Of..Of..Offff Atilla Türker HABERTÜRK’TE Yine Karabüksporu ve dönen İNDİRAGANDİYİ Yazdı.
Türker” CUMHURİYET SAVCILIĞI DİLERİM
EL KOYAR” Dedi..
İşte 30 Nisan tarihli HABER TÜRK gazetesinde Atilla Türker’in yazısından bazı kesitler…
Lütfen, bugün bir HABERTÜRK almayı unutmayın…
AYLARDIR… İstisnasız her hafta yazıyorum.“Piyasadaki bazı cambaz menajerler, bazı taklacı yöneticilerle el ele vererek… Kulüplerin içini boşaltıyorlar.”
Geçen hafta… Yine bu köşede… Şu ifadelere yer verdim:
– Karabükspor’un 3.5 ay önce aldığı Miranda Kuca için kucak dolusu para ödendi. Ne kadar mı? Bonservis ücreti olarak tam 1 milyon 600 bin Euro… Yıllık ücret olarak da futbolcuya 800 bin Euro… Fakat ne yazık ki… Kurtarıcı olarak alınan 26 yaşındaki bu futbolcu tam bir bomba çıktı. Zaten parlak bir maziye sahip değildi. Portekiz’de son yarım sezon haricinde hep alt liglerde oynadı. Halen Karabükspor’da da yedek kalıyor. Lig maçlarında sadece 2 maçta toplam 74 dakika forma giyebildi. Öyle ki, teknik direktör Yılmaz Vural, bu futbolcuyu U-21 maçına gönderdi…”
Şu çarpıcı ifadeleri de kullandım:
– “Karabükspor’un kasasından bonservis ücreti olarak tam 1 milyon 600 bin Euro çıkmış gözükse de… Futbolcunun transfer edildiği Portekiz’in Estoril Kulübü’nün kasasına sadece 200-300 bin Euro girdiği iddia ediliyor. Zaten futbolcunun piyasası buydu. Haliyle… Çok önemli bir kesim tarafından sürekli dile getirilen, çeşitli şaibelerin ortadan kalkabilmesi için… Karabükspor Kulübü’nün mevcut belgeleri acilen yayınlaması gerekiyor.”
* * *
Olay bu… Sonra ne mi oldu! Futbolcunun menajerliğini yapan Deniz Türker aradı.
Eskiden spor muhabiri olan Deniz Türker, “Kuca, çok iyi transfer…
Karabükspor’da o dönem görevde bulunan Tolunay Kafkas’ın izlemesi ve istemesi sonucu alındı. Yönetici Murat Yolbulan da istedi.
Ben bu transferden menajerlik ücreti olarak hiçbir şey almadım. Sadece yardım ettim. Evet, bonservis ücreti olarak Karabükspor’un kasasından 1 milyon 600 bin Euro çıktı. Aslında 3 milyon Euro idi. Pazarlıkla indirdik. Yıllık ücreti ise sadece 400 bin Euro… 3.5 yıllık sözleşme imzalandı. Kuca halen geçiş dönemi yaşıyor. Yarınlarda çok iyi olacak” dedi.
Ben de kendisine her ne kadar “Bu nasıl kurtarıcı… Lig bitecek, Karabükspor neredeyse düşecek, Kuca yedek kalıyor. Hiç mi vicdanınız sızlamıyor.
Karabükspor’un 4 milyon Euro’suna yazık değil mi” desem de…
Deniz Türker, toplam paranın sadece 3 milyon Euro olduğunu bildirdi.
Şaka gibi ama aynen böyle… Dandik futbolcu için 3 milyon Euro…
Yani 9 milyon lira… Ortada kapı gibi de 3.5 yıllık sözleşme var.
Ve bu genel çerçevede… Şuna iyice kanaat getirdim…
Güzel ülkemin şaheser menajerleri… Dandik futbolcuları, işbilmez insanlara çok güzel takdim ediyorlar!
* * *
Asıl nokta şuydu elbet: Kuca’nın bonservisi için Karabükspor’un kasasından çıkan para, hem benim, hem de Deniz Türker’in dediği gibi… 1 milyon 600 bin Euro ama…
Ben diyorum ki, hepsi Estoril’e gitmedi, bir bölümü aradaki yamyamlar tarafından indiragandi yapıldı, Deniz Türker ise diyor ki, hepsi Estoril’e gitti.
Deniz Türker’e çok net bir biçimde en az 10 kez şunu söyledim:
– Belgeleri verin, yayımlayayım. Ya da Karabükspor Kulübü kendi internet sitesinden yayınlasın… Şaibenin ortadan kalkması için bunu yapmanız gerekiyor…”Deniz Türker önce “Niye verelim ki” dedi. Sonra “Dur bi bakayım” dedi. Sonra “Versem ne olacak” dedi. Sonra “Sözleşme biraz karışık, bir muhasebecinin bakması gerekir” dedi. Sonra “Sen elindeki belgeleri göster, biz de öyle gösterelim” dedi. Sonra “Bana sorarsan ben vermem” dedi. Sonra “Yarın İstanbul’a gel, öyle verelim” dedi.
Zaten İstanbul’da olduğumu söyleyince, “Ben bugün İstanbul’dan ayrılıyorum. Dönünce vereyim” dedi. “Bugün olmazsa yarın veririm” dedi. “Ama belki de veremem” dedi. Mail adresimi istedi. Gönderdim.
* * *
Deniz Türker, çok ani yakalandığı için kendisini kurtaramadı. Hatta terbiye sınırlarını aşarak şahsıma “Senin hakkında uyduracağım iftirayı medyada yayınlatabilirim. Bunu yapabilecek güce sahibim” dedi.
Sohbetin kötüye gittiğini görünce de “Aramızda geçen konuşmaları gazetende yazmazsın değil mi” dedi. Yazacağımı söyledim.
En sonunda da cep telefonuma mesaj yolladı ve “Karabükspor hiçbir resmi belgesini faks olarak göndermiyor. Ama istersen önümüzdeki çarşamba günü kulübe gelerek benim vasıtamla inceleyebilirsin” dedi. Güldüm… Cevap bile yazmadım.
* * *
Aynı gün… Karabükspor’un resmi sitesinde “Kuca’nın bonservisi için Estoril Kulübü’ne 1 milyon 625 bin Euro ödedik” açıklaması yapıldı.
Yani benim yazdığımdan ve Deniz Türker’in söylediğinden bile 25 bin Euro fazla…
İyi de… Belgeler nerede… Estoril’e yapıldığı öne sürülen ödemenin dekontu nerede… Kuca’nın sözleşmesi nerede!
Benim kaleme aldığım yazı sonrası açıklama yapmak zorunda kalan Karabükspor, belgeleri yayınlamaktan niye kaçındı acaba! Resmi sitede yayımlanan miktar, benim yazdığım ve menajerin bildirdiği ile 3 aşağı 5 yukarı aynı ama… Paranın gittiği adres ya da adresler karanlık. Belirsiz!..Oysa… Karabükspor’un elinde düzgün bir belge olsa… Bu fırsatı kaçırır mıydı hiç! Menajer kaçırır mıydı hiç… 1 dakikalık işti bu.
Benim elimde nasıl bir belge olduğunu bilmedikleri için… Refleks gösteremediler. Çaresiz kaldılar.
Artık geçmiş olsun…
Aradan 1 hafta geçti. Bu saatten sonra üretilebilecek patates baskı paçavralara kim inanır!
Bir temenni ile yazımı bitiriyorum:– Karabükspor’da tüm bu yaşananlara… Cumhuriyet Savcılığı dilerim el koyar.
Kaynak Habertürk Gazetesi..