Karabük Üniversitesi (KBÜ) ve Türkiye Gençlik Vakfı ortaklığında ‘Nihal Olçok’un Gözünden 15 Temmuz Destanı’ konferansı düzenlendi.
Karabük Üniversitesi Fen Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansa; Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016’da darbe girişimi sırasında, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde eşi Erol Olçok ve oğlu Abdullah Olçok’u kaybeden Nihal Olçok ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Konferansta konuşan Olçok, 19 yılın kendisine öğrettiği çok güzel bir şey olduğunu belirterek “Özellikle siyasal iletişimde kitle dilinde. Aslında sizin ne söylediğiniz önemli değildir, karşınızdakinin ne duymak istediğidir. Biz yatay düzlemde iletişime geçmediğimiz sürece Türkiye bu genç nesli kaybedecek” dedi.
15 Temmuz gecesi eşini ve oğlunu kaybettikten sonra hayatında çok şeyin değiştiğini söyleyen Olçok, “Bir defa hayatta artık 5 kişi değildik fiziki olarak. Ailemdeki insan sayısı ve yaşam biçimi değişti. 2 yıldır aynı masada yemek yemiyoruz. En basitini söylemek gerekirse evde işini bitiren mutfağa gidip tabağını alıyor ve iş başında yemek yiyor. Çünkü biz üçümüz evde bir araya gelip ikisinin gittiğini konuşmadık” ifadelerini kullandı.
“Derdim başkasının Abdullah’ı gitmesin”
FETÖ’nün yapı içerisinde halen bitmediğini düşündüğünü ve bitmediği için siyasi arenada çok büyük etkileri olduğunu ifade eden Olçok, belli bir yaş üzerinden beklentisi olmadığını kaydederek, “45 yaş üstünden beklentim sıfır ve hepsi ile helalleştim. Tekrar burada söylüyorum 45 yaş üstü herkese hakkım helaldir ama gençlere asla helal etmem. Çünkü düşündükleri ve tefekkür ettikleri müddetçe daha fazla bu tip yapıların ve olayların olmasına engel olmak için yeni yeni ilham kapıları açacak Allah size. Abdullah gitti asla da geri gelmez. Benim derdim başkasının Abdullah’ı gitmesin. Türkiye’nin bu makus kaderini kırmak zorundasınız arkadaşlar. Ben yapamadım bu kadarını yapabildim. Yaşadığım sürece bunun mücadelesini vereceğim. Bir daha ne 15 Temmuz ne de 25 olsun” dedi.
“Peygamber ocağına kan damlattılar”
Duruşmalarda yaşanan anlardan birini anlatan Olçok, şunları söyledi: “Askere soruyor avukat, nasıl görmedin bayrak, sela seslerini diye. ‘Ben Arapça bilmiyordum, ne dediğini anlamıyordum’ diyor. Selada muradın ne olduğunu idrak edemeyecek askerlerimiz varmış. Biz de bu vatanı onlara emanet etmişiz. Gerçekten peygamber ocağına kan damlattılar. Bunu silmek sizin boynunuzun borcudur.”
Konuşmanın ardından Nihal Olçok’a Safranbolu evi maketi ve Türk Bayrağı hediye edildi.