu nedenle yargılanan memurlar , 2 yıl hapis cezasına çarptırıldı ve haklarında bir de atanmadan yoksun bırakılması kararı verildi.
Ancak, mahkemenin bu kararına rağmen bu iki memur Karabük Valiliği tarafından 26 Haziran 2012′de Yücel Huzurevi’ne Müdür vekili ve Müdür yardımcısı vekili olarak atandı.
Bu iki ismin kuruma atanmasıyla birlikte Yücel Huzurevi’nin de huzur evi olma sıfatı sorgulanır hale geldi. Yaşlıları birbirinden tecrit edildi ve sosyal ilişkiler azaltıldı
Şok iddialara göre, Kuruma atanır atanmaz bir takım düzenlemelere girişen idari mekanizma, yaşlıların günlük düzenlerini altüst etmesi ve aralarındaki sosyalleşmeyi minimuma indirmesi ile yaşanırken,daha önce yemekhanede birlikte yemekler, kurum müdürünün emriyle huzurevi sakinlerinin kaldıkları katta ve odalarında yemek yemeye başladıkları, yemeğe inmeyi hem sosyalleşme hem de bir egzersiz olarak gören sakinlerin birçoğunun da hareketsiz kalmasına, aralarındaki arkadaşlık ilişkilerinin giderek azalmasına ve katlar ile odalarda da hijyen koşullarının kötüleşmesine yol açtığı ifade ediliyor.
Huzurevi sakinlerine göre ortaklaşa yürüttükleri, “sigara bırakma, israfı önleme, kitap okuma” gibi çalışmaların da bittiği bu arada personel arasında da ayrımcı uygulamalara başlatıldığı, bazı personeli kayrıldığı ve aralarındaki bazı tür ilişkilere göz yumulduğu iddiaları da gündemde şok etkisi yarattı.
Huzurevindeki bir uygulama ise bir süre sonra yaşlıların yoğun şikayetine neden oldu. Atama Müdürün göreve başlamasından sonraki bir buçuk yıl içinde birkaç kez yemek tedarik eden firma değiştirildi ve gelinen noktada öncekinin aksine yaşlılar yemeklerin niteliğinden ve miktarından şikayetçi hale geldiği, etli yemekler ve bazı besin değeri yüksek sebzeler, maliyetleri yüksek olduğu gerekçesiyle listeden çıkartıldığı, bazı yemek ve tatlıların ise porsiyonları da listede yazılı olduğu miktarın altında altında servis edilmeye başladığı basında yer aldı.
Devletin Koyduğu Diyetisyen Zorunluluğu Yine Bir Devlet Kurumunda Çiğneniyor…
Huzurevinde yemek listelerini bir hemşire hazırlıyor iddiası ise tam bir komedi olarak basına yansıyan başka bir konu olarak gündeme düşerken, çoğu sağlık problemi yaşayan yaşlıların öğünlerinin, yasa ve yönetmelikler gereği bir diyetisyen tarafından belirlenmesi zorunluyken, bu liste diyetisyen yerine kurumda görev yapan bir hemşire ile aşçı tarafından hazırlanmasına bir anlam verilemedi.
“Beğenmiyorsanız zıkkımın kökünü yiyin”
Yaşlıların bu konudaki başvuru ve şikayetleri de Huzurevi vekil müdürü ve yardımcıları tarafından dikkate alınmadı. Şikayet eden yaşlılar da hakarete maruz kaldı. İddiaya göre, Müdür, şikayet eden yaşlılara, “Beğenmiyorsanız zıkkımın kökünü yiyin” şeklinde ifadeler kullanarak daha da kırıcı oluyor.
Yaşlıların 1 yılı aşkın süredir TV’leri yok!
Bir yılı aşkın bir süre, “uydu alıcısının arızalı” olduğu gerekçesiyle yaşlılar TV de izleyemiyor diyenler, TV alıcısının tamir edilmesi ve yaşlıların birbirinden bağımsız kanalları izleyebilmesine olanak sağlayan bir sistem kurulma talebi,yine idarece ret edilirken İdarecilerin odalarında bütün yayınları birbirlerinden bağımsız bir şekilde izleyebilmelerine olanak tanıyan TV alıcıları bulunmakta olduğunu iddia ediyorlar..
Taşeron işçilere: “900 liralık kölesiniz”
Müdürün, kurumda çalışan taşeron işçilere yönelik davranışları da kamuoyuna ve Karabük’teki yerel basına yansıdı.
İddiaya göre, huzurevinde çalışan ve kendilerine “900 liralık köleler” diye hitap ettiği taşeron işçilere, işe girişte “iş ahlakına uymayan kanunsuz davranışlarda bulundukları” yönünde bir bildirim imzalatarak, ileride buna dayanarak tazminatsız olarak işten çıkarılacaklar.
Yaşlıları diğerlerine karşı kışkırtma mahkemede son buldu
Huzurevinde şikayetlere neden olan uygulamaları bunlarla da sınırlı değildi.
Yine İddialara göre Müdürün, yaşlılar arasında himaye ettiği bazı kişiler tarafından ‘ Kötü uygulamalarından şikayetçi olan diğer yaşlılara’ hakaret, sataşma ve saldırılar yapıldığı, hatta bir kişinin alnına bardak atıldığı, bir diğerine de yumruklu saldırıda bulunulduğu belirtiliyor. Bu olaylardan biri Karabük Cumhuriyet Savcılığı’na yansıdığı, İdarenin himaye ettiği ve kışkırttığı ileri sürülen bu yaşlılardan “Y.G. hakkında”, bir diğer yaşlıya saldırarak, “kasten yaralamaktan” kamu davası sonucu ceza aldığı belirtildi.
Neden Bu Denli Şikayete MÜFETTİŞ YOK..!
İdarenin bu uygulamaları sonunda bazı yaşlılar tarafından Karabük Valiliğine, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na ve hatta Cumhurbaşkanlığı’na bile şikayet edildiği belirtilirken, daha önce çalıştığı kurumda engelli bir çocuğun tecavüze uğradığı olayda hüküm giyen ve hakkındaki “atama yapılmaması” kararına rağmen bu kurumda göreve getirilen idarecilere yönelik tüm bu şikayetlere rağmen teftiş kurulunca bağımsız bir müfettiş yada Başbakanlıkça bir müfettiş, incelemesi yapılmaması ise manidar bulundu..
Mağdur olan yaşlıya ceza verildi
Karabük Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü iddialarla ilgili bir kişiyi inceleme ile görevlendirdi, bunun sonucunda da şikayette bulunan yaşlılardan birine “uyarıda” bulunulması kararı verildi.
Huzurevinin bağlı olduğu il müdürlüğünün kararı üzerine Huzurevi Disiplin Kurulu toplandı ve şikayette bulunan yaşlıya uyarı cezası verdi.