CAM KIRIKLARI
Ülkemizin ve Karabük’ün en büyük sorunu işsizlik. Gün geçmiyor işyerime “ne iş olsa yaparım abi” diyen bir çok kardeşimiz başvurduğunda çaresizlikler denizinde kayboluyorum.
Geçen gün gelen genç karı-koca iki kardeşimiz “abi hiç olmazsa birimizi kurtar” dediğinde tarifsiz acılar içinde kaldığımı ve vücut dengelerimin bozulduğunu hissettim. Sonra da giderlerken “tok açın halinden ne anlar” dediklerinde sadece susmak zorunda kaldım.
Ah güzel kardeşlerim siz CAM KIRIKLARINI bilir misiniz? Parçalandığında her yanınıza batan… Gözle görülmez ,hasarı bilinmez,kimi zaman teninizin üzerinde sayısız sızılar bırakır.Çoğu da derine batar cam kırıklarının.
Değerli okurlar etrafımız hep cam kırıklarının sızısı, acısı, yarasıyla dolu.Ama en çokta yolu yolumuza,yüreği yüreğimize değenlerin hikayeleri yakar canımızı…
Oysa her hikaye bir daha yaşanmayacak nice öğrenmişliğimiz ile zamanlarımızın arasından kayıp gidiyor… Geriye sadece onca yaşanmışlığın hayatımızdaki izleri kalıyor ve derin çaresizliklerde kayboluyoruz…
Böyle zamanlarda bedenimdeki cam kırıklarını temizleyemiyorum. Yürürken,düşünürken ,okurken,iş yerinde bulunurken ,tenimin her yerinden sızılar saldırıyor;
Karabük caddelerinde başları önünde gezen yüzlerce işsiz geliyor aklıma,
Mahalle kahvelerinde ikinci bir ömür tüketen genç emekliler geliyor aklıma,
Üniversiteyi kazanıp babaları emekli yavrularımızın “Amca ,bana burs verebilir misin “diye iş yerime gelen çocuklarımıza yardım edememenin ezikliğinde sonsuz acılarda kahroluşum geliyor aklıma…
Sevgili okurlar, benim güzel dostlarım.Kendi bedenimi sarmadan sıyırıp geçen her acı içimde fay kırıklarını depreme çeviriyor,paramparça oluyorum.
Sen CAM Kırık’larını bilirmisin kızım!… Şimdi yüreğimin derinliklerinde CAN kırıklarına dönüşen…