Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

100.YIL ETKİNLİKLERİNDE AFAD’IN FARKINDALIK YARATAN ÇALIŞTAYI

Karabük Valiliği öncülüğünde, AFAD

Karabük Valiliği öncülüğünde, AFAD Karabük İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü, Yıldız Teknik Üniversitesi, Kastamonu Üniversitesi iş birliği ve Karabük Üniversitesinin ev sahipliğinde “Türkiye’nin 100 Yıllık Afet Değerlendirme Çalıştayı” gerçekleşti. 

Karabük Üniversitesi 15 Temmuz Şehitler Konferans Salonunda Türkiye Yüzyılı kapsamında düzenlenen “Türkiye’nin 100 Yıllık Afet Değerlendirme Çalıştayı”na Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, Vali Yardımcısı Muhittin Gürel, KBÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Hasan Solmaz, Prof. Dr. Elif Çepni ve Prof. Dr. İsmail Rakıp Karaş ile Genel Sekreter Lütfü Köm, Kastamonu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kasım Yenigün, Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, AFAD İl Müdürü Gazanfer Erbay, kurum müdürleri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. 

Türkiye’nin 100 Yıllık Afet Değerlendirme Çalıştayı açılış oturumunda konuşan Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, “Ülkemiz ve ilimiz adına böyle bir toplantıya ev sahipliği yapmaktan memnuniyet duyuyorum. Türkiye coğrafyasında pek çok afet türü tarih boyunca sıkça yaşanmıştır ve bundan sonra da yaşanacağını öngörüyoruz. Deprem, toprak kayması, sel felaketi, çığ düşmesi gibi birçok doğa kaynaklı afetlerin yanı sıra stratejik ve jeopolitik konumumuz nedeniyle yakın bölgemizdeki savaşlar, olağan dışı göçler, insan kaynaklı ihmaller ve terörden kaynaklanan sabotajlar nedeniyle de afetlerin yaşandığını gözlemliyoruz. Bu nedenle afet öncesi alınacak tedbirler ve afet sonrasındaki ilk müdahale ve süreç yönetimi giderek daha önemli bir hale geliyor. Son yüzyılda yaşanan afetler, afetlere karşı alınan tedbirlerle bugüne kadar elde ettiğimiz tecrübeler, afet yönetiminin tek bir merkezden yapılmasını elzem kılmıştır. Bu doğrultuda afetle ilgili kurumlar birleştirilerek 2009 yılında kısa adı AFAD olan Afet ve Acil Yardım Yönetimi Başkanlığı kurulmuştur. 2018’de yayınlanan kararnameyle AFAD, İçişleri Bakanlığına bağlı olarak saha hizmetlerine devam etmektedir. Bu bir çatı kurum olarak AFAD, ilgili bütün kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonun sağlanması, yurt içinde ve yurt dışında insani yardım operasyonlarının yapılması ve koordine edilmesi ile bu konularda politika önerilerinin geliştirilmesini hedeflemektedir. Afet ve afetlere önleyici tedbirlerin alınmasında, yeni toplu konut ve yerleşim bölgelerinin belirlenmesinde, üniversitelerin inşaat mühendisliği, çevre mühendisliği, jeoloji ve jeofizik mühendisliği ve benzeri anabilim dallarının katkıları mutlaka çok önemlidir. Bugün burada katkılarını sunacak olan Yıldız Teknik Üniversitesi, Kastamonu Üniversitesi ve Karabük Üniversitesinin kıymetli hocalarına şimdiden teşekkür ediyorum. Kıymetli hocalarımızın katkılarıyla Çalıştayımızdan daha verimli sonuçlar alınmasını temenni ediyorum” dedi. 

Türkiye’nin yüksek riskli ülkeler arasında küresel risk endeksinde 191 ülke arasında 45. sırada yer aldığını belirten KBÜ Rektörü Kırışık, “Afet riskini azaltmak tüm kamu kurum ve kuruluşların yanı sıra vatandaşlarımızın da öncelikli ödevi olmalı. Nasreddin hocamızın tavsiyesi doğrultusunda henüz afet yaşanmadan önlemleri almak son derece önem arz etmektedir. Çalıştay kapsamında beyin fırtınası yapılacak ve bir sonuca bağlanacak konuları kendi penceremden sizlere de hatırlatmak istiyorum. Deprem, sel felaketi ve benzeri doğal afetler öncesi alınacak tedbirler kapsamında yapı stoku envanterinin son ve en güncel halinin alması, kentsel dönüşüm bölgelerinin belirlenmesi, devam eden ve yeni başlayacak olan kentsel dönüşüm projelerinin ülkemizin imkanları doğrultusunda tamamlanması, fay hatları üzerindeki yerleşimlerin yeniden gözden geçirilmesi, belediyelerin ruhsatlandırma görevlerini en titiz şekilde yerine getirmesi, yapı denetimlerinin yasalara uygun şekilde yapılması, ağaçlandırma çalışmalarının hem artırılması hem de gözden geçirilmesi, dere yataklarının ıslah edilmesi, depreme dayanıklı inşaat malzemesi ve bina modellerinin geliştirilmesi, anaokuldan üniversiteye afet anında korunma ve sonrası ilk yardım eğitimlerinin bütün öğrencilere verilmesi ve bu eğitimlerin güncel tutulması sayılabilir. Bu esnada kamu politikaları analizi alanında çalışma yapan bir akademisyen olarak bizim de afetlerle ilgili ortaya koymak istediğimiz belli yaklaşımlar bulunmaktadır” ifadelerini kullandı. 

KBÜ Rektörü Kırışık, afetlerin öğretici etkilerinin olduğunu aktararak, sözlerini şu şekilde sürdürdü: 

“Her bir afet afetle ilgili bize nasıl davranmamız gerektiğine yönelik belli sırlar veriyor. Bu anlamda 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerin bize gösterdiği önemli bir sır olarak, afetlerin merkez alınarak ulaşım problemleri ortaya çıkabileceği öngörülerek her il ve ilçe merkezinde oluşturulması, önemli bir veri olarak ortaya çıkmıştır. Bunun dışında depreme, yangına ve diğer felaketlere hazırlıklı bir şekilde oluşturulacak binalarla kent merkezlerinde afete hazırlık ve afet sonrası acil müdahale yapılması, bizim için önemli bir öğretici etki olarak ortaya çıkmaktadır. Bunun dışında felaketlerden öğrendiğimiz en önemli konulardan bir tanesi apartman türü yapılaşmaların felaketler kapsamında oldukça yıkıcı, zarar verici etkilerinin olduğunu gözlemliyoruz. Dolayısıyla bu noktada gelişmiş ülkeleri değerlendirdiğimizde Amerika Birleşik Devletleri’nde yapı stokunun yüzde 83’ü tek katlı ya da iki katlı müstakil bahçeli evler şeklinde ortaya çıkmaktadır. İngiltere’de bu oran yüzde 79 olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye coğrafyasına baktığımızda sadece yüzde 1.02’si insan yerleşim alanı olan yüzde 98.98’i yani yüzde 99’u insan yerleşim alanı olmayan bir coğrafyada bulunmaktayız. Amerika’da, İngiltere’de batılı ülkelerde olduğu gibi daha müstakil, bahçeli evler şeklinde bir oluşumun, kentsel yerleşimin düzenlenmesi, afetlere karşı güvenilirliğin sağlanmasında faydalı olacağını düşünmekteyim. Hocalarımız bu konuda uzman olarak çalışıyor, emek veriyorlar ama kamu politikaları geniş bir alan. Her fikre, her katkıya, her desteğe beyin fırtınası kapsamında mutlaka ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Ben de kendi sahamda, inceleme yaptığım bütün sahalarda her fikre, her katkıya büyük değer ve önem addediyorum. Bu görüş ve önerileri mutlaka dikkate alarak çalışmalarımı planlıyorum. Pek çok şey afetlerle ilgili söylenebilir, ifade edilebilir ama burada en çok yapmamız gereken; beyin fırtınasını kapsamlı bir şekilde uygulamanın, çok fazla kişiyle bu alanda istişarelerde bulunmanın ve bu istişareler sonucunda ortaya çıkan fikirleri değerlendirmenin son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Bu noktada en önemli noktalardan bir tanesi de afetlere bilim katmanın son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Her bir afet, bilimsel olarak detaylı bir şekilde analiz edilmesi gereken, değerlendirilmesi gereken ve sonuçlarında bilimsel olarak çözümler üretilmesi gereken önemli bir olgu olarak karşımızda duruyor. Her alanda detaylı olarak bilimsel çalışmaların yapılması önemli bir önceliğimiz olmalı. Bilimsel çalışmaları yaparken parçacı bir yaklaşımla değil de bütünsel bir yaklaşımla bütün afetleri kapsayan ve afet politikalarının oluşturulması noktasında Türkiye çapında, dünya çapında bir afet politikası oluşturulması ihtiyacı dikkatimizi çekmektedir. Gördüğümüz gibi hepimizin üzerine çok büyük görevler düşüyor. Yaşadığımız afetler sonrasında milli bilincimizin en üst seviyede olması, yardımlaşma ve yaraları sarma konusunda göstermiş olduğumuz olağanüstü çaba gerçekten takdire şayandır. Milletimizin bir aile kültürü içerisinde, her birinin diğer ferdinin yaşadığı sorunu kendi sorunu imiş gibi sahiplenmesi gerçekten bizim açımızdan son derece kıymetli bir değer olarak, milletimizin değerleri olarak ortaya çıkıyor. Gönül ister ki hiçbir afet yaşamayalım, ancak yaşadığımız coğrafya itibarıyla hudutta nöbet bekleyen Mehmetçik gibi her an tetikte olmalıyız. Afetlere her an hazırlıklı olmalıyız. Afet anında oluşacak hasarı ve insan kaybını en az seviyeye indirip afet sonrasındaki organizasyonumuzu da en mükemmel hale getirmeliyiz. Türkiye Yüzyılında bunu başarabileceğimizden kuşku duymuyorum. Devletimizin gücü ve imkanları, milletimizin dinamizmi ve yeni bir neslin öğrenme kabiliyeti bunu başarmaya kolaylıkla yetecektir. Karabük Valiliğimizin öncülüğünde gerçekleşen çalıştayımıza iştirak eden İçişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı gibi bakanlarımıza, kurumlarımıza, kurumlarımızın yetkililerine ve benzeri tüm paydaş kurum ve kuruluşların yetkililerine teşekkür ediyorum. Çalıştayımızın, devletimiz, milletimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Bugün de bundan sonraki çalışmalarımızda üstün muvaffakiyetler diliyor, teşekkür ediyorum.” 

AFAD İl Müdürü Gazanfer Erbay, “Türkiye’nin 100 Yıllık Afet Değerlendirme Çalıştayı’na hoş geldiniz. Birkaç gün sonra Türkiye Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutlayacağız. 100 yıl oldu, Türkiye’nin 100. Yıl kutlama etkinlikleri kapsamında da Valiliğimizce 100. Yılda 100 etkinlik düzenleniyor. Bu etkinliklerden biri de bugün yapacağımız Türkiye’nin 100 Yıllık Afet Değerlendirme Çalıştayı. Türkiye Cumhuriyetimiz 100 yaşında ama bu yüzyılda birçok afetler geçirdik. Türkiye Cumhuriyeti’nin afetlerle imtihanı çok çetin oldu. Birçok afet geçirdik, birçok vatandaşımız hayatını kaybetti. Hiçbir doğa kaynaklı veya insan kaynaklı tehlike zarar vermeden afete dönüşmez. Afet olması için mutlaka bir zarar görme lazım. Bu tehlikelerin afet haline dönüşmesini engellemek için bu tehlikeleri bileceğiz, bu tehlikelerden kendimizi koruyacağız. Türkiye’de kriz yönetiminde yani afet sonrası çalışmalarda müdahale ve iyileştirme çalışmalarında başarılıyız ama afet öncesi risk yönetiminde bilhassa zarar azaltma çalışmalarında fazla başarılı olduğumuz söylenemez. Çünkü doğa kaynaklı tehlikeler ve insan kaynaklı tehlikeler Türkiye’de çok fazla zarar veriyor. İnşallah bizler de bu çalıştayla bu tehlikeleri tanıyacağız, bilinçleneceğiz, bu tehlikelerin bizlere zarar vermesini önleyeceğiz” diye konuştu. 

Türkiye’nin 100 Yıllık Afet Değerlendirme Çalıştayı açılış konuşmalarının ardından, Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy’un “Türkiye’nin 100 Yıllık Deprem Tarihi”, Kastamonu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kasım Yenigün’ün “Son 100 Yılda Meydana Gelen Hidrometeorolojik Afetler ve Çıkarılacak Dersler”, Karabük Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Kasım Yılmaz’ın “Türkiye’de Afet Yönetimi Açısından Yangınlar Genel Değerlendirme”, Karabük İl Afet ve Acil Durum Müdürü Dr. Gazenfer Erbay’ın “Karabük’ün Afetsellik Değerlendirmesi”, Karabük Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Hasan Öztürk’ün “Karabük İlinde Kentsel Dönüşüm Uygulamaları ve Yapı Denetim Faaliyetleri” başlıkları üzerinde Türkiye’nin 100 Yıllık Afet Değerlendirmesinde bulunmasıyla sona erdi. 

Web Tasarım & SEO: Best4SEO