Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

AFİFE KONAK’TA PAZAR DİNGİNLİĞİ…

ÖZET: Yeni bir hafta.. Yeni umutlar… Yeni beklentiler… İçerisine 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile benim doğum günümü de içine alan bir haftaya merhaba dedik… Hastalara şifa, dertlilere deva, borçlulara eda getirsin inşallah bu hafta… Borsada parası olana en az 2 tavan, kriptoda yatırımı olana da gani gani bereket versin… Bu kadar duadan sonra yavaştan girelim mi yazımıza…




ÖZET: Yeni bir hafta.. Yeni umutlar… Yeni beklentiler… İçerisine 23

 

Cümleten merhaba… Geçen hafta Perşembe gün ki yazımda yazmıştım.. Ben havada leyleği görmeden baharın geldiğine inanmam, diye… Birde, leyleği ilk havada gören o sene çok gezer felsefesinden etkilenmiş bi köşe yazarı olarak bu sene “ille de leyleği hava da görecem” deyip Keltepe’nin Salmanlar Köyüne çıkmıştım köşe yazımdan sonra… O gün bugündür Keltepe’nin yüksekliğinde ilk gelen leylekleri hava da görecem deyip pusu atmıştım… Şu ana kadar henüz gelen giden leylek olmadı Karabük’e… İzinsiz, kaçak göçek giren olmadıysa hala Karabük merkezde leylek yok… Net bilgi…

Cumartesi günü de elde dürbün leylek beklerken, telefonum çaldı… Arayan By Fatih organizasyondan Fatih ERDEM… “Titrettin Abi Afiye Hanım Konağında hafta sonu kahvaltılarımız başladı.. Senin ayağın uğurludur, Pazar sabah kahvaltıya bekliyorum Afife’de” dedi… 

 

PRENSESLİ PAZAR KAHVALTISI…

En büyük prensiplerimden biridir davete icabet etmek… “Tabi ki Fatih bey, siftahı bizden bereketi Allah’tan olsun” deyip ma-aile Pazar sabahı Afife Konağa gittik kahvaltıya…

Bahçe kapısından girerken kapının sol tarafında Prenses karşıladı bizi… Prenses dedimse Afife’nin kadrolu tekir cinsi kedisi… Ama baştan söylemiş olayım ismi gibi kendisi de prenses gibi… Kahvaltı boyunca yanımdan ayrılmadı… Masada çay bitse benden önce şefleri masaya davet ediyo, ara sıcaklar eksilse, bi işaretiyle masaya ara sıcaklar geliyo… O derece özel bi kedi… Demek isterdim ama öyle değildi tabi ki… Kahvaltı boyunca yattı ayağımın dibine, biz kalkana kadar kımıldamadı yerinden…

 

MASADA KUŞ SÜTÜ…

Kahvaltı masasına oturalı daha 5 dakika bile geçmeden serpme kahvaltıların tamamı masadaydı… Ben diyeyim 30 çeşit, siz deyin “Abartma Titrettin”… Tamam ama 28 çeşitten aşağı da düşmem, baştan söylemiş olayım…

Peynir çeşitlerinden sigara böreklerine, pişiden kaymağına, balından reçeline, zeytin çeşitlerinden omletine kadar yok yoktu masada… Masada telefon koyacak yer bulamayıp ek sehpa istediğime göre varın gerisini siz düşünün…

Hava güzel, bahçe güzel, ikramlar güzel… Herşey çok güzel… Arada Prensese de peynir, patates kızartması veriyorum ama bakışları “Otur kahvaltını yap, asabımı bozma” şeklinde olunca haliyle çokta ısrarcı olamadım…

Normal şartlarda 4 ayaklılarda aramın çokta iyi olduğu söylenemez… Ama mesafe konusunda kedilerden tırsma oranım, köpeklere göre nispeten daha iyi… Kediler 20 cm yakınıma kadar gelmesinden rahatsız olmasam da, köpeklerle mesafemi hep korumuşumdur… Köpeklerle en az 5 metre mesafe iyidir… En azından durduk yere bana hamle yaparsa, koşmak için arada bi mesafem olsun isterim hep… 

 

BİŞEY YAPMAYAN KÖPEKLER…

Ben ne kadar köpeklerden uzak durmaya çalışsam da, tüm köpek sahibi olan arkadaşlarımdan gelen cevaplara hep ifrit olmuşumdur… “Korkma korkma, bişey yapmaz”…

Neden güveneyim ki bu söze… Köpek bu… Hoppp, durrr, hoşttt diyene kadar sağ bacağı kaptırmayacağıma kim garanti verebilir ki….

Köpek denilen mahlukatla ne zaman bir ilişkim söz konusu olsa, başıma bela geliyo.. Ayıp değil ya sevmem köpekleri.. Daha doğrusu kendilerini sevmeme fırsat vermezler.. Hangi türden olursa olsun, bir köpek beni gördüğü zaman kedi görmüş gibi olur, hırlamaya başlar..

Birden bire yerimden fırlayıp kaçmak yakışık almayacağından, diplomatik davranıp hırlamalara sevgiyle karşılık vermeye çalışsam da, işe yaramaz…

 

KONUYU MİSALEN ÖRNEKLEMEM GEREKİRSE….

Misal, geçen yaz tatil için gittiğim yerde burnumdan getirdi bu köpekler..  Gittiğimiz yerde bi balık yiyelim, dedik.. İskeleye masa kurdurduk.. Masada dört kişiyiz, dördümüzün de ayaklarının dibinde kangal kırması birer köpek..

İçlerinden biri de sapık.. Uzandığı yerden ön patileri ile masadaki kadınlardan birinin ayağını tutmuş, öyle bakıyo.. Resmen ayak fetişisti..

Benim dibime çöreklenene ise köpek demek haksızlık olurdu.. Ben diyeyim köpek, siz deyin leopar.. Derisini yüzseniz postuna iki çoban köpeği sığar.. Stresten ne yediğimi bilemedim.. Üstelik bu itleri öyle şımartmışlar ki insan gibi “kıskançlık huyu” peydah etmişler.. Masadakilerden biri köpeklerden birini okşayınca geriye kalanların tamamı hırladı..

Vay efendim, ben dururken sen o köpeği nasıl okşarsın?” tribi.. Sonrası daha vahim, hırlaşmaları yetmedi, birbirlerine giriştiler.. Kıyamet koptu.. Ben garsonlara “Yahu şunları uzaklaştırın..” diyom.. Masadaki hanımlar “Aaaa! Bir şey yapmazlar..” deyip köpeklere arka çıkıyo..

Sapıklık sadece bu fetişist itlerde değildi yani..

Başta da yazdım, köpek sahiplerinin kullandığı şu “Bi şey yapmaz..” cümlesi beni resmen hasta eder.. Köpek saldırısına uğrayanlar arasında bir anket yapın.. Isırılmadan önce duydukları son şey; “Bir şey yapmaz!” cümlesidir.. Neyse, konu nerden geldi buralara yaa?? Heh hatırladım, Afife Konakta ki kedilerde kalmıştım…

 

BY FATİH YÖNETİMİNDE AFİFE…

Sağolsun Fatih ERDEM kardeşime… Sayesinde güzel bir Pazar kahvaltısı yaptık ailece… Keyifli sohbet, bir o kadar güzel kahvaltı… Çok güzel bir bahçe içerisinde bölgemizin en güzel kahvaltı mekanlarından birini oluşturmuş Fatih ERDEM… Çalışanları ile mekan ile, herşey 10 numara… Güzel bir hafta sonu dinginliği isteyen herkese tavsiye ederim…

Bu günlükte bu kadar… Artık uzun yazı yazıp okurlara işkence yapmaya gerek yok… Perşembe gün ki yazımızda görüşünceye dek kendinize iyi bakın…