Geçen hafta Karabük sevdalısı bir güzel insanı daha kaybettik.
Günahlarıyla,sevaplarıyla,yaptıklarıyla,hatalarıyla,kavgalarıyla,eylemleriyle yıkılmayan bir yiğit insan yakalandığı amansız hastalığa yenik düştü.
Elbette her ölüm zamansızdır.her ölüm yüreğimizden bir parça götürür. Can dostum,çocukluk arkadaşım sevgili Osman Nuri Bal’ı uğurladık.
Yazıköy’ün bağlarından üzüm çaldığımız,bahçelerinde dolaştığımız,harmanlarında top oynadığımız çocukluğumun anıları ,kaybolmuş zamanlarında ki köşelerinden bir bir canlanıyor şimdi!…
Oysa seni seven ,seni sayanların son kez köyümün dar sokaklarından geçerek edebi istirahatgahına yerleştirdiklerinde zamansız mevsimlerde gezindi yüreğim…
Sade bir işçiden ,sendika başkanlığına,fanatik bir taraftardan kulüp yöneticiliğine uzanan çizgide;
Zekanın,yaratıcılığın ,umudun ,sevdanın ,kavganın türkülerini gördük onun ruhunda…
137.günlük grevde çok ekmeğimizi paylaşmıştık. O hep ön saflardaydı.
8 kasım eylemlerinde hep ayaktaydı.
Kardemir’i devralırken müteşebbis heyette de o vardı.
Karabükspor’un ilk şampiyonluklarında hep o vardı.
En derin çığlıklar en sessiz atılır.inandığı doğrularda kavgasını vermekten çekinmedi.hayat yaşarken de ,giderken de gitmesini bilenlerle anlam kazanır. Yaşarken de,giderken de kimseye eyvallah demeden çekip gitti.
Sonuçta onun hikayesi kazanmasını bildiği gibi,kaybederek olgunlaşmayı,reddederek kazanmayı bilenlerin hikayesiydi bize bıraktıkları…
Hepimiz hayatta seçimler yaparız.zor olanı onlarla yaşamaktır. O hep yaşadıklarıyla barıştıktı.
Şimdi hayattan teselli ararken eski resimlere sığınıyoruz.
Sevgili arkadaşım gözlerini kapattığında akşamüstü yağmurları başlıyordu.şimdi zamansız mevsimlerin kıyısından yalancı bahar şarkıları mırıldanıyor…
Keşke baksaydın şöyle bir arkana. Ortak türkülerin yol arkadaşları son görevlerini yapıyorlardı sana.
Kimbilir bazılarını aradı gözlerin. Bir zamanlar omuz omuza çarpıştığın , beraber yürüdüğün ,ekmeğini bölüştüğün birçok dostun gelmediğinde, ruhun geçmişle gelecek arasında sıkışıp kaldı belki de…
Gerçek ise kalplerini sevgiye kapayanlar nefrete açmak zorundaydılar. Tarihin onları yargılayacağı ,gönüllerde hapsolacakları idi.
Sevgili Osman, çocukluğumun,köyümün güler yüzlü insanı. Seni OKTAY RIFAT’ın dizeleriyle uğurlamak istiyorum;
Hatıralar dal istiyor
Kuşlar gibi konacak…
Hayata beraber başladığımız
Dostlarla da yollar ayrıldı birer birer..
Gittikçe artıyor yalnızlığım!…
Ruhun şad mekanın cennet olsun.